Değerli aday adayı,

Sizler, her ne kadar birileri sizi eleştirse, cüretinizi küçümsese ve kimilerince bu göreve layık görülmeseniz de esasen Aydın’ın yarınları için bir umutsunuz.

Bu umudu taşıyarak yola çıktınız ve gözlerinizde bu şehre dair eminim ki irili ufaklı dahi olsa da bir vizyon parlıyor. Hatırlayınız ki siyaset sadece makamların yarışı değil, aynı zamanda insanların umutlarını, hayallerini ve yaşamlarını şekillendirecek bir güçtür. Siz esasen yaklaşan Yerel Seçimler öncesinde kısmen bu gücün belki de ufacık da olsa bir kenarından da tutmuş buluyorsunuz.

Doğduğunuz, doyduğunuz ve hayat bularak borçlu olduğunuzu hissettiğiniz Aydın'ımızın herhangi bir köşesinde yer alan ilçesinde ya da büyükşehir ölçeğinde gerçekten bir lider olmak istiyorsanız, öncelikle kalbinizdeki samimiyeti ve şehre olan derin sevginizi hemşerilerinize göstermelik olarak değil içtenlikle hissettirin.

Bu sevgi, sadece kelimelerde değil, eylemlerde de kendini göstermelidir. İnsanların gönlüne dokunabilen, onların derdini anlayabilen bir lider olun. Onların seslerini duyun ve bir çok soruna dönük çözüm için müspet adımlar atarak başarı, inanç, azim ve fedakarlık taşlarını yolunuza döşeyin.

Ancak unutmayın ki, aynı zamanda bir lider adayı olarak her zaman öğrenmeye açık olmalısınız. Farklı fikirlere, çeşitliliğe ve önerilere kulak verin. İşte ancak bu şekilde, sadece bir kişi değil, bütün bir toplumun sesi olabilirsiniz.

Örneğin madem ki şehrinizin yarınlarını şekillendirmeye talip bir ‘Şehr-i Emin’ olmak için kolları sıvadınız, sanayide paslı elleri sıkmasını, darda, zorda, iki arada bir deredeki hemşerilerinizle gönül bağları kurmasını da bilin.

Eğer memleketinizde ‘Şehr-i Emin’ olmaya aday adayıysanız şunu da önemle belirtmek isterim ki; ‘İki Cihan Serveri’, henüz ‘Peygamber’ sıfatıyla şereflenmeden ‘Muhammed-ül Emin’ olarak anılan Hz. Muhammed (SAV) gibi yaşadığı topluma büyük bir güven veren kişi olup olmadığınızı da esaslıca bir sorgulayın!

Biliniz ki; Siyasette temel ilke dürüstlüktür. Bu nedenle de her zaman şeffaf ve dürüst bir şekilde hareket edin. İnsanların güvenini kazanmak kolay değil, ancak kaybedildiğinde geriye kazanmak çok zordur. Bu güveni kaybetmemek için dünde de bugünde de adaletli, şeffaf ve güvenilir olun.

Atatürk'ün şu sözünü de kulağınıza küpe yapmanızı tavsiye ederim; “Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin.

Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. Fakat sen buna karşı direneceksin, önüne sonsuz engeller de yığacaklardır; kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın.

Bundan sonra da sana büyük derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin”

Son olarak, sadece bugünü değil, yarını da düşünün. Şehrinizin geleceği için sürdürülebilir projelere odaklanın. Vaatlerinizi ayakları yere basan bir ölçekte belirleyin. Unutmayınız ki; Küçük adımlarla büyük değişimler yapabilirsiniz.

Şundan da emin olunuz ki birilerince en ufak bir karşılığınız olmasa da sizler en azından yaşadığınız şehir için kendi adınıza da bir umudu temsil ediyorsunuz.

Bu umudu her ne pahasına olursa olsun, türlü ihtiraslar, saplantılar, bugüne kadar çevrilen ve daha da çevrilecek dolaplar, siyasi entrikalarla daha fazla kazanma hırsı, makam hevesi, koltuk sevdası ve rant telaşı adına değil her bir hemşeriniz adına da kararlılıkla taşıyın.

Ola ki size görev tevdi edilirse memleketinizin yerel yönetimine servetinize daha da servet katma, türlü imar ruhsatları ve bazı işlemler için cebinize odaklanma, kişisel prestij zırhına bürünme saplantısıyla değil, 'Kimsesizlerin Kimsesi' olma şiarıyla sahip çıkarak, şehrinizi daha iyi bir yer haline getirmek için yola çıkın.

Unutmayın ki gerçek liderlik, insanların kalplerine dokunabilmektir. Atatürk’ün de bir sözünü tekraren hatırlatayım; “Millete efendilik yoktur, millete hizmet etmek vardır”

Başarılar dilerim.