Türkiye farklı iklim tiplerini bünyesinde barındırdığı için ürün çeşitliliği açısından oldukça zengin bir ülkedir. Türkiye özelindeki projeksiyonlar, iklim değişikliğinin neden olacağı etkilerin zaman ve bölge özelinde değişiklik gösterebileceğine işaret etmektedir. Ancak bilinmektedir ki ülkemizdeki tüm lokasyonlar iklim değişikliğinden yakın, orta ve uzun vadede etkilenebilecektir. Dolayısıyla bu durum ülkemizde yetişen başta ticari ürünler olmak üzere tüm tarım ürünleri için ciddi bir risk oluşturmaktadır. Orta vadede özellikle sıcak mevsimlerde hava sıcaklıklarındaki artışın Akdeniz ikliminin egemen olduğu batıdan karasal iklimin egemen olduğu doğuya gidildikçe kuvvetleneceği öngörülmektedir (Turp vd., 2014).
Yağış tahminlerinin coğrafi desenlerine baktığımızda, yine Akdeniz yağış rejiminin hakim olduğu güney ve batı bölgelerinin yıl boyunca - kış mevsimi dışında- daha az yağış alacağı öngörülmektedir. Bu durum; yağışın mevsimsellik gösterdiği ve yıllararası değişkenliğinin yüksek olduğu yani kuraklık olasılığının da görece yüksek olduğu bu bölgelerin, gelecekte kuraklığa daha fazla eğilimli olacağını göstermektedir. Ayrıca her mevsim yağışlı nemli ılıman bir iklimle nitelenen Karadeniz Bölgesi'nin en nemli ılıman kesimi olan Doğu Karadeniz'in, günümüz iklimine göre gelecekte daha çok yağış alacağı öngörülürken, ülkenin Güneybatı Anadolu, Doğu Karadeniz ve Kuzeydoğu Anadolu bölümlerinin de, etki, sıklık ve süreleri artabilecek olan sel ve taşkınlar ile arazi bozulmalarından daha fazla etkilenmesi beklenmektedir. Tüm bu iklimsel değişikliklerin bu bölgelerdeki tarımsal alanları da olumsuz etkileyebileceği söylenebilir. Bu sebeple de bu bölgelerde kuraklık, aşırı yağış, toprak bozulmaları gibi risklere karşı öneriler geliştirilmesi, mevcut ürünlerin niteliğinin değişen iklime uygun olarak sürdürülebilir hâle getirilmesi, olası alternatif ürün dağılımının planlanması ve bu ürünlerin yetiştirilmesine uygun alternatif lokasyonların belirlenmesi ile bazı bölgelerde farklı ürün geçişlerine zemin hazırlanması gerekebilecektir. İklim, tarımsal üretimde önemli bir faktör. İklimsel değişiklikler ve toprak koşulları, tarımsal üretkenlik ve kalitedeki değişimlere bağlı olarak tarımsal verimi etkilemektedir. İklim projeksiyonları da Akdeniz Havzası'nın iklimsel değişimlerden en fazla etkilenecek bölgeler arasında olduğunu göstermekte ve yakın, orta ve uzak vadede sıcaklık artışları ve yağış rejiminde meydana gelebilecek değişimlerle tarımsal üretimin de ciddi boyutlarda etkilenmesi beklenmektedir. Bu sebeple de bu bölgelerde kuraklık, aşırı yağış, toprak bozulmaları gibi risklere karşı öneriler geliştirilmesi gerekmektedi Dolayısıyla özellikle ülkemizde yetişen bitkisel üretim değeri ve ihracat niteliği yüksek ticari ürünler açısından uyum fazlasıyla önemlidir. Bu ürünlerin yetiştiği diğer ülkelerdeki verimin, ülkemizle kıyaslandığında daha yüksek olduğunu dikkate almalıyız. Bu ülkeler iyi tarım uygulamaları aracılığıyla verimde artış sağlarken, ülkemiz de dünya üretiminde önemli paya sahip olduğu ticari ürünlere yönelik iklim değişikliğinin etkilerini dikkate alarak uluslararası rekabet gücünü arttırmaya yönelik uygulamalara hızlıca geçiş yapmalıdır. Bu da ancak iklimsel değişimlere karşı hızlıca alınacak tarımsal uyum önlemleri ile mümkün olabilir. Doğru uyum stratejileri ve politikalarının geliştirilmesi de bu ürünlerin verimliliklerinin ve coğrafi dağılım desenlerinin iklim değişikliğine bağlı değişimlerinin tespit edilerek olası tehlike veya fırsatların dikkate alınmasıyla gerçekleştirilebilecektir. Bu amaçla bu kısımda Türkiye'de ticari değeri yüksek bazı ürünlerin iklim değişikliğinden
Alıntı:Tarım-İş Sendikası,İklim Değişikliği Ve Tarım Dünyasının Geleceği.