Yeni yıla bir hafta kaldı. 2017’ye büyük umutlarla girmek istiyorum. 2016’ya da büyük umutlarla girmiştik. Nedense her yıl dönümünde böyle oluyor. Yaşlanan eski yılı sonsuzluğa yolcu ederken, yeni yıla gerekenden fazla umut besleriz. Yeni yılda herhalde ülkenin sorunlarının çözüleceğini sanırız. Oysa Türkiye gibi bir ülkede değişen hiçbir şey olmaz. Bilindiği gibi ülkede terör azmış, ekonomik kriz ise kapıda bekliyor. Ama yine de yeni yılı güzel başlangıçlar için bir destektir.Ama 2016 sonunda neler kazandığımızı ve neler kaybettiğimizin bir muhasebesini yaparız. Hükümet 2016’nın çok iyi geçtiğini iddia etse de yıl içinde çok olumsuz gelişmelerin yaşandığını rahatlıkla söyleyebilirim.


Haftalardır Türk kamuoyunu meşgul eden AB parlamenterleri, 24 Kasım 2016 tarihinde Türkiye AB müzakerelerini dondurma kararı vermiştir. Bu karar Türkiye için acı bir gelişmedir. Kararın hukuki bir sonucu olmamakla birlikte, bu davranış biçiminde Türkiye’ye ağır bir mesaj vardır.Zaten ülkede bir belirsizlik yaşanıyor. AB’nin bu davranışı ile belirsizlik daha da artacaktır. Belirsizlik ortamı ekonomik yaşamı olumsuz etkiler ve hala etkilemeye devam ediyor. 1 Amerikan doları 3,50 TL’ye yükselmiştir. Bu olumsuz gelişme 2017’ye de sarkacağı görülüyor. Yani 2017’de değişen hiçbir şey olmayacak. Zira sorunlar olduğu gibi duruyor. Türkiye’nin borçları mı ödenecek? Hayır. Bir kısmı ödense bile 2017’ye devredecektir.


Zira 2017 aklımıza bile gelmeyen süprizlere çok açık olacak. Mesela 2017, Türkiye ekonomisi için çok tehlikeli bir yıl olacak. Çünkü döviz kurları sürekli bir hareket halinde. Bu ortamda ekonominin iyi gittiğini veya gideceğini kimseye inandıramazsınız.Zaten sokaktaki vatandaşlar, ekonomik verilere miyop gibi bakıyor. Bir araştırma şirketi, dünya genelinde 56 bin kişiyle yaptığı “umut veya umutsuzluk” araştırmasında, 2017 yılı daha mı zor geçecek sorusuna yanıt arandı. Türkiye’de görüşülen kişilerin yüzde 43’ü zorlukların artacağını vurguladı. Yüzde 25’lik kesim ise durumun değişeceğine inanıyor.


Geçtiğimiz yıl eksi 1 olan ekonomik umut bu yıl 12 puan azalarak eksi 13’e düştü. Yani Türkiye’nin iddia edildiği gibi temel sorunları çözülmedi. Problemler bitmedi. İşsizlik ve yoksulluk arttı. Gelir eşitliği düzelmediği gibi daha da arttı. Geçim sıkıntısı ağırlaştı. Bölgeler arası uçurumlar açıldı. 2017’de vergiler daha da artaracak. Zamlar durmuyor. Ancak bütün bu fiyat artışları rakamlara yansımıyor. Türk lirasının son bir yılda yüzde 30 değer kaybetmesi de enflasyona yansımadı. Küçük esnaf borçlarını borçla kapatma dönemi içinde sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Orta tabaka var mı bilemiyorum, ama varsa endişeli.


Artık devletin bütçe açıklarını kapatacak kaynaklar da kalmadı. Mesela özelleştirilecek mal neredeyse kalmadı. Biz bu filmi 1956-60 arasında da izlemiştik. Bu film 2001’e kadar hep vizyonda kaldı. Yaşlı 2016’yı bir hafta sonra ebediyete uğurluyoruz. Daha iyi bir yaşam için umutlu olmak istiyoruz. Ancak ezberlerin bozulacağı bir yıla girdik. 2017 giden yıldan daha hüzünlü olacak.

BAŞKANLIK GELİRSE

AK Partililere göre “Başkanlık gelirse terör biter.”Terörün ülkemize ve gencecik gençlerimize verdiği zarar, unutulacak ve affedilecek gibi değil. Hele son bir aydır yaşadıklarımıza çok üzülüyoruz.” Türkiye asla bu vahşi ve merhametsiz saldırıları hak etmiyor. Ama ne çare ki Türkiye 40 yıldır, bu sorunu çözemedi. Çünkü ülkemizde bu eylemlerini yapan terör örgütlerinin hepsi batı dünyasının kuklaları ve maşalarıdır. Hal bu olunca Türkiye, terörü nasıl bitirecek ve sonlandıracaktır. Gerçekten durum vahim. Zirvede peş peşe yapılan toplantılar ve şehitlerimizi toprağa verirken, “şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganlarıyla kendimizi bile tatmin edemiyoruz.


Yurdun bir çok yerinde düzenlenen protestolarda şehitler için cenaze namazları kılınıyor, miting ve yürüyüşler gerçekleşiyor. Türk bayrakları asılan araçlarla şehir turları atılıyor. Bu davranışlar birlik ve beraberliği pekiştirir, ancak terörü sonlandırmaz.

NEDEN BU HALDEYİZ

AK Parti hükümeti döneminde devletin en üst kademelerinde görevler yapan eski meclis başkanı Cemil Çiçek, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu şu sözlerle dile getiriyor. “Bu ülke siyaseten ve dinen kandırılmışxlar ülkesi. Dinen kandırıldığını gördük. Kendi meclisini bombalayacak kadar, kendi insanına kurşun sıkacak kadar zalimleşiyor. Böyle bir insan tipine hangi demokrasi getirirseniz getirin bunu hak etmez. Cennete gitmek için bir efendi hazreti bekliyoruz. Dünyadaki sıkıntılardan kurtulmak için de bir kahraman bekliyoruz. 150 sene sonra hala iki cihanda bizi kurtaracak tek adamlar arıyoruz. Gelişmiş Avrupa, ülkelerine bakalım. Kahraman mı arıyorlar? Cennete gitmek için bir adam. Dünyadaki sıkıntılarımızı çözmek için bir adam Türkiye’nin bu aymazlıktan ve kolaycılıktan kurtulması lazım.