Kumru kuşlarına ait olduğu iddia edilen, dilden dile, nesilden nesile aktarılarak gelmiş ilginç bir halk hikayesidir kumru kuşu hikayesi...

Vakti zamanında bir köyde saf ve masum bir aile yaşarmış. Ailenin annesi vefat edince baba, çocukları annesiz kalmasın diye tekrar evlenmek zorunda kalmış. Ailenin dünyalar güzeli kızı, üvey annesi tarafından hiç sevilmemiş ve günlerden bir gün, üvey annesi tarafından "çabuk depoya git ve zeytin yağı getir. oyalanma, çabuk gel. Akşama misafirlerimiz gelecek. Geç kalırsan ayaklarını kırarım" tarzında ki sözler üzerine zeytin yağı almak üzere depoya gitmiş.

Korku, telaş ve dikkatsizlik sonucu bir varil zeytin yağını döken kız başlamış yağın başında hüngür hüngür ağlamaya. Kızının geç kalmasından işkillenen üvey anne ise; "nerede kaldı bu Allah'ın cezası" diyerek depoya doğru çıkmış yola...

Kız korkudan dolayı o kadar çok ağlamış ki; dua etmiş oracıkta Allah'a; "Allah'ım üvey annem beni öldürür, zaten dayanamaz oldum işkence ve eziyetlerine. O öldüreceğine sen beni öldür, canımı sen al." şeklinde ki duasını ettiği an üvey annesi yetişmiş. Fakat ortada ne kız varmış ne de başka birisi... gerdanı siyah izli (bu izin kızın kolyesi olduğuna inanılmaktadır!) bir kuşmuş üvey annenin gördüğü... bakışmışlar kuşla bir süre... sonra kuş guguuuk gukk diyerek havalanıp uçup gitmiş, uzak diyarlara doğru...

Kumru'nun "-guguuukkk guuukkk, guguuuukkk guuukkk" şeklinde ki sözünün de nakarat olduğunu düşünmüşler... (Yağ dööktüm, yağ döktüüm) 

Dünyalar güzeli kızın artık bir kuş olduğuna inanmışlar. 

Varsayımı da tuhaf olan bu hikaye herkesi oldukça şaşırtmış. Belki doğru belki yanlış kimbilir. 

Sağlıkla kalın...