Ülkemizin tanınmış gazetecilerinden, yazarlarından, televizyoncularından, TRT Genel Müdürlerinden edebiyatı, müziği, şiiri sevenlerden ve bu alanda zevkle çalışanlardan sayın Mehmet Barlas’ın geçenlerde bir yazısını okudum. Bedrettin Dalan’ı anlatıyordu. Bedrettin Dalan’ı Aydın Lisesi’nde okuduğumuz yıllardan tanıyordum. Hemen o geçmiş yıllar hatıralarımda canlandı. Lise öğrencisiydim. Evimiz Cihanoğlu Camisi Külliyesi’ne yakın. Külliyede güzel bir öğrenci yurdu var. Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne bağlı. Bu yurtta çalışkan öğrenciler, köylerden, kasabalardan, ilçelerden okumaya gelen öğrenciler kalıyor. Sanırım yüz civarında öğrencinin barındığı bu yurtta akşam etütlerine benim gibi birkaç torpilli de katılıyordu. Bu çalışkan öğrencilerden hatta bazen kuru fasulye olduğu öğle yemeklerinden de faydalanıyordum. Kimler yoktu ki o yurtta kalan… Söz gelimi eski valilerimizden rahmetli Recep Yazıcıoğlu, Bedrettin Dalan, Mesut Özakcan, İsmail Perçinel, Kasım Bağdatlı gibi adını yazamadığım, görevlerini başarıyla yapan çalışkan insanları yetiştiren bu öğrenci yurdunu ve orada tanıdığım kişileri unutamıyorum. Özellikle bu kişilerden Bedrettin Dalan ile Recep Yazıcıoğlu, Kasım Bağdatlı sonraki yıllarda birlikte olduğum kişilerdi ve üzerimde kalıcı etkileri olmuştu.

Recep Yazıcıoğlu Aydın Valisiyken lisemize çok katlı yeni binayı yaptırmış, çevreden katkılar sağlamıştı. Bedrettin Dalan da bu katkıyı fazlasıyla sağlayanlardan birisiydi. Binaların bakımı, bahçe dizaynının modern hale getirilmesi, okul araç ve gereçlerinin temini konusunda da çok faydaları olmuştur. Özellikle bizim İstanbul’da öğrencilik yıllarımızda kokudan yanında oturulmayan, balıkların içinde yaşayamadığı Haliç’i “gözlerimin rengine çevireceğim” dediği mucizeyi gerçekleştiren Bedrettin Dalan’ı hep hatırlayacağım. Bir de kumpas, Ergenekon davaları gibi algılarla yaratılan iftiralar nedeniyle 7 yıla yakın AB ülkelerinde kaçak yaşamasına neden olan olay nedeniyle çok üzülmüştük. Bu uzun gurbet yıllarından dönünce, Aydın Lisesi Mezunlar Derneği’nin (ALMED) Kuşadası Jade Sahil Gazinosunda verilen yemeğinde buluşmuş, fotoğraflar çektirmiştik. Bu gecede dernek yöneticileri ve İzmir’den gelen Şebnem Bursalı da vardı. Birçoğumuzun kimya öğretmeni, evini ALMED’e bağışlayan sevgili öğretmenimiz Nihal Arkayın da aramızdaydı.

Bedrettin Dalan’ın o geceki konuşmasından şu bölümü anlatmalıyım: “Şu son yıllarımda 7 yılımı gurbet ellerde geçirmeme sebep olanlara dayanma gücümü Aydın efelerinin yüreğiyle dayandım. İçimdeki Atatürk ve vatan sevgisiyle sabrettim.” Yazar Mehmet Barlas’ın yazısından aldığım Bedrettin Dalan’ın bestelenmiş şu şiirini sizlere duyurmak istiyorum: DAĞLAR

Başında bulutu tutan dağlar

Sarpında kartala yuva dağlar

Yanında yerimi yutan dağlar

Yol versen ne olur yol, vermesen ne olur.

xxxxxx

Un etsem de alamam öcümü

Yok ettin kervanımı göçümü

Göz göz ettin yaralı gönlümü

Yol versen ne olur, vermesen ne olur.

Aydın Lisesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Yeditepe Üniversitesi ve Eğitim Vakıfları Kurucusu sevgili Bedrettin Dalan’a bundan sonraki yıllarında da başarılar ve mutluluklar diliyorum.