Tebbet Süresi’ni bilmeyen var mı? Söz konusu sürede zulmün sembolismi olarak Ebu Lehep’in adı geçer. O, tefecilik, kölelik sistemiyle garibanıncanını burnuna getirir. Zulmünü, aynı düzene karşı çıkan Hz. Muhammed’e kadarvardırır. Ebu Lehep, Mekke’de yaşar ve etkisi aynı şehirle sınırlı kalır. Yereletkisi olan bir kişinin adı, evrensel mesajlar veren Kuran’da niçingeçmektedir? Tefecilik ve köleliğin özü emek sömürüsüdür. Yeni Dünya’nınYeniçağ’da keşfinden itibaren emek sömürüsü tam bir küresel boyuta bürünür.Afrika’nın siyah tenli insanları ölüm gemileriyle Amerika’ya götürülür. Emeksömürüsünden öte dayak, cinsel taciz, her türlü şiddet ve eziyet, öldürmeolayları işin çabasıdır. Aynı dönemlerde kısmi de olsa kölelik İslammemleketlerinde de görülür. Genel olarak kölelik sistemi İslam rükünlerininsertliğinden dolayı Avrupa’daki gibi acımasızca işlemez. Aynı dönemde “mutluköleler” vardır. Eğer sahibin seni dövmüyorsa, sana iyi davranıyorsa, barınmayerin iyiyse senden alası yoktur. Sahibin için ölesiye, karın tokluğunaçalışmaya hazırsındır. Bir de aile bütünlüğünü, insan sağlığı ve psikolojisinihiçe sayan acımasız bir sanayi dönemi vardır.

Onca kanlı mücadeleden sonra Batı dünyasında kölelik kaldırılır.Avrupa’nın genelinde on dokuzuncu yüzyılda görülen işçi ayaklanmalarıylaişçilerin hakları kendilerine tanınır. Fabrika dişlileri artık işçi eti vekemiğini öğütmez olur. Kendi bekası için kendi içinde emek sömürüsünüengelleyici kimi düzenlemeler yapan Batı, etkisi altına aldığı üçüncü dünyaülkeleri için aynı anlayışı göstermez. Dünden bugüne kadar bu durum pekdeğişmez. Zaman zaman ülkemize batı kaynaklı yüklü miktarda sıcak para girişiolur. Bu para, rant peşindedir. İstihdam alanı oluşturmak, katma değeryaratmak, yatırım peşinde koşmak onların umurunda değildir. Onlara yüklü faizödeyen ülkemiz asgari ücretteki vergiyi kaldırmada veya en aza indirmektezorlanmaktadır. Dış borç, sadece devletin borcu şeklinde düşünülmemelidir. Özelsektör borçları da vardır. Asgari ücret belirlenirken işveren kesimi asgariücretin fazla artırılmasına direnmektedir. Sonra açlık sınırının altında birasgari ücret çıkmaktadır.

İstediğiniz bir Batı Avrupa ülkesinde bulunan bir tatil şirketinininternet sayfasına girin. Uçak ücretleri, otele kadar transfer parası dâhilolmak üzere en lüks otelde, üç kişilik bir ailenin iki haftalık tatil içinödeyecekleri mayıs ayı ücreti yedi yüz lirayı geçmez. İşletmeler, hal böyleyken para kazanmaktamıdır? Evet, kazanmakta… Nasıl mı? İşletmeler genelde asgari ücretli elemançalıştırır. Yasa, çalışma süresi sekiz saat demesine rağmen on beş-on altı saatçalışanlar vardır. Onlara mesai parası ödenir mi? Ne gezer? Staj yapanöğrencilerin durumu ise tam felakettir. Onların sigortasını devlet karşılar.Onlar, asgari ücretin sadece üçte ikisi kadar para alırlar. Günde on beş saatçalış sonra… Onlar iş öğrenmeye değil iş yapmaya gitmektedir. İşletmelermüşteriden değil, emekten çalarak kar etmektedir. Çalışan ise emeğininkarşılığını aramaktan ziyade köydeki annesinin onun için yaptığı tarhana,bulgur, zeytini evine getirerek çözüm bulmaktadır. Ebu Leheb’in ölmediği vesömürünün kıtalar dolaştığı kesindir. Öyleyse neden fazla ağlayan-sızlayanyoktur. Pardon, mutlu köle kavramını tekrar hatırlatmayı unuttuk.