ÖĞRETMEN OLMAK… “Mustafa Kemal’in Kocatepe’den bakışıdır öğretmen olmak, Dalga dalga sürüklemektir, çocukları, gençleri… Samsun’dan karanlığın üstüne doğmaktır olmak… Önüne katıp cehaleti Ege’de sulara gömmektir. Berrak bir Türkçe’dir öğretmen olmak; diline, kültürüne sarılmaktır. Ay-yıldız olup göklerde dalgalanmaktır öğretmen olmak… Sözün özü bir sevdadır öğretmen olmak, Yüreklerde vatan vatan atmak Damarlarda bayrak bayrak dolaşmaktır.” Bir toplumda; “Öğretmen, alnında ışığı ilk hisseden insandır.” Bilindiği gibi öğretmenlik, mesleklerin en kutsalıdır. İşte onun için bu mesleğe “Tanrı Mesleği” adı verilmiştir. Gerçekten de doğrudur. Öğretmen için, körpe beyinleri işlemek, çocukları ve gençleri bilgilendirmek, onları topluma kazandırmak gerçekten olağanüstü bir uğraştır. İşte bunu takdir eden Halife İmam Hazreti Ali “Bana bir harf öğretenin kırk yılı kölesi olurum” demiştir. Bu özlü söz, öğretmenin ve öğretmenliğin değerini ne kadar da güzel bir biçimde anlatmıştır. Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK, aynı konuya parmak basarak “Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.” “Öğretmenler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakarlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır. Cumhuriyet fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvveğtli ve yüksek seviyeli muhafızlar ister…” (1924) “Efendiler, okullarda öğretim ve eğitim görevinin güvenli ellere teslimi önemlidir. Yurt evlatlarının, o görevi kendisine hem bir meslek hem bir ülkü sayacak erdem sahibi ve saygıdeğer öğretmenler tarafından yetiştirilmesini sağlayacak öğretmenlik mesleği yücedir. Dünyanın her tarafında öğretmenler toplumun en özveri sahibi saygıdeğer unsurlarıdır…” (1923) sözleriyle öğretmenlik mesleğini yüceltmiştir. Başöğretmen M. Kemal ATATÜRK; Öğretmenlerden beklediğini şu sözleriyle belirtmektedir. “Yetişecek çocuklarımıza, gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel ve herşeyden evvel Türkiye’nin istiklaline, kendi benliğine, milli geleneklerine düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.” Çocukları ve gençleri eğiterek yetiştirmek, onların yetenekleri olduğu bir meslekte yükselmesini sağlamak ve o konuda uzmanlaştırmak ancak öğretmenler sayesinde olmaktadır. İyi bir öğretmen, öğrencisinin geçmesini istediği bir köprü olma işlevini üstlenen ve öğrencisinin bu köprüden geçmesine yardımcı olduktan sonra, sevinç ve coşkuyla çöküp aradan çekilerek öğrencisini kendi köprüsünü kurmak için yüreklendiren öğretmendir. Alman Başbakanı Bismark, “Ben 1870 harbini öğretmenler sayesinde kazandım”, demiştir. Fin filozof, yazar, diplomat ‘Snelman’ın büyük ünü Fin kültürünü yaratan halk öğretmeni olmasındandır. Bizim Atatürk’ümüz gibi… Snelman ve arkadaşları, halk öğretmenleri sıfatıyla 19 yy.’da sürekli hizmet ederek bataklıklar ülkesi Finlandiya’yı (Suami’yi) beyaz zambaklar ülkesine dönüştürmeyi başarmışlardır. Sözün özü Fin aydınlanmasının ‘Snelman’, öğretmenleri eğiterek öğretmenlere, din adamı, avukat ve memurla seferberlik ilan ederek başarmış, yeni çağın Fin kahramanı olmuştur. İlkokuldan başlayıp, üniversite öğretiminin sonuna kadar çocukları ve gençleri hayata hazırlamak, onları eğitip öğretmek ancak bu özverili meslek sahipleri öğretmenler sayesinde olmaktadır. Şu özlü söz öğretmenlerin özverisini güzel bir biçimde dile getirmektedir: “Öğretmen bir muma benzer, etrafa ışık verir ve aydınlatır; fakat kendisi erir.” İşte “Tanrı Mesleği” denen bu özverili öğretmenler, bu sözdeki gibi özverili bir çalışmanın kahramanlarıdır. “ÖĞRETMENLİK, NE SERVET NE DE ŞÖHRET VADEDER; ONU SEVENLERE, İNSANLIĞIN ASALET ÜNVANINI BAHŞEDER” H.V. DYKE Toplumda öğretmene saygı göstermek, onun dağarcığındaki bilgileri öğrenmek, bilgi çeşmesinden bilgi içerek yararlanmak gerçekten öğrencileri olgunlaştıran ve onları memleket meselelerinde söz sahibi eden büyük bir uğraştır. Öğretmenlerin toplumda her zaman sevilip, saygı görmesi, eli öpülmesi, ona baş köşede yer verilmesi işte bu yüzdendir. Osmanlı İmparatorluğu’nda birçok ünlü hükümdarların savaş ve barış anlarında birçok konuları öğretmenlerine danışması, onların danışmanlığından yararlanması bundan ötürüdür. Görüldüğü gibi öğretmenlerin toplumda ayrı bir yeri ve değeri vardır. Öğretmenine saygı gösteren toplumlar daima yükselmişlerdir. Öğretmenin değerini bilen insanlar bunun ödülünü iyi yetişerek, unutulmazlığa, ölmezliğe erişmek suretiyle görmektedirler. Öğretmenler Günü’nde “Ulusumuzun BAŞÖĞRETMENİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ü saygıyla, sevgiyle, minnetle ve özlemle anıyoruz.