Aydın 1960 lardan bu yana Demokratların kalesi, evinde hemşehrisi rahmetli Menderes’in bir fotoğrafının asılı olduğu merkez sağın yuvası.

Bu kentten merkez sağda nice isimler geldi geçti.

Başta rahmetle andığımız , İsmet Sezgin, Bahattin Okşan, Cevat Aldemir, Nizamettin Sarıbaş, Allah uzun ömür versin, Ergüven Yakan ,Adnan Çukur, Engin Polat, İbrahim Pehlivan, Soner Çetin adlarını yazmakla yer kalmayacak onca isim, en popüleri ise Galip Keçelioğlu.

Bir ara iyi parti de şansını denese de, şimdi gene yuvası Demokrat partiye dönen Zafer Galip büyüğümüzü hep benimle karıştırırlar. Yolda Bulvarda yürürken arkamdan gelen , önümden geçen bana hep selam verip “nasılsın Galip abi “ diye sohbete başlarlar.

Önceden , benzettiniz diye geçip giderken , şimdilerde hiç sesimi çıkarmadan, beni galip bey’e benzetenlerle sohbete devam ediyoruz..! Hatta bunu kendisine de , Galip bey’e de söyledim. Artık bana akrabam demeye başladığından beri , gerçekten akraba gibi olduk.

Ben kendisini görünce selam söyleyen beni ona benzetenleri listesini veriyorum, oda tanıdıklarına geri dönüş yapıyor.

Gerçi şimdiye kadar bana selam verenler “ Galip abi , sana borcumu getirdim , al şu parayı “ diyen henüz olmadı ama, Galip abi ödesene şu borcunu diyen tersi de hiç çıkmadı..!

Gerçi yolda kendisini görenler, Galip bey’e dönüp, henüz, “siz Mehmet Özçakır değilmisiniz “ diye soran olmamış ama, bir gün onu da soran olacaktır, eminim..!

hatta inanmayanlar işte bu fotoğrafımıza baksınlar.

Merkez sağ siyasetin bir dönem belediye başkanı adayı da olan Galip abi, bakın ne diyor o günler için..!

“ 1999 senesiydi..... yine bugünlerde olduğu gibi yerel seçimler var.

Siyaset hayatımızda anlaşılmaz sürpriz kararlarıyla hep gündemde olan BAHÇELİ’nin sert çıkışıyla alınan erken seçim kararı ile yerel ve genel seçimler bir arada yapılacak,

Ben de DOĞRU YOL Partimizin ön seçime girip kazanmış

ve Genel Merkez tarafından adaylığı ( parti içi oynanan oyunlara rağmen) tasdik edilmiş AYDIN Belediye başkan adayıyım. ANCAK ön seçimde sandıktan çıkan milletvekili

listesi Genel merkez tarafından onaylanmamış listede 2. sıraya oturan İl Başkanı listeden çıkarılmış bunu protesto eden İl İlçe yönetimleri toptan istifa ederek parti binasını tahrip edip partiyi terk etmişler. Bütün bunların dışında DYP den istifa edip CİNDORUK Başkanlığında kurulan ve 20 Milletvekili ile koalisyon hükümetinin ortağı olan DEMOKRAT Türkiye Partisi Aydınımızda Rahmetli İSMET SEZGİNİN liderliğinde belediye başkan adayı çıkarıp DYP’ yi bölmeye çalışmışlar. Ve

partimiz kendinden başka kimsenin kimse olmasına tahammül edemeyen tek milletvekilinin emir kumandasında onun atadığı güya il başkanının bozgunluğunda seçimlere girmişti.

Karşımda ANAPartisinin1994 senesinden beri belediyeyi yönetmiş televizyonu sayesinde yaptığı hizmetlerin reklamını

beğeni ile halka anlatmış ve bazı tabuları yıkarak yaptığı Başkanlık görevi büyük bir kesime göre başarılı bulunmuş Dostumuz Hüseyin Bey kısa adıyla Aksu ,Var.

Genel Merkezin 5 kuruş dahi yardım yapmadığı gelen paranın

mevcut atama il başkanına gönderildiği seçimde Aksu ile kıran

kırana bir yarış yaptık. Kavgaların silahların patladığı bu olayları Sayın Aksu’nun kendi televizyonunda kendi lehinde kullandığı ( kendisine suikast yapıldığı) bir yerel seçimdi.

Neticede Aksu seçimi kazandı hani bende bütün olumsuzlukların üzerimde olmasına rağmen 8 tane milletvekilinin aldığı 8000 oya karşılık 17 000 i geçkin oy almıştım. Daha sonra seçim sonrası Aksuyu makamında ziyaret ederek,kutladım ve medeni ilişkiler içerisinde olduk.

