Aydın birinci derece deprem bölgesi olmasının hem külfeti , hem de nimeti bir arada sunulmuş. Fay kırıkları depremi tetiklerken ,aynı kırıklar arasından çıkan jeotermal’i (kızıksuyu) nimet olarak Aydın’lılara sunmuş.
Ama bize deprem külfeti düşerken, kızıksuyun nimetinden başkaları faydalanıyor bununla da kalmıyor, atığı ve posası çevre kirliliği olarak bize bırakılıyor. Ne konut ısıtma ve soğutmasında ne bir serada, tarımda, ne de termal sağlıkta kullanabiliyoruz bu nimeti. Varsa yoksa enerji üretimi, ama Aydın’lılara elle tutulur yok hiçbir yararı. Kızıksu’yun kuyusunu açanlar , Aydın’lıların kuyusunu da kazıyorlar. Aydında rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu’nun sosyal paylaşım sitelerine yüklenen jeotermal görüntülerinin ardından geçen yaklaşık 25 yıldır Aydında bu sakız çiğnenir durur..! Yıl 1990 kent meydanındaki eski belediye binası yıkılmadan önce, Zemin kattaki belediye düğün salonunda ,bürokrat olarak katıldığım, Jeotermal toplantısında Vali Recep bey yırtınıyordu,bir hayal peşinde. Ufku geniş, hayal kurabilen çoğumuzun burun kıvırdığı bu küçük dev adam, o günlerden görmüştü yeraltından parlayan ışığı..! Gel gelelim Vali’nin ömrü vefa etmedi konakta Kafa koparanlar atadılar merkeze..! Çalışkan Vali şaibeli bir trafik kazasıyla göç etti bu dünyadan. Gün geçti mevzuat değişti. Ama yasa değişmeden önce , Jeotermal kuyuları ile en ufak bir illiyeti olan resmi kurumlar, bu durumlarını belgeleseydi, şimdi belediyelerimizin sahibi olabileceği jeotermal kuyu sahalarının zengini olacaktı. Ama bugün ,MTA bizim toprakların altını, milyon dolarla satmağa başladı..! Ülkemizde birinci , dünyada yedinci Jeotermal zengini il Aydın..! Germencikte Bozköy ,Çamköy,Dampınar grup köy yolunun kenarından elinizi sokamayacağınız derecede,Jeotermal akışkan fışkırıyor mübarek..! Böylesine cömert ve bonkör davranan tabiat ana, Jeotermal’i bize alın dercesine yeryüzüne kendiliğinden çıkardığı halde,
Akıllara “sular akar , Türkler bakar “ sözünü getiriyor. Tamam Ülkemizin enerji açığı var diyorlar ama ya kayıp, kaçak..? Eğer kayıp kaçak önlense , enerji açığımız bu kadar olur mu..? kolay değil her geceden ertesi günün üretim ve ihtiyaç arz talep dengesini kurabilmek. Hatta enerjimizin % 70 ‘ini de doğalgazdan sağladığımızda bir gerçek. Bu durumda milli enerji üretimimiz kalıyor . HES , RES, GES ve çevre kirliliği nedeniyle talep görmeyen Nükleer ve Kömür santralleri. Rüzgar ve Güneş santralleri yatırımı çok pahalı , üretimi ve verimliliği ise düşük, Hidroelektrik HES ise gene çevrecilerin karşı çıkmaları nedeniyle “ Sular akar Türkler bakar “ misali boşa akan enerji. Akaryakıta gelen her zam , herkesi ilgilendiriyor. Benim arabam yok diye de geçiştiremeyiz.
Akaryakıt zammı , her şeye zam demektir. Tüm hücrelere sirayet eden bir illettir. Bu ülke bizim ,enerjide gelecekte bir sorun. Ne edip etmeli, enerjimizi millileştirmeliyiz. Devlet ile Milletin enerji konusundaki aynı masada, birbirlerini anlamaları gerek. Asgari müşterekte birleşmek gerek. Her şeye karşı çıkmak, çözüm demek değildir, aksine özümsüzlüğün adresidir. Başka ülkeler bunu nasıl çözüm buldular ise, bizim de bir ortak merkezde buluşmamız gerekmektedir. Jeotermal gibi bir bereket , deprem ülkesi olan kentimizde külfete karşı sunulan bir nimettir. Ama sadece çevre kirliliği yaratarak, enerjisini alıp ,kazancını cüzdana koyup, posasını bu kente terk edip gitmek , ihanettir. Bunun faturası Aydınlıya çıkarılmamalıdır.
Bu nimet Aydın’lıya kışın ısınma , yazın serinleme, ve tarımsal sera ısıtmada , termal kaplıca da hakça paylaşım ile üleştirilmelidir. Ama bugüne dek , yapılanlar sokaktaki Aydın’lıyı değil, yatırımcının keyfini arttırmıştır. Jeotermalde gibi , antik kentler gibi, tarım gibi doğal nimetlerin dev tepsilerde sunulduğu bu topraklar hoyratça birilerine terk edilmemelidir. Tarımın içinde jeotermal nasıl olur , zararları nasıl önlenir hala araştırılarak açıklanmamıştır. Dün AGC olarak Aydın Valisi sayın Yavuz Selim KÖŞGER’e yaptığımız ziyarette de bu konu gene gündeme geldi. Aydın artık kulaktan dolma bilgilerle değil, tarafsız bilimsel raporlarla bu konunun araştırılmasını istiyor. Devletten bir şey isteme özürlüsü Aydın halkı, torunlarına bu zengin kaynakların ve toprakların fakirliğini miras bırakmamalıdır. Aydın’ın vekilleri de bu vebalin altında kalmamalıdır. AYDIN DA ARTIK , HER YÖNÜYLE BİR JEOTERMAL ŞURASI DÜZENLEMELİDİR.
Aydın barosu’nun düzenlediği çalıştay da bu konunun tarafları gerçeği açıklamalıdır.Büyük şehre yakışan budur.
SÖZÜN ÖZÜ :
KESİN OLANIN DEĞİL, İHTİMAL OLANIN PEŞİNDEN KOŞUN.
ÖLÜM KESİN, HAYAT VE YAŞAMAK İSE İHTİMAL.
(DONDURMAM GAYMAK FİLMİNDEN)
MEHMET ÖZÇAKIR
[email protected] – [email protected]
POSTA KUTUSU : 110 EFELER –AYDIN