Öğrencilik yıllarımızda, 1955 – 1970 arasında, Cep telefonları yokken - özellikle yatılı okullarda - ana bina girişlerinde ankesörlü telefonlar vardı. Önceleri jetonluydu, sonraları kartlı olmuştu. Teneffüslerde ve acil durumlarda öğrenciler – sıra bekleyerek - görüşmelerini –hatlar açık olursa- yapabilirlerdi. Diğer zamanlarda ise saatlerce ankesörlü telefonun yanında, evdekilerin gurbetteki bizleri aramasını beklerdik. Eve gidiş-gelişler de, sadece sömestre tatilinde olurdu.
Teknoloji değişti. Günümüzde ilköğretim seviyesi dahil, öğrencilerin çoğunda cep telefonları var artık. Ama ne yazık ki, doğru yerde ve zamanında kullanmasını bilmediklerinden okullarında sorunlar yaşamaktadırlar.
Bazı öğrencilerin öğretmenleri ders anlatırken, diğer arkadaşları dersi takip etmeye çalışırken, arkadaşlarına mesaj attıkları, “bilgisayar donanımlı” iphone ve benzeri türü akıllı telefonlarla “internette gezindikleri”, televizyon izledikleri, telefonu ellerinden düşürmedikleri, daha doğrusu onunla “oynadıkları” herkesçe malumdur. Bu öğrenciler dersi nasıl takip edebilirler? Cep telefonlarının bu şekilde kullanılması öğrencilerin başarısızlığına neden olmakta, üstelik dersi izleyen arkadaşlarını da engellemektedir.
Aynı şekilde işyerlerinde çalışma esnasında çalışanların - özel amaçlı cep telefonu konuşmalarının - iş verimini düşürdüğü de bir gerçektir. Bu okulda da aynıdır.
Bir ara okul yöneticileri –çözüm için- öğrencilerin cep telefonlarını okul çıkışı geri vermek üzere alıkoymuşlardı. O da olmadı. Ama halen – cep telefonlarına el koymalara- devam edildiğini biliyorum. Ancak, başka çözümler olmalı.
Bazı öğrencilerin okulda veya sınıfta bazı olayları ve uygunsuz durumları telefonlarına kaydederek internet ortamında, sosyal medyada, yaydıklarını da bilirsiniz. Olmaması gereken bir durum diye düşünüyorum.
Yaşanan olumsuz olaylar üzerine, okullarda cep telefonlarının amaç dışı kullanımının önlenmesi için, (9.1.2007/26408 Resmi Gazete)de yayımlanan değişikle, MEB. Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliği'nin 5.maddesi, 2/ p ve r bendlerinde;
“p) Bilişim araçlarını (Bilişim araçları: Ses ve görüntü kaydı yapma özelliği olan cep telefonu ve kamera ile bilgi toplama, saklama, tasarlama, işleme, aktarma ve çoğaltmada kullanılan bilgisayar, internet, MP3 çalar, DVD, CD, çağrı cihazı ve benzeri araçları,) kişisel, toplumsal ve eğitsel yararlar doğrultusunda kullanmaları,
r) Bilişim araçlarını; zararlı, bölücü, yıkıcı ve toplumun etik kuralları ile bağdaşmayan ve şiddet içerikli amaçlar için kullanmamaları; bunların üretilmesine, bulundurulmasına, taşınmasına yardımcı olmamaları ve sanal ortamlarda da bu doğrultuda davranmaları, beklenir.” hükmü eklendi.
Ancak bu konuda hatalı ve yanlış kullanımda; Disiplin cezasını gerektiren davranışlar' da;
Madde 12 – (1) / 18) “Bilişim araçlarını, okul yönetimi ile öğretmenin bilgisi ve izni dışında konuşma yaparak, ses ve görüntü alarak, mesaj ve e-mail göndererek, bunları arkadaşlarıyla paylaşarak eğitim-öğretimi olumsuz yönde etkileyecek şekilde kullanmak, “ hükmü getirilmiştir.
Açıklamalara göre okullarda cep telefonu yasağı bulunmamakta ancak, cep telefonu kullanımına “sınırlama” getirilmektedir. Okul yöneticileri ve öğretmenler MEB. Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliği'nin ilgili maddelerine göre işlem yapmak zorundadır.
Yukarıdaki disiplin maddelerindeki hususlar ve yaptırımlar öğrencilere ve velilere anlatılmalıdır. Ancak, bu konuda bir öğretmen cep telefonu konuşmasına izin verirse, diğeri de “hayır” derse bu iş uygulamada sorun çıkartır. Bu nedenle uygulamada öğretmenler de “ortak davranış içerisinde” olmalıdır.
Günümüzde sokaklardaki tehlikeler karşısında, ana-baba ve velilerin çocuklarının okullara gidiş-gelişlerinde, acil durumlarda onlara aldıkları “cep telefonları”nı kullanmalarını istemeleri de çok doğaldır. Haberleşme özgürlüğü kısıtlana-maz. Bu konuda öncelikle öğretmenler, ana-babalar ve veliler “bilinçli cep telefonu kullanılması” konusunda birlikte bilgilendirilmelidir.
Okullarda cep telefonlarının bilinçli ve amaca uygun kullanılması konusunda “Psikolojik Danışmanlar”a ve “Rehber Öğretmenler”e daha çok görev düşmektedir. Çünkü onlar öğrencilerle daha iyi iletişim kurmaktadır.
Öğrencilerin cep telefonlarını yerinde ve zamanında ya da acil durumlarda kullanmaları konusunda eğitilmeleri sorunu çözecektir. Burada önemli olan, öğretmenlerin öğrencileri yönlendirirken- onların cep telefonlarına el koymadan–ikna ederek - onlara okulda cep telefonu kullanılması hususunda “örnek” olması gerekmektedir. Ayrıca cep telefonunun saatlerce kullanılmasının sağlığımız üzerindeki olumsuz etkileri de öğrencilere anlatılmalıdır.
Cep telefonunu “Daha az nasıl kullanmalıyız?” kuralının benimsetilmesi ile bu sorun büyük ölçüde azaltılabilir. Bunun başarılmasında hiç kuşkusuz, öğrenci ve velilerin ikna edilmesi en başta gelir.
“Her şeyin azı karar, çoğu zarar.” olduğu unutulmamalıdır
Sevgi ve saygılarımla
Ali İhsan ÖZÇAKIR
MEB.Emekli Bakanlık Başmüfettişi
e-mail: [email protected]