İfadeler net olmalı ve kararlılığınızı ortaya koymalıdır. İşte kararlık abidesi Mustafa Kemal Atatürk’ten iz bırakan müthiş sözler: Mükemmel bir kararlıkla söylenmiş Dünya Tarihini değiştiren söz (Çanakkale Savaşları’nda): “ Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve komutanlar kaim olabilir.” Altı asırlık Osmanlı Mutlakıyetini kaldırmak için oldukça kararlı olmak gerekirdi. İşte Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Saltanatın Kaldırılması’na dair kanun müzakere edilirken Atatürk aşağıdaki sözlerle son noktayı koyar: “Mevzuubahis olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız? Meselesi değildir. Mesele, zaten emrivaki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehal, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabii görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usulü dairesinde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal, bazı kafalar kesilecektir!” Kurtuluş Savaşı yıllarında Eskişehir-Kütahya Muharebeleri sonunda derlenmek-toparlanmak amacıyla Türk Ordusunun Sakarya’nın doğusuna çekilmesi kimi kesimlerde panik havası oluşturmuştu. Kimileri ise ordu niçin hattını(mevzilerini) terk etti şeklinde yüksek sesle, ordu ve milletimizin moral durumunu hiç sayar biçimde konuşmaya başlamıştı. Tüm bunlar üzerine Mustafa Kemal Atatürk aşağıdaki sözlerle net biçimde mesajını ortaya koydu: ''Hattı Müdafaa Yoktur Sathı Müdafaa Vardır... O Satıh, Bütün Vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz.”

1822 yılı Amerika Birleşik Devletleri’nde büyük köle isyanlarının başladığı yıllardı. Köle isyanlarının bir numaralı lideri Denmark Vesey adlı bir siyahîydi. Denmark, arkadaşları vasıtasıyla isyana katılacak önemli kişileri(köle) tespit ettirdi. Onların isimleri bir deftere kaydedildikten sonra onlar gizlice yapılan toplantıya çağırıldı. Toplantıda yoklama yapıldı. Büyük bir defterden adları gururla okunan dört köle öne çıktı. Bunlar başı açık, güçlü genç adamlardı. Bunlarda ikisi yükleme işçisi, diğer biri kereste son diğeri ise tamir işçisiydi. İsmi okunan diğerleri öne çıkmayınca Vesey’in arkadaşı Gullah Jack ışık altında bir kişiyi işaret etti. Bu Adam adında biriydi. O, “Guruba katılma konusundaki fikrimi değiştirdim.” Şeklinde homurdandı. Söz konusu homurdanma üzerine Vesey devreye girdi: “Belki sen, senden öncekiler gibi yenilgiyi kabul edebilirsin. Bazı aptal ve korkak insanlar seni davandan uzaklaştırabilir. Fakat biz asla yenilgiyi kabul etmeyeceğiz.” Diyerek kükredi. Bunun üzerine salonda bulunan bazıları “Bize yenilgi yok!” şeklinde gözyaşı dökmeye başladı. Vesey bağırıp ağlaşanları susturdu ve gür sesle devam etti: “Bizim kazanmak için kutsal kitabımız ve planlarımız var. St. Domingue’de (Söz konusu adada köleler kendi sahibi beyazları kovup Haiti adlı ayrı bir devlet kurmuşlardı. Konuşmacı buna işaret etmektedir.) kölelerin kazandığı gibi biz de bu mücadeleyi kazanabiliriz. Gurur duyacağımız tek bir hareketimiz olmadan yaşamak neye yarar? Dizlerimiz üzerine çöküp köle gibi yaşamanın ve bu şekilde çürüyüp gitmenin dışında kaybedeceğimiz hiçbir şey yoktur?” Az önce ismi okunduğunda öne çıkmayan Adam öne çıktı o isimlerin kaydedildiği defteri açıp yüksek sesle kendi ismini okudu. Ardından işte buradayım deyip guruba katıldı. Kararlılık en önemli ikna silahıdır.

Hz. Muhammet peygamber, davasından vazgeçmesi için yapılan tekliflerle ilgilenmemiştir. Mekke döneminde müşriklerin tekliflerini (para, mevki, kadın, liderlik) hiç tereddüt etmeden elinin tersiyle itmiştir: “Sağ elime güneşi, sol elime ayı verseniz yine de davamdan vazgeçmem.” Demiştir.

Liderliğin en önemli vasıflarından birisi kararlı olmaktır. Bu kararlılık kullandığın sözcük ve cümlelerden, ses tonundan akmalıdır. Kimi kararlı sözlerin tarih değiştirdiğini unutmayalım.