İnsanlar, iradelerinin dışında dünyaya gelirler ve giderler. Yaşadıkları süre içerisinde, bütün nimetlerden en üst derecede yararlanarak mutlu olmak isterler. İnsanlar birlikte yaşamak zorundadırlar.

Her oyunun bir kuralı olduğu gibi birlikte yaşamanın da belirli kuralları vardır. Bu kurallara uyan insanların, ihtiyaçlarını daha kolay temin edecekleri ve daha çok mutlu olacakları açıktır. Bu nedenle insanların, toplum hayatını düzenleyen belirli kuralları öğrenmeleri ve bunları davranış haline getirmeleri hayatın bir gereğidir. Toplum hayatında insan ilişkileri önemli bir yer tutar. Bu ilişkiler, belli kurallara dayanır. Bu kuralların bir kısmı hukuka, bir kısmı örf ve adetlere bir kısmı da inançlara dayalıdır.

Toplum hayatını düzenleyen bu kurallara uymak, insan ilişkilerini geliştirir ve kişilerin mutlu olmasını sağlar. Kurallara aykırı davranışlar; kişileri mutsuz kılar, giderilmesi güç olan durumların meydana gelmesine neden olur. İnsan davranışları, hukuk kurallarına aykırı olursa, “hata veya suç”, örf ve adetlere aykırı olursa “ayıp”, inançlara aykırı olursa “günah” şeklinde değerlendirilir. Hukuk kuralları emredicidir. Bunların insanlar tarafından yerine getirilmesi zorunluluğu vardır. İnsan ilişkilerini düzenleyen örf, adet ve dine dayalı kurallar, emredici bir nitelik taşımazlar. Ancak, bu kurallara uymamak, onları bilerek yapmak, insanı çevresinde sevimsiz, kaba ve saygısız duruma düşürebilir. Kısaca diyebiliriz ki, insanların birbirleriyle ilişkilerinde; önce kendilerine, sonra da karşısındakilere saygılı olması işlerini kolaylaştırır. Bu karşılıklı etkileşim insan ilişkilerinin bir gereğidir. İnsan ilişkilerinin; ailede, bulunduğu çevrede ve ülke genelinde olduğu gibi diğer ülke insanlarıyla da iyi olması önemlidir.

İNSAN ÖNCE İYİ İLE KÖTÜYÜ AYIRT EDEBİLMELİ

Bu nedenle, insanların iyi alışkanlıklar edinmeleri ve bunu sürekli bir davranış haline getirmeleri kaçınılmazdır. İnsanlar, diğer insanlarla olan ilişkilerinde dikkatli davranmalıdırlar. Bulundukları yerin kurallarına göre davranış göstermelerinin kendilerine değer kazandıracağını unutmamalıdırlar. İnsan önce iyi ile kötüyü ayırt edebilmeli, iyi olanları kendisi için istediği gibi başkaları için de istemeli ve bunu davranış haline getirmelidir. Her insan tek başına olduğu zamanlarda bile, iyi olanları gerçekleştirme yolunda çaba harcamalı ve olumsuzluklardan kaçınmalıdır. Bu ruhsal olgunluğa ulaşmış olan kişi, sorumluluk duygusu taşıyacaktır. İyi ve kötüyü birbirinden ayıracağı için de çevrede olumlu izlenimler bırakır. Bu davranıştan hem kendisinin hem de etrafındakilerin mutlu olacağı unutulmamalıdır. İnsanların; ailede, çevrede, okulda, iş yerlerinde elde ettiği olumlu bilgi ve becerileri davranış haline getirmeleri ve bunlardan, diğer insanları da yararlandırmaları gerekir. Diğer taraftan insanın kendisini disipline etmesi, kurallara uyması, toplum hayatının vazgeçilmez bir unsurudur. Herkesin bu kurallara uyması kaçınılmazdır. Edinilen bilgi ve beceriler, olumlu yönde kullanıldığı takdirde bir değer taşır. Aksi halde, insanların yararına kullanılmayan bilgi ve becerilerin bir değeri yoktur. Olumlu davranışları bilip de aksi davranışlarda bulunan insanların topluma yararının olduğunu da söylemek mümkün değildir. Olgun ve tecrübeli bir kişi, ilişkilerinde karşı tarafın nasıl bir davranış göstereceğini tahmin etmeli ve ona göre hareketlerini düzenlemelidir. Bu davranış meydana gelebilecek olumsuz ilişkileri de engeller. İnsanın, ilişkilerinde karşı tarafa güven duymakla birlikte, muhatabın tavrına göre de hareket etmesi yerinde olur.

İnsan davranışları belirli oranda diğer insanları da ilgilendirir.

