Aydın’da yaz ayları oldukça sıcak geçiyor. 40 ve üstünü gören dereceler, yollarda üstüne su döken insanları beraberinde getiriyor. Suyla işi olan herkes yeterli yağmur yağmaması sebebiyle sıkıntı çekiyor.
Tarımsal sulama ise Aydın’ın öne çıkan sorunlarından. Su hayatımızı devam ettirmemiz için en büyük ihtiyaçlardan biri. Bir şeyler ekerek veya hayvancılık yaparak para kazananlar ise yeterli su olmadığı zaman zorlanıyor.
Barajlardaki doluluk oranları azaldıkça üreticiye verilen sular sınırlı sayılara düşürüldü. Sulama birliklerinin ise destek olmak yerine suyu daha pahalıya satması işleri içinden çıkılmaz bir hale sokuyor. Tarımda kullanılan suyun fiyatının ortalama 150 lira civarı maliyeti olduğu belirtilirken bunun sulama birlikleri tarafından 350 liraya satılması üreticiyi isyan ettiriyor.
Tarımda suyun önemi paha biçilemez. Ekilen ekinlerin yeterli miktarda su almaması üstüne bir de yakıcı hava sıcaklıkları emekçiye eziyet oluyor.
Aydın, hayvancılıkta da en üst seviyede olan illerden biri.
Hayvanların yemesi, doyması için kalite kaba yemlere ihtiyaç duyuluyor. Kaba yem deyince de akla yonca ve diğer ürünler geliyor. Hayvancılığın vazgeçilmez ürünü olan yonca Aydın’da 6 veya 7 defa biçiliyor. Haliyle bu da 6, 7 defa sulama demektir. Tarlalara 2 sefer sulama izni verildiğini düşünürsek…
2 sefer sulamayla 2 sefer yonca çıkar. Durum böyleyken üretim azalır, üretici üretmez veya az üretir, pazara az ürün çıkar, fiyatlar artar, hayvanlarını besleyemeyen vatandaş hayvanlarını azaltır, süt üretimi düşer vs vs.
Sadece sulama sayısının düşmesiyle peşi sıra gelen sorunlar, genç yaşta olan herkesi şehir yaşamına zorluyor. Tarım, hayvancılık ülkemizin vazgeçilmez mesleği olarak kalmalı. En azından üretmek isteyen insanların önü açılmalı ve fırsatlar verilmeli. Üretmek için çaba gösterip üretemeyenlerin evlatları ilerde tabi ki garanti meslekler seçecek ve ülkemizde üretim diye bir şey kalmayacak…
Sonumuz hayır olsun, sağlıkla kalın…