2002 yılının yaz başında kendisi ve eşiyle Turistik Parkta karşılaştık Aslı hanım bana Aksu’nun belediye Başkanlığından istifa edip, Bağımsız milletvekili adayı

olacağını biraz da dertlenerek söyledi. Sayın Aksu ’ya sakın böyle bir şey yapmamasını Ege de bu işin çok zor olduğunu sonra da başkanlıktan olabileceğini söyledim. Kendisi bana kamu oyu araştırması yaptırdığını seçilebileceği oyun çok daha fazlasını alacağını söyledi. Ve seçilemedi sonrada onu koltuğa taşıyanların bir kısmı Aksu ‘ nun kuyusunu kazdı

Şimdi bunları niye yazdım. Bu Ülkede insanlarımızın siyasete girince karakterlerinde( şayet varsa tabi ) bu bozulmanın ülkeye memleketimize yine insanlara nelere mal olmuş

olduğunu görüp biraz ders biraz ibret alsınlar diye yazıyorum.

Dünyada her canlının bir gün ölüm tadacağı kesin iken nedir bu egoistlik bencillik. Ben siyasette başarılı olamadım . Hatta bu yolda yaşadığım stres’ ler sonucu ağır bir hastalık da yaşadım. Ama yine de ALLAHIN SEVGİLİ KULUYUM beni terbiye ederken hastalığın bile iyileşen cinsini verdi.”

Geçmiş olsun akraba , öncelikle sağlık, nice güzel sağlıklı günler diliyorum. Yakın siyasi tarihimizin canlı tanığı olarak Allah uzun ömür versin.Bu anılarınızı artık kitap halinde yazın , geleceğe ve tarihe bir not düşün ki, Aydın’ı bir daha keşfetmek için düşünenler kitabımız rehber olsun.

*****

İstanbul Kartal da durduk yerde kendiliğinden çöken 8 katlı apartmanın şokunu yaşıyorum .Adeta küçük bir 17 Ağustos 1999 Marmara depremi’ni anımsattı .

Mesleğim gereği bu yapının neden ve nasıl çöktüğünü araştırdım.

Hatta yıkılmadan önceki fotoğrafını buldum, zemin katı işyerleri, üzerinde 7 katta toplam 14 daireli betonarme apartman , acı bir Türkiye gerçeği.

İŞTE İSTANBUL KARTAL ‘da O YIKILAN BİNA

Betonarme bina yapmasını yeni öğrendiğimiz yılların acemilik ürünü.

Bilim’, tekniği göz ardı ederek , rant ve daha çok para kazanmak uğruna inşa ettiğimiz tabutluklar.

Yitip giden masum insanlar.

Kaçak çıkılan son üç kat, kolonları , kirişleri güçsüz riskli binalar.

Kentsel dönüşüm yaparak depreme dayanıklı bina yapmaya başlayan devlet, çıkardığı imar barışı ile korktuğumuz başımıza geldi işte..!

İnsanların yasaları ile suçu ve suçluları affetmesi mümkün ise de , tabiat hiç öyle demiyor.

Doğa yasaları , her zaman kendi kurallarını işletiyor.

Ülkemizde imar sorunu yapılaşma ve inşaat sektörü sorunu gerçekten oldukça büyük.

İmar barışı,açıkça biriken sorunlarla baş edemeyen kamun gücünün , tek taraflı pes ederek ilan ettiği bir ateşkestir.

Bir nokta da sorunla baş edememenin ifadesidir.

Elbette bu popülist yaklaşım , yasaya aykırı bina yapanları hoşnut edecektir.

Ancak sorun sadece halının altına süpürülen salon temizliğinden ibarettir.,

Necip vatandaşımız uzatılan imar barışı ile hala, yeni katlar çıkmaya başladı.

Nasıl olsa barış çıktı, çak kalıbı, dök betonu , ör duvarı yap sıvayı, barışın açıklandığı tarihten sonra , hemen ülke şantiye alanına döndü...!

Bugün ülkemizin başta İstanbul ve Boğaziçi olmak üzere her 100 binadan 80-85 ‘i ya ruhsatsız ya da kaçak kat çıkılıp balkonu odaya katan, eklentiler yapan yasadışı yapılarak doludur. İşte bu yapı stokları şehirlerimizin altına konmuş birer dinamit adeta..!

İmar barışının bir ayrı traji komik konusu , tüm bu mühendislik hizmeti görmemiş yapıların , bir deprem anında davranışının hiçbir incelemeye tabi tutulmadan , kullanımının kamu tarafından da kabullenilmesidir.

barış yaptık , işi çözdük derken, teknik bir konuda hiçbir bilimsel veriye dayanmadan, tüm yapılara iskan yolu açmak , hem imar hem de çevre felaketidir.

Siyasi kaygılarla ve oy gerekçesiyle göz ardı edilebilen Yapı denetimi yetkisi gerekirse, denetim firmalarından ve Belediyelerden alınarak , tamamen bağımsız ve valilik birimi olarak oluşturulacak , mobil mahalle ekipleri ile kentin ucu bucağı denetlenmeli, en küçük bir inşai faaliyet başlamadan , önlenmelidir.

Kaynağında alıncak önlemlerle , bataklık kurutulmalı , sivrisinekler ile tek tek mücadele yerine , bataklık kurutulmalıdır.

SÖZÜN ÖZÜ:

TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR,

İBRET ALINSAYDI HİÇ , TEKERRÜR EDERMİYDİ TARİH..!