Önceki gün Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Muğla Bölge Müdürlüğü tarafından düzenlenen “27 Mayıs Darbesi'nin 62'inci Yıldönümünde 62 Gazeteci ile birlikte Demokrasi Müzesi”nde etkinliğine katıldım. Aydın, Denizli ve Muğla illerinde görev yapan basın mensubu arkadaşlarla bir araya gelme fırsatı da buldum.

***

Müze binası Muğla karayolu üzerinde Çakırbeyli köyü girişinde bulunan tepeye inşa edilmiş ve yönü Çine Çayına bakıyor. Dönemin Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger'in girişimleri ile hızlanan müze kapalı ve açık alanları ile gezilip tarihe tanıklık edilebilecek bir yer olarak meraklılarına bilgilendiren donanımlara sahip.

***

İçeriye ilk girdiğimde Merhum Başvekilimiz Adnan Menderes'in sözü aklıma geldi. Demokrasi Şehidimiz Başvekil Adnan Menderes'in Yassıada da “Ethem bizim burada ne işimiz var. Buradan kurtulursak gideceğim Çine Çayının kenarındaki söğüt ağaçlarının dibine başımı göğe kaldıracağım ve ağaçlarının yüzüme vuran rahiyasıyla saadeti yakalayacağım” oldu.

Müzeyi gezdik. Müze Müdürü Özay Özhan ile Müze Uzmanı Bircan Kayacan konuklara rehberlik yaptı. Emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. Her şey tek tek ince detaylarına kadar düşünülmüş.

***

Menderes'i yakından tanıyanların olayları daha dünmüş gibi anlatmaları benim içimi burktu. Çiftliğinde çalışan Münevver Çıkrık, köylüsü Orhan Demir, koruması Asım Civan ve Özel Kalem Müdürlüğü görevini yapan Mustafa Şevket Tarı. Hepsinin kendilerine göre bir anıları mevcuttu.

Böylesi etkinlikler insanı geçmişe götürüyor. Bu sayede birebir yaşamadığımız tarihi olayları canlı tanıklarından öğreniyoruz.

Bunlar da hayatımıza, bakış açımıza yön veriyor. Menderes'in yakın çalışma arkadaşları ve çiftlik çalışanlarının anlatımlarını dinlerken Ege'nin değişik yörelerinden gelen gazeteciler bilgi dağarcıklarını genişletti. Özetle bu etkinlik her yönüyle güzeldi. Emeği geçenlere teşekkürler, benzerlerinin yapılması dileğiyle…