5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü'dür. Türk Kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 87.yıldönümüdür. Türkiye'de kadınların seçme ve seçilme hakkına 5 Aralık 1934 yılında sahip olduğunu ve Türkiye Cumhuriyetinin bu konuda birçok ülkeye de öncülük ettiğini biliyorsunuz. 5 Aralık 1934 tarihinde ”Kadınlara Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı” veren yasanın kabulü ile her yıl ”Kadın Hakları Günü” kutlanmaktadır.

Türkiye 87 yıl önce parlamentodaki kadın temsil oranıyla dünya ikincisi iken, bugün dünya ve AB ortalamasında son sıralarda yer almaktadır. Neden?

Kadınlarla ilgili kararları eskiden olduğu gibi yine erkekler veriyor da ondan. Kadının kendi haklarını belirlemedeki en büyük noksanlık, kadının siyasi yaşamda varlığının etkin şekilde gösterilmemesi, hatta engellenmesidir.

Siyaset ve karar mekanizmalarında, demokratik ortamda kadınların, eşit ve etkin biçimde temsil edilmemesi, erkeklerin toplumda egemenliklerini tek başlarına sürdürmek istemelerinin sonucudur. Egemen erkek toplumunda kadının yeri evidir. Asli görevi de çocuk doğurmak, onları yetiştirmek ve eşine hizmet etmektir. Bu anlayış değiştirilmedikçe, kadın-erkek eşitliğinden söz edilemez.

Günümüzde ailede, iş yaşamında, sosyal alanda var olan kadın, siyasette yok sayılmaktadır. Kadın-erkek eşitliği nerede kaldı öyleyse?

Türk kadını, 1935 yılında 5.dönem parlamentoda 18 kadın milletvekili ile temsil edilmiş, 24 Haziran 2018 de yapılan seçimlerde, TBBM'de kadın milletvekillerinin oranı %17 de kalmıştır. 33 kentin kadın milletvekilleri yoktur. 600'e çıkan üyelerin 103'ü kadın milletvekilleri olmuştur.

Nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın siyasetteki temsil oranlarının bu derece düşük düzeyde olması, 87 yıl önce verilen “Kadınların Seçme ve Seçilme Haklarının” fiilen nasıl işletildiğinin göstergesidir.

“Kurtuluş Savaşı”nda verdiği mücadele ile örnek olan Türk kadını, ülkemizin kalkınması ve gelişmesi için bu mücadeleyi de verebilecek güçtedir. Bize düşen görev kadın-erkek eşitliği mücadelesinde kadınlara tam destek vermektir.

Bizleri doğuran, yetiştiren ve yaşantımızda en büyük yeri olan analarımızın, cefakâr kadınlarımızın bu günlerini kutluyorum.

Sevgiyle kalın. Saygılarımla.


Ali İhsan Özçakır

MEB. Emekli Bakanlık Başmüfettişi