1980-2000 yılları arasında Kuşadası turizmi en parlak dönemini yaşar. Sonra bu şirin beldenin yıldızı söner. Bir zamanlar Kuşadası devlet memuru için sürgün yeridir. Çünkü hayat pahalıdır. Ev kirası, pazar masrafı öyle her yiğidin karşılayacağı gibi değildir. Antalya, Bodrum, Marmaris rekabeti, Kuşadası’nın kendi hataları gibi nedenler Kuşadası’nı bitirir. Her yerin, her uygarlığın şaşalı olduğu bir dönem vardır. Önemli olan o görkemden geriye ne kaldığıdır. Susurluk olayları, kumarhaneler, cinayetler, sadece rant için apansız-yersiz verilen imar izinleri… Gelinen süreçte Kuşadası’nda tuz dahi kokar. Son on beş yıldır Kuşadası sadece arta kalanı toplamaktadır. Her şey dâhil sistemde zaten esnafın para kazandığı da yok… İşletmeler emekten çalarak kar etmektedir. Nasıl mı? Bir insanı günde on beş saat çalıştır. Hem de asgari ücretle… Mesai parası mı? Nerde gezer?
Kuşadası kurtarılır mı? Kuşadası’nın batışını izleyen kimileri, bu soruya hayır diyebilir. Ancak geride bıraktıklarına odaklanırsan önünde seni bekleyen şeyleri asla göremezsin. Kuşadası kurtarılır. Biraz zor ama bu yapılabilir. Öncelikle Kuşadası, geçmiş takıntısını bir tarafa bırakmalıdır. Şaşalı günleri hatırlamak güzeldir. Motivasyonu artırır. Ancak şaşalı günlerde olan hukuksuzluklar, para hırsı, yani Kuşadası’nın sonunu getiren tüm travmatik etkiler Kuşadası potansiyelinin önündeki en büyük engeldir. Kimsenin size, geçmişinize bakıp da sınırlarınızı söylemesine izin vermeyin. Tek sınırınız kendi ruhunuz. Herkes bir şeyler başarır. Ancak korkusuzlar harika sonuçlar çıkartır. Korkusuzca iş yapmak isteyen varsa onlara Kuşadası’nın sınırlarını zorlayacak birkaç tavsiyem var. Şöyle ki:
Kuşadası’nda mutlaka eski kent olgusu oluşturulmalıdır. Modern kent ile tarihi kent birbirinden ayrılmalıdır. Kuşadası’nda Güvercin Ada ve limana bakan tüm gecekondu tipi yapılar içinde oturanlar mağdur edilmeden yıkılmalıdır. Oluşan alanda eski Kuşadası evleri yapılmalıdır. Bölgede bakımsız, yıkılmakta olan tüm eski bina ve evler restore edilmelidir. Güvercin Ada kesinlikle bir Rumelihisarı mantığıyla işletilmelidir. Bu ada, konser, sergi, dinleti merkezi haline getirilmelidir. Kentin imajı olmalıdır. Kuşadası içerisinde yeşil alan oldukça azdır. Aynı nedenle kent merkezindeki lise, kent dışına taşınmalı, liseye kent dışında yer tahsisi yapılmalıdır. Lise yeri, Tariş alanı ve diğer boş arsalarla birleştirilerek büyük bir yeşil alan Kuşadası’na kazandırılmalıdır. Önceden belli bir yatak kapasitede planlanan ve inşa edilen otellerin her şey dâhil sistemden daha fazla kar için kontrolsüz bir biçimde, çevreye zarar verecek ve kenti beton yığınını çevirecek şekilde yatak kapasitelerini artırmalarına ve ek bina yapmalarına izin verilmemelidir. Kanun gücü kullanarak, tüm site, apartman ve diğer yapıların boyanması sağlanmalıdır. Görüntü ve gürültü kirliliğine asla izin verilmemelidir. Kuşadası’nda yer alan tüm kent meydanları tekrar düzenlenmelidir. Meydanlarda görkem önemlidir. Meydana bakan tüm yapılar, özel mülk tasarrufunda olsa dahi, söz konusu görkeme katkı yapacak şekilde dönüştürülmelidir. Şekerci Meydanı, bütün tur otobüslerinin geçtiği yer olmasına rağmen hem trafik açısından hem de meydan görüntüsü açısından tam bir felakettir. Kuşadası’nda nadir kalan yeşil örtüden biri olan Eski Fransız Tatil Köyü, Shelle Arazisi, Toprak Malikhanesi ve Ömer Tatil Köyü hattındaki kıyı korunmalıdır. Buralara verilecek proje kesinlikle yeşil dokuya uyumlu olmalıdır. Yeşil dokuya tırnak kadar zarar verilmemelidir. Davutlar, Güzelçamlı, Long Beach hattında yer alan çürümeye yüz tutmuş yazlık siteler mutlaka ekonomiye tekrar kazandırılmalıdır. Yazlık sitelerden temizlenecek alanda devasa golf oteller, futbol sahaları yapılmalıdır. Film setleri de buna dâhildir. Kuşadası imajını yenilecek etkinliklere ağırlık verilmelidir. Altın Güvercin etkinlikleri daha canlı, daha bilinir hale getirilmelidir. Yapılacaklar için merkezi yönetimle yerel yönetimin işbirliği sağlanmalıdır.
Yol medeniyetin temel unsurudur. Yolları delik deşik Kuşadası’nı dediklerime inandırmak zordur. Hayalleri çalınmış bir kent var karşımızda. Ne olursa olsun Kuşadası’nın geleceği, kendisine bağlıdır. At sahibine göre kişner. Kendini değiştir Kuşadası, geri kendisi gelir. Sahibin fikri ve zikri değişirse ve ikisi de aynı olursa, gizli niyet-kötü düşünce olmadığı süreci Kuşadası sahibini doludizgin geleceğe taşır.