Haziran ayında alışkın olmadığımız görüntüler.

Bahar yağışları geçen hafta sonu sel ve boran oldu , geri geldi.

Bu hafta da sıcaklıklar aynı devam edecek ve bulutla karışık günler gelecek.

Kışın yağmayı unutan gökyüzü , yazın başında açtı yeryüzüne kucağındakileri,

Yer gök su deryası mübarek.

Sağanak yağış sokaklarda sellere , dolu yağışına neden oldu yükseklerde.

Afetsiz olduğunda bereket…rahmet..!

Eskiden Mega kentlerde yağmur yağdığında bir rezalet.

Ama haberlerde izledik , Anadolu kasabalarında sel sularında sürüklenen arabalar, hayatını kaybedenler.

Tabiat ana torpil , adam kayırma bilmez,

Ama doğanın işine karışınca siyaset,

Altyapılardan vurun birbirinize hazret..!

Önceki sellerde Muhalefeti eleştirenler ,

Pencereden gördükleri sularla deniz birleşince,

Kendi kentlerine toz kondurmayanlar.

Bu yağışlar bir doğal afet,

Bundan siyasi pay çıkarmak ise bize özgü bir muhalefet.

***

AYAK BASTIĞINIZ HİÇ BİR YER SAĞLAM DEĞİL.

Doğal afete denince unuttuğumuz bir başkası geliyor akıllara,

Ege bölgemiz en güzel gökyüzünün altı olmasına rağmen , bizim deyişimizle, ırgalanmadan da duramıyoruz.

Gerçi bu ara sakin , ama gelecekte rahat uyumak için , şimdiden önlemini almak lazım.

Aydın 70’lerden genel de bahçeli tek katlı , bilemediniz 2-3 kattan daha yüksek yapısı olmayan sakin bir kentti.

Ne zaman apartmanlar mantar gibi bitiverdi,

70 den sonra önce Bulvar , İlçelerde ana caddeler, çoklu yaşamaya başladık ama alışamadık.

Çünkü günümüzde apartman hayatı genlerimizden gelen tek başına yaşama DNA larımıza dek işlemiş olmalı.

Olası depremde, üst katlarda yaşayanlar pek tedirginler.

Çünkü en çok onlar hissedenler..!

Binaların salınım yapması oldukça doğal,

Rijit yani sert bükülmez eğilmez, olması halinde kırılganlığı daha da tehlikeli.

bu yıl 20. Senesini anacağımız 17 Temmuz 1999 Marmara depreminde anılarımı getirdi aklıma.

Görev yaptığım kamu kurumundan on kişilik bir ekip acilen görevlendirilmemizin ardından ,

tam bir hafta sonra Adapazarı'na ulaştığımızda adeta savaş yerine geldiğimizi sandık.

gecenin ilerleyen saatlerinde ıssız boş sokaklarda görevliler ayakta,

bir resmi binanın odalarındaki koltuklara serildik.

aslında deprem fırtınaları devam ederken binaların içine girmek riskli de olsa, saatlerce yolculuktan sonra göz kapaklarımıza yenik düştük.

yaz gecesinde yıkılmış binalar , savaş sonrası yıkılmış kent görüntüsündeydi.

Ortalığı saran kesif bir çürümüşlük kokusunun kaynağını enkaz altındaki cesetlere bağlayanlar oldu , ama geçek sonradan öğrenildi ki, bu iddia doğru olsa da, evlerin enkazında kalan buzdolaplardaki çürümüş gıda maddelerinin de kokuya neden olduğunu anladık.

Hiç unutmam , 1999 Ağustos ayında meydana gelen büyük Marmara depremine gitmeden önce Aydın da sıcak ve oldukça kurak bir yaz yaşarken, Adapazarı sokaklarında her yer ıslak ve serin, sular içinde salyangozlar yüzüyordu.

Adapazar'ı öylesine büyük bir göl üzerine konuşlanmıştı ki, yeraltı su seviyesi neredeyse zeminle aynı seviyedeydi..!

Adı gibi " ada " ile başlayan kentte bazı yapıların hiç yıkılmadan suya batması veya yan devrilmesi ilginç görüntülerdi.

Ya AYDIN , Nazilli ilçemizin aşağı Nazilli ve Çapahasan mahallelerinde yeraltı su seviyesi oldukça yükseklerde ve zemine yakın..!

Ama önlem alınmadan yapılan inşaatlar , çok katlı Öğrenci yurtları olası bir depremde daha çok hissedecek sarsıntıları.

hatta hiç de istemediğimiz yıkıntıları .

Ege bölgesinde var olan bu hareketlilik , aslında eskiden elle dökülen betonla yapılan 2000 yılı öncesi binalarda oturanları biraz da önlem almak üzere, deyim yerindeyse , korkutmalı.

Korkulu rüya görmektense ,uyanık yatmalı..!

Depremler hiç bitmeyecek, ama , evinin dayanıklılığını bilmeyenler için korkuları hep sürecek..!

Fırsat bu fırsat,

Ya binamızı sağlam yapalım, ya da eski binalarımız için

Mutlaka "Kentsel Dönüşüm " uygulayalım ,

Her deprem sonrası bu korkular ancak bu şekilde son bulacaktır.

AYDIN kentsel dönüşüm için geride kalmıştır.

2000 yılından önce elle dökülen betonla yapılan apartmanlarda yaşayanlar,

Sözün özü , özellikle sizlere..!

YILDIRIM -İMAMOĞLU, İZLENME REKORTMENİ.

Geçen gece , tekrarlanacak olan İstanbul BB başkan adayları , Televizyonların ortak yayınlarında adeta izlenme rekoru kırdı.

Televizyonların tek kanal siyah beyaz olduğu 1969 yılında 20 Temmuz sabaha karşı ay’a ilk ayak basan ABD ‘ li astronotları izlemek üzere , uykularımızdan feda ederek , sabaha karşı ekranlara kilitlendik.12 yaşlarında Efeler ortaokulunda birinci sınıf öğrencisi çocuktum o yıllarda. Muhteşem bir anıydı.

Sadece evinde televizyon olanlar değil, tüm dünya izlemek üzere sahur’a kalkmış iftarcılar gibi ekrandan gözlerimizi ayırmadan canlı yayını izlediğimiz gibi tam 50 yıl sonra ,Yıldırım ve İmamoğlu’nun açık oturumunu izlemek üzere ekrana yapıştık geçen gece.

Kendi adıma yeni bir şey yoktu aslında., kendi söylemlerinin tekrarından başka.

Açıkça millet çok daha farklı heyecanlı açıklamalar beklerken , sonu belli bir filmi izler gibi , izledi.

Bu hafta sonu Pazar günü asıl filmi izleyeceğiz sandıklarda.

Seçim 16 milyonluk İstanbul da ama , izleyenleri , Anadolu ve Rumeli yakasında, 82 milyonluk ,Memleket sathında.

herkesin oyu bellidir aslında,

Pazar akşamı bitsin de hayırlısıyla,

Hadi yarına kadar kalın sağlıcakla..!

SÖZÜN ÖZÜ:

NE YAPARSAN YAP, PİŞMAN GİDECEKSİN.

BELKİ YAPTIKLARINDAN , BELKİ DE YAPMADIKLARINDAN.

MEHMET ÖZÇAKIR

[email protected]

PK:110 EFELER- AYDIN

GSM: 0.53.3722627