Sezon öncesi ilk hazırlık maçı olan Fethiyespor'a, Menderes'te 3-1'lik yenilgi, Afyon'daki Ankaragücü maçından sonra da yazdık. Bu takımda ne ses var ne görüntü demiştik. Erciyesspor maçı ölçü değil diye yazdık. Kastamonuspor maçı Efeler'in sınav maçıydı. Bu maçta çöktük. Yapılan transferlerin yetersiz olduğunu da yazdık, çizdik. Transferler neye göre yapılır? Plan, proje nedir ? Bunları ortaya koymak gerekir.
Beklentiler aut oldu
Bir tek Oğuzhan'ı , Haluk'u almakla hedef şampiyonluk olmaz. Bu takımın kalesinde geçen sezon olduğu gibi bu sezonda Evren olmalıydı. Sezon başı şampiyonluk açıklamaları yaparsanız taraftarı beklenti içine sokarsınız. Sevgili yönetici arkadaşlar transferleri yaptınız, bu takımın yükünü çekemeyecek olan Bahaddin hocayı getirdiniz. 4 maçta lastik patladı kamyonu devirdiniz . Alınan 4-0'lık yenilgiden sonra kimse kusura bakmasın 'baraka' gibi bir takım ortaya çıktı. Damı akan, defansı gıcırdayan, orta sahası yel alan, kapısı pardon! kalecisi 'tanrım beni baştan yarat' diyen bir kaleci. Ligin 4'üncü haftasında 4-0'lık skorla beklentiler aut oldu. Bir futbol takımında en önemli mevkiler 'atan ile tutan' bugün bu ikisi de yoksa nasıl olacak bu iş. Maç içinde, maç sonunda, taraftarın yurttan sesler korosu gibi hocaya ve yönetime istifa söylemleri tavan yaptı. Daha 4'üncü maçtan Adnan Menderes'te her yönüyle şanzımanı dağılmış araba gibi olduk, sahada sanki akordu bozuk bir akordiyon, herkes ayrı bir telden çalıyor. Ne bir hırs, ne bir canlılık ne de bir yardımlaşma vardı. Nasıl bir kamp dönemi geçirildi hiç belli değil. Önümdeki notlarıma bakıyorum, siyah-beyazlı takım adına hiçbir gol pozisyonumuz yok. Yazık sabaha kadar oynasak kazanamazdık. Yanlış başladık, rotayı bir türlü düzeltemedik. Otoyolda yolunu kaybetmiş şaşkın bir sürücü gibiydik, bir türlü adresi bulamadık. Caddeden çıktık, sokağa girdik, sokaktan çıktık dar yollara saptık. 4'üncü haftada Adnan Menderes'te nakavt olduk.
Neden böyle oluyor?
Maçta 7 dakika içinde kalemizde 3 gol görünce taraftar haklı olarak çıldırdı. Hele 4. gol 'bindik alamete gidiyoruz kıyamete'nin habercisiydi. Maç boyunca topa yapışıp, tek başına oynamaya çalışan topu alan sanki sahilde tur atıyor. İkramda kusur etmiyor. Böyle futbol oynandığı sürece bu statta böyle skorlara hepimiz hazır olalım. Teknik adamı olmayan, sadece yöneticisiyle maça çıkmış bir takıma Adnan Menderes'te can suyu olduk. Piyangodan çıkmış gibi goller buldular. Şunun da altını çizelim Kastamonuspor, hem ekonomik olarak hem de futbol olarak bizden kat kat üstündü. Böyle bir faciadan sonra taraftar da maça gelmez. Sezonun dördüncü haftasından sonra sezonu bitirdik desek yeridir. Yine hüsranla başladık. Neden böyle oluyor? Neden biz işin başındayken, işi sıkı tutmuyoruz? Neden iki ileri bir geri gidiyoruz? Neden daha sezon başında korku tüneline giriyoruz ? Yazık değil mi bu taraftara ve bizlere. Kim verecek bunun cevaplarını. Muhatap var mı?
Bahaddin Hoca'da ısrar edilmemeli
Taraftarın bir yöneticiyi istifaya davet etmesi ve onun da istifa ettim diyerek bizlere telefonla bildirmesini de yaşadık. Bir yöneticinin ve yönetimin gitmesi ile her şey düzelir mi? Bu iş ekip işi, kulüpte sadece bir yönetici yok. Bu bir yönetim zafiyeti . Takımın yükünü 2-3 kişinin götürdüğünü de biliyoruz. Yapılacak genel kurulda yönetime gelecek olan arkadaşların, futbolun içinde olan arkadaşların görev alması gerekir diye düşünüyorum. Maçta benim en çok içimi acıtan Hidayet Başkan'ın görüntüsüydü. Oradan oraya koştuğunu gördük. İşini gücünü bırakıp takımının içte ve dışta hep yanında olduğunu görüyoruz. Bunun yanında Metin Başaran, Fevzi Subaşı'nı da sayabiliriz. 11 Ekim'de yapılacak olan genel kurulda yazdığımız gibi, daha güçlü bir yönetim, uyum için de çalışacak, zaman ayıracak yöneticiler iş başına gelmelidir. Bu hocada da ısrar edilmemelidir.Taraftarlarında hoca konusunda istekleri göz ardı edilmemelidir.
Taraftarın Dinçel talebi
2 haftadır maça gelen Valimiz Ömer Faruk Koçak'ın maçtan sonra üzgün ayrıldığını gördük. İlk kez maça gelen Özlem Başkan'ın da 3. golden sonra stattan ayrıldığını gördük. Bu hafta yine iç sahadan Kırklarelispor, o da iddialı bir takım, herkes dersini iyi çalışmalı. Bizim bu yazdıklarımızdan sonra bazı arkadaşlarımız bizlere tepki gösterebilirler. Amacımız kimseyi art niyetli, önyargılı eleştirmek değil. Bizi bilen bilir, ben bunları niye yazdım? 'Çünkü ben DOST'UM' , çünkü biz bu sevdanın içindeyiz. Taraftarın Selahaddin Dinçel isteklerine ben de katılıyorum. Bir kurucu üye ve spor yazarı olarak aynen katılıyorum.
Yazımızın sonunda da taraftarın içinde tam bir görev adamı olan ve bu şehirde aşkın dokuz harfli olduğuna en çok inanan OKAY'ın facebook'taki paylaşımını sizlerle paylaşmak istiyorum;
Yazık şu geçen zaman, yazık..
Yalan mıydı, biz mi aldandık?
Yazık gençliğimize, yazık..
Nasıl böyle iken yıprandık?
İyi ki varsın OKAY ve ASİ KANKALAR…
GÜZEL GÜNLERE KALIN SAĞLICAKLA…