*************

İnsan davranışlarının bir bütün olarak ele alınıp değerlendirilmesi ve çıkan sonuçlara göre kişinin kendi hareketlerini tayin etmesi toplum hayatını kolaylaştırır. Olumsuz hukuki olaylara, davranış bozuklukları sebep olduğu için, bu olaylarda azalmış olur. Bu nedenle toplumda, davranış bozukluklarından arınmış, güven duyulan medeni insanlara ihtiyaç vardır. İnsan, önce bulunduğu toplumun değerlerini öğrenmelidir. Sonra karşılaştığı diğer insan veya toplulukların insan ilişkilerinde dikkat ettikleri hususları öğrenip, uygulayabilmelidir. İnsanlar tarafından alınan bu tür bir tedbir, istenmeyen davranışların da ortaya çıkmasını önlemiş olur. İnsan ilişkilerini belirleyen kurallar bilinip uygulandığı oranda; insanlar, medeni ve seviyeli bir toplum meydana getirmiş olurlar. Böyle bir ortamın oluşması sonunda insanlar haz ve gurur duyarlar.

Toplum hayatını, kanunlardan çok örf ve adetlerden kaynaklanan kuralların düzenlediği bilinmektedir. Hukuk kuralları, insan ilişkilerini hukuk açısından düzenler ve toplumda huzur sağlar. Fakat, esas insan ilişkilerini yazılı olmayan örf, adet, ahlak ve dini inançlara dayalı kurallar düzenlemekte ve bunlar gerek ailede, gerekse toplumda huzur, mutluluk, sevgi ve saygıyı sağlamada etkili olmaktadır.

Nezaket ve Görgü Kuralları Nelerdir?

Nezaket ve görgü kuralları, genellikle aileden öğrenilmekle birlikte internetten, insanları gözlemleyerek, sorarak, okuyarak vb. yollarla da öğrenilebilen bilgilerdir. Bireyin kişiliği üzerinde de olumlu birçok etkisi vardır. Kişinin bulunduğu yerde ve zamanda nasıl ve ne şekilde davranması gerektiğine yardımcı olur. Nezaket ve görgü kuralları uymak kişinin hayatının her yerinde her insana karşı olumlu bir ifade bırakmasını ve karşısındakinin onu daha iyi dinlemesini sağlayan toplum kurallarıdır.

GÖRGÜ KURALLARI AİLEDEN BAŞLAR

Görgü; görülesi olayları temsil eder. Somut davranışlar sergilenmesi beklenir. Toplumda uyulması gereken kurallardır. Nezaket ve görgü kuralları yasalar tarafından belirlenen veya oluşturulan kurallar bütünü değildir. Bir toplumun değerlerinin oluşturduğu kurallar bütünüdür. Yani nezaket ve görgü kuralları toplum tarafından oluşturulan ve belirlenen kurallardır. Bir toplumdan başka bir topluma bu kurallar değişiklik gösterebilmekle birlikte herkes tarafından kabul edilen kurallar bütünü de bulunmaktadır. Bu yüzden bu kurallara uyulmadığı zaman herhangi bir yasal yaptırım yoktur. Ancak toplumsal olarak bir yaptırım bulunur. Toplum tarafından baskı görme, saygısız, kaba vb. damga yeme gibi durumlar doğurabilir.

Nezaket; başkalarına karşı nazik, ince ve saygılı olma durumudur. Sosyal yaşamda çeşitli durumlarda uyulması gereken kurallara nezaket kuralları denir. İletişimden tavıra, duruştan beden diline kadar geniş bir ağı temsil eder. Nezaket ve görgü kuralları kişileri ve toplulukları birbirinden ayırmaya ve yaşamı kolaylaştırmaya yardımcı olur. Bireylerin ve toplulukların davranışlarına düzen getirir ve nasıl davranılması gerektiği ile belirleyici rol oynar. Nezaket ve görgü kuralları, uyulması durumunda bireyi veya toplulukları başkalarına karşı saygılı, uygar ve ince olarak gösteren kurallardır.

ÖZLÜ SÖZ: "İyi davranışlar ve nezaket her zaman modadır." "Nezaket, fikir ve ahlak kültürünün bir simgesidir." "Görgülü olmak toplumun parçası olmaktır." "Saygı kazanmak istiyorsan görgü kurallarına uy!!!!!"

Tüm Saygıdeğer Aydın'ın Haber Portalı Yeni Kıroba Gazetesi okuyucularım; Selamlar, Saygılar ve Sevgiler. Güzel Günlere; Mutlu Yarınlara, Kalın Sağlıcakla ve Esenlikle…