Hobimiz spor üzerine yazmak. Ancak, bize gelen önemli konuları da zaman zaman gündeme alıyoruz. “Gez-göz-arpacık” misali, Aydın’ın her yerindeki sorunları dile getiriyoruz. Daha önce de buna benzer yazılarım da oldu. Yaşlı, bastonlu bir komşu teyzem- üzülerek- aynı konuyu bana yine iletince, yeniden bu konuyu ele almak istedim. Valilikteki 29 Ekim Resepsiyonunda, bu konuyu ilgili komutana da iletmiştim.

Hiç kimsenin alınmasını istemiyorum. Kimseyi de incitmek amacım değil. “Konumuz Topyatağı”ndaki yanmayan Atatürk ışıklı panosu. Bu panonun uzun süredir yanmadığını, komşularım ve ben üzüntüyle izlemekteyiz. Mahallemizde balkonumuzda oturduğumuz zaman, Atamızın her zaman, yıllardır yanan ve ışığımız olan panosu karanlık içinde olunca, apartmanımız sakinler bizler ve özellikle bastonlu teyzemiz büyük üzüntü duymaktayız.

Dün yine aynı konuyu bastonlu teyzemiz tekrar iletince, bu hususu

Aydın Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu üyesi olarak - Sayın Valimizin ve ilgililerin dikkatine sunmak ihtiyacı hissettim.

Atamızın topyatağındaki ışıklı panosu Aydın’ımızın bir sembolüdür. Aydınlıları aydınlatmaktadır. Bastonlu teyzemin sözünü de, bu yazıma başlık olarak aldım. “Işığımız sönmesin.” Teyzelerimiz ve bizler, O’nun ışığı ile yalnızlığımızı unutuyoruz. Yalnız kalmadığımızı biliyoruz. O’nun ışıklı panosu yandığı zaman içimiz açılıyor. Işığımız oluyor.

Önderimiz Atatürk’ün ışıklı panosunun en kısa zamanda yanacağını ve hiç sönmeyeceğini ümit ediyoruz.Vatan için şehit olanları şükran ve saygıyla bir kez daha anıyor, Allahtan rahmet, sevenlerine ve ailelerine baş sağlığı dilerim. Güzel günlere, kalın sağlıcakla.