Radyo, sinema gibi kitle iletişim araçların merkezi olarak bir noktadan kontrol edilebilmesi onları totaliter yönetimlerde büyük bir silaha dönüştürmüştür. Bu silah, demokratik yollarını tıkamanın, totaliter rejimlerin güçlendirilmesinin aracı olmuştur. Naziler, Propaganda Bakanı Gobels'in eliyle radyo ve sinemayı bu hale getirmiştir. Stalin, Hitler, Mussolini üniforma ile dolaşmıştır. Totaliter rejimlerde üniforma önemlidir. Kitleler tek tip görünmelidir. ABD'de ise üniforma giyilmemiştir. Orada kitle kültürünün liberal örnekleri verilir. Aslında, batıda da bir egemen sınıf vardır. Medya, egemen sınıfın elindedir. Hal böyleyse medya sistemin ta kendisidir denebilir. Çok büyük kalabalıklar, ancak atomize olmuş (parçacıklaşmış) insanlar, tekelleşmiş medya, alıcıları pasif olan tek yönlü veri akışı dediklerimizi doğrular niteliktedir. İnsanlar, kendi kimliklerini bulmak için medyaya bağımlı hale gelmiştir. Medya manipüle ve kontrol için kullanılmaktadır. Kitle iletişim araçları, kitleye dönüktür. Bireysel düşüncelerimiz, bu kanalla genelde oluşturulur. Kitle toplumu bir demode kavram gibi görünse de bu, bizim kitle kültürü içinde yaşadığımız gerçeğini örtbas etmez. Medya, ne yapar? Bağımlı halkı(kitle) kendi kaderine razı eder. Başka bir düzenin olabileceğini düşündürtmez. İnsanı pasif kılar. İnsana dirensen dahi sonuç alamayacağını öğütler. Medya ve medya içerikleri buna hizmet eder.