Eskiçağlarda dünyanın nüfusu oldukça azdır. Hal böyleyken insanlar o sınırsız araziler karşısında kıtlık çeker… Bugün ekilen pek çok arazi o dönemlerde kesinlikle ekilemez. Âdemoğlu, uçsuz bucaksız arazi var diyerek istediği yere yerleşemez. Yerleşilen bölge, uygun iklime sahip olmalı, orada su kaynakları bulunmalı, oranın toprakları işlenebilmelidir. Elbette su kullanılabilir sudur. Bataklık kıyıları yerleşim yeri için uygun değildir. Bunlardan biri eksik olsa insanoğlu o bölgeye yerleşmekten imtina eder. Eski çağlarda insanoğlunun barajlar yapamadığı, pompalama ve artezyen teknolojilerinden yoksun olduğu hatırlanmalıdır. Çok uzak bir kaynaktan eşekle ne kadar su getirebilirsin ki? Dolayısıyla taşıma suyla değirmen dönmez. Artık günümüzde taşıma suyla değirmen bal gibi dönmektedir. Kuşadası malum sağlam ve sağlıklı içme suyu kaynaklarına sahip değildir. Ancak Bozdoğan ve Çine ilçelerinin Mardan dağı suyu damacanalara doldurulup Kuşadası’na getirilmektedir. Malum motorlu taşıtlar, devasa kamyonlar vardır. Kuşadası kentini bırakın Pamucak-Kuştur-Kadınlar Denizi-Yavansu-Long Beach-Davutlar-Güzelçamlı hattında bulunan tüm oteller damacana su kullanmaktadır. Bu hatta devasa otellerin bulunduğu hatırlanmalıdır. Aqua Fantasy, Pinebay Batıhan, Ephesia Beach gibi otellerin her biri yaklaşık iki bin yatak kapasitelidir. Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Gördüğünüz gibi taşıma su değirmeni bırakın döndürmeyi, Kuşadası’nın ekonomisini uçuşa geçirmektedir. Öyleyse taşıma suyla değirmen dönmez diyerek bahanelerin arkasına sığınma dönemi geçmiştir. Zoru başarma dönemidir, bu dönem… Hükümsüz atasözünü kullanmak bizi hükümsüz kılar. Unutmayalım bunu…