Yok ya olmuyor. Ne söylesek boş. Neymiş haksız yaygara koparıyorlarmış. Neymiş Aydın’a zarar vermekten öteye değilmiş. Ya bizim vekillerimiz Aydın’da yaşamıyor ya da sorunun ne olduğundan gerçekten haberleri yok, ya da işlerine gelmiyor.

***

Ya Allah aşkınıza biz jeotermali kötülemiyoruz. Bilimsel raporlar var. Herşey ortada. İncirin durumu ortada. Kükürt var dediler yok efendim yokmuş. Şuan incir iyiymiş. Çok erken konuşuyorsunuz. Biz seralarda kullanılmasın tarımda kullanılmasın demiyoruz. Tabiki Aydın’ın yararına kullanılsın istiyoruz ama aması var doğru kullanılmıyor.

***

Hemen hemen nerdeyse ayda bir yanı başımızda mantar gibi biten bu jeotermallerin doğru kullanılması ve daima denetim altında tutulmasını istiyoruz. Birileri zengin olacak birilerinin cebine harçlık girecek diye kimse Aydın’ı tarımı zehirleyemez. Hiç kusura bakmayın beyler buna bir Aydınlı vatandaş olarak bende izin vermiyorum.

****

Ben her zaman halkın içindeyim. Çıkın sorun bakalım vatandaş ne istiyor. Bizler boş konuşmuyoruz. Vatandaşa kulak verin çiftçime kulak verin. Bakalım onlar size ne cevap verecek. Ya her şeyden geçtim. Tamam ben bilmiyorum, o bilmiyor, hep siz doğrusunuz bu kadar insan hepsi mi yalan söylüyor.

***

Bakın arkadaşlar size hep söyledim. Jeotermal enerji için Türkiye’deki en cazip bölgelerin başında gelen Aydın. Burası bir gerçek. Aynı zamanda incirin de memleketi zeytininde doğru mu? Son yıllarda bölgedeki jeotermal tesislerin sayıları her geçen gün artıyor mu, artmıyor mu? Bunlar yanı başımızda mantar gibi biterken, yanlış uygulamalar incir çiftçisini de zeytin çiftçisini de isyan ettiriyor.

***

Size göre verim düşmüyor, ama raporlara göre Aydın’da incirinde zeytininde verimi düştü. Özelikle kış aylarında yağmurlu havalarda Aydın merkez dahil olmak üzere çoğu ilçelerimizde zaman zaman çok ağır kokular oluşuyor. Sonuçta kimse kimseyi kandırmasın, bunun hepsinin dönüşünde doğaya zarar veriliyor. Bunu biliyor muydunuz?

***

Geçtiğimiz yılllarda Germencik Tariş İncir İşletme Müdürü Caner Işlak şöyle demişti “Buharın içerisindeki bor miktarı çok fazla, toprağa döküldüğü zaman çoraklaştırıyor. Doktora çalışmasıyla bu ispatlandı. Buharın içerisinde çok fazla ağır metal var, 3 bin metreden geldiği için radon gazının çıktığı söyleniyor. Bunlar tabii yıllar içerisinde olan şeyler. Hiç kimse enerjiye karşı değil. Enerjiden daha kıymetli bir şey var insan ve çevre sağlığı. Belirli miktarın üzerine çıkılmasın, re enjekte yapılsın. Suyu Menderes’e veriyorlar, yağmurlu havalarda dere kenarlarına veriyorlar. Çok fazla kar etmek için vahşice doğayı sömürüyorlar. Eğer bizler burada müdahil olmazsak bizden sonra gelen nesiller bizi rahmetle değil lanetle anar.

***

Başkanım gerçekten doğru söylemişti. Eğer bu bilinçsiz jeotermallere dur diyemezsek sonuç olarak daha ileriki yıllarda Aydın’da yaşam alanı, tarım alanı kalmayacak. Kendi kendimizin sonunu getirmiş olacağız. Genelde şu söyleniyor. Bu jeotermal elektrik üretim santralleriyle bilmem kaç bin konutun elektrik ihtiyacı karşılanıyor. Tamam, elektrik ihtiyaç. Ama insan sağlığı ve doğa yoksa elektriğin hiçbir önemi yok.

***

Sayın vekillerim bizler bu yazıları defalarca yazdık. Bizler karşı değiliz. Ama İsteğimiz ve taleplerimiz var. Birincisi; Denetim, denetim, denetim… Kuyu sondajı sırasında çıkan sıcak su illa doğaya bırakılmak zorunda mı? İkincisi; insan ve toprak sağlığının güvence altına alınması. Mantar gibi biten santrallerin yoğun olduğu Buharkent, Kuyucak, Sultanhisar, Köşk, Efeler ve Germencik halkının sağlığına bu buhar olumsuz etki yapıyor mu? Yetkililer bu sorulara cevap vermiyor. Zaten biz de cevap istiyoruz. Ama susuyorlar. Niye susuyorsunuz? Siz Aydın’da yaşamıyor musunuz? Bu kadar insan boşuna mı mücadele veriyor? Sizler neden konuyu takip etmiyorsunuz? Aydın’da ki yerel yönetimler bu kadar vurdum duymaz olmamalı. Halkınıza, çiftçinize, çevrenize sahip çıkın.

Lafın Özü: "Eğer bizler burada müdahil olmazsak bizden sonra gelen nesiller bizi rahmetle değil lanetle anar.

Kalın sağlıcakla…