Haziran ayının son günündeyiz bugün.

yarın temmuzun ilk günü ,yaz aylarının en sıcak günleri başlıyor.

Yasakların da sona erdiği gün yarın.

Düğün , dernek, nişan , seyahat tümüyle eskiye döneceğiz.

Düğün mevsimi de açıldı.

Nerdeyse 2 yaz yasakların açılmasını bekleyenler , evliliğe adım atacaklar .

Ünlü şair ve yazar, Melih Cevdet'e sormuşlar 'evlilik nedir' diye…?

Eskiden demiş,

kız tarafı ve oğlan tarafı bir araya gelir,

yeni çiftin kuracağı yuva için beraber hazırlık yapılır,

beraberce yeni ev düzülürdü.

Tabi o zamanlar evler genelde bahçe içinde müstakil evlerdi.

O yüzden buna 'EVLENMEK' denirdi.

Şimdi ise yeni evliler apartman dairelerinde ,

yani katlarda oturuyorlar,

bu yüzden artık evlilik 'KATLANMAKTIR' demiş.

Ne de güzel demiş.

Atalarımızın sözüdür, “yeni desti suyu soğuk tutar “

Boşuna dememişler, “cicim “ ayları değil “geçim “ ayları..!

Nişanlıyken çiftler birbirini dinler

Evlenince bütün mahalle ikisini dinler..! Evlilik aşkı öldürür mü , sorusunun yanıtı ikiye bölmüştür insanları.

Kimileri kabul etmese ilk kıpırtıların , gizemlerin sihirin,

Monotonluğa dönüştüğünü inkar etmemek gerekir.

Bir an düşünün ,

25 yılı aşan evliliklerin “hükümsüz “ kalacağı,

Tıpkı kira kontratı gibi yenilenmezse geçerli olmayacak dense,

gene aynı eşinizle nikah kıyarmıydınız..?

Geçmişe bakıp, “tamam mı” dersiniz yoksa “ devam mı “..?

Evli evine köylü köyüne misali..!

Aslında evlilikler artık bir devlet dairesi gibi monoton tek düze

Gelmeğe başladığında bu müesseseyi elden geçirme vakti gelmiş demektir.

Yeni heyecanlar, yeni kareler, yeni yerler..! Eğer her yerde aynı mutluluğu yaşayamıyorsa çiftler,

Birinin diğerini , sürüklemesinin,mutsuzluları artıracağına, Evlilikler Melih Cevdet'in dediği gibi KATLANMAK'tansa,,

Birbirlerine katlanarak eşlerin acı çekmesindense, Bireylerin en zevk aldıkları hobilerini tek başına yaşaması kadar doğalı yoktur. Eşlerden biri en keyif aldığı , diğerini cehennemi ise,

KATLANMAK nereye kadar çözümdür..?

Bizim toplumumuz , eşlerin sürü gibi bir arada yaşamasını ilke edinmiştir.

Yeşil sahalarda nasıl futbol izleyen evli erkekler tek başına maça geliyorsa,

Kelaynak gibi bir tiyatroda , etkinlikte eşleri tek görünce,

Neden yadırgarız bilmem..?

Kimilerimiz aynısını düşünmese de,

Bazen tek başına kalmak,

Eşlerin de özel hayatlarının olması

Dinlenmek , düşünmek ve huzur bulmak için gereklidir.

Ne demişler,

Evlen,eşin iyi çıkarsa mutlu, çıkmazsa, filozof olursun..!

Ama en önemlisi insan olsun..!

NE ZAMAN BAŞKASININ ACILARINI DUYARIZ,

İŞTE O ZAMAN GERÇEK BİR İNSAN OLURUZ.

Ulusça ÇILGIN TÜRKLERİ oynuyoruz bugünlerde..!

Olaysız gün yok BU PANDEMİ GÜNLERİNDE ..!

Salgına yakalanıp, hasta olanlar çok şükür çoğunlukta ,

Hastalığa yakalanmayanların da, haleti ruhiyeleri azınlıkta,,

Her an patlamaya hazır bomba gibiyiz Aile içinde, yollarda, trafikte, okullarda, Üniversitelerde,

Milletçe CİNNET geçiriyor olmalıyız..!

Kim olduğumuzu unuttuk ,insan olduğumuzu hatırlamamız gerek.

Bu dünyada yalnız yaşamıyoruz.

Bu dünyayı paylaşmak zorundayız.

Birlikte yaşamak için , birbirimizi anlamalıyız.

sadece kendimize insan olmak yetmiyor.

İki ayağımız üzerinde dikelebilmek değildir insan olmak..!

Ne zaman insan oluruz biliyormusunuz..?

Evlilikte dikenlerin arasında gül olduğunun farkına vardığımız,

Futbol sahalarındaki dikenli tel örgülerin kaldırdığımız,

Otobüslere binerken bekleyenlerin sırasının arkasından sıraya girdiğimiz,

Gişelerde kaynak yapmadan , öne geçmeden sıramızı beklediğimiz,

Apartmanlarda komşuluk haklarına saygı gösterdiğimiz,

İşyerinde , sokakta , hastanede empati yaptığımız ,

Karşılıklı hakları gözeterek, sempati topladığımız , an,

İşte gerçek insan oluruz tam o zaman ..!


SÖZÜN ÖZÜ :


BİR İNSAN KENDİ ACISINI DUYUYORSA CANLIDIR.

BAŞKASININ ACISINI DA DUYABİLİYORSA, İNSANDIR.


MEHMET ÖZÇAKIR

[email protected]

PK:110 EFELER – AYDIN

GSM : 0.542.7608691