İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş, Meclis’te yaptığı konuşmada iktidara, “Aydın sizin için üvey evlat mı?” diye sordu.
Tarımsal üretimiyle, coğrafyasıyla, ticaret kapasitesiyle, kültür ve turizm mirasıyla ülkenin lokomotifi durumunda olan efeler diyarı Aydın’ın birçok sorunla mücadele ettiğini belirten Karakaş, “Aydın ülkemizin en aktif deprem sismik bölgelerinden bir tanesidir. Birinci derecede deprem riski taşımaktadır. Aydın'da bulunan antik kentlerin hepsi döneminde deprem nedeniyle yıkılmıştır. Özellikle Büyük Menderes Grabeni'nin de etkisiyle yüksek ölçekli öngörülen bir depremde mevcut yapıların büyük hasar görme ve yıkılma riski vardır. Bu da çok sayıda can ve mal kaybına sebep olacaktır. 6 Şubat depreminde yaşanan acı kayıpları tekrar yaşamamak için Aydın'da olası deprem ihtimaline yönelik önlemlerin mutlaka alınması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
“ÇİFTÇİLERİN SESİNİ DUYMUYORLAR”
Aydın’ın Türkiye’deki önemli büyükşehirlerden biri olduğunu ancak kentte birçok kamu kuruluşunun binası bulunmadığını vurgulayan Karakaş, şöyle konuştu:
“Düşünebiliyor musunuz, Aydın gibi büyükşehirde İl Emniyet Müdürlüğünün binası yok, İl Millî Eğitim Müdürlüğünün binası yok. Beş yıldır yapılacak diye beklenen fakat yeri hâlâ belirlenemeyen bir adliye binamız var. Buyurun size Türkiye Yüzyılı. Aydın'ımızda Allah'ın nimet olarak verdiği ancak külfete dönüşmüş, vatandaşlarımızın çilesi hâline gelmiş bir jeotermalimiz var. JES akışlarındaki reenjeksiyon yapılmaması nedeniyle üst düzey verim alınabilecek yenilenebilir enerji kaynağı maalesef ki büyük bir çevre sorununa dönüşmüştür. Bakanlık yetkilileri, bu projeleri nasıl denetleyip de onay veriyorlar anlamak mümkün değil. Aydın'ımızın Köşk ilçesi Karatepe köyünde ‘Mineralli doğal kaynak suyu arıyoruz’ adı altında jeotermal sondaj çalışmaları yapılarak bölge talan edilmektedir. Bu konuda yetkililerden açıklama bekliyoruz. İnciriyle, zeytiniyle, kestanesiyle, pamuğuyla tarımsal üretimin bel kemiği olan Aydın çiftçisi iktidarın yanlış tarım politikaları yüzünden maalesef ki can çekişiyor.
Sulama suyu sorunu, Aydın çiftçisinin yıllardır çözülmesi için her türlü mücadeleyi verdiği bir konu ancak maalesef Bakanlık bir türlü çiftçilerimizin sesini duymuyor. Bürokrasideki lakaytlık, iş bilmezlik ve planlama hataları üreticilerimizi isyan ettiriyor.”
“BU NASIL İŞTİR?”
Sultanhisar’da 2017 yılında yapımına başlanan ve tamamlanan bir kapalı sulama sistemi projesi olduğunu ancak çiftçilerin bu sulama sistemini hâlâ kullanamadığını kaydeden Karakaş, “Bunun sebebi, yüklenici firma işini düzgün yapmadığı için Devlet Su İşleri yetkilileri bu projeyi denetlemeden projenin bitimine onay vermişler. Bu sorun defalarca yetkililere bildirilmesine rağmen hâlâ çözüme kavuşturulamadı. Nasıl olur da Devlet Su İşleri yetkilileri gerekli kontrolleri yapmadan projenin tamamlanmasına onay veriyor? Ağustos ayında Tarım Kredi Kooperatifleri bir karar aldı, yeni bir bölge müdürlüğü ihdas ettiler, Aydın'ı da Denizli'ye bağladılar ve Denizli'yi bölge müdürlüğü yaptılar. Şimdi, ben de bu konuyla ilgili Tarım ve Orman Bakanlığına bir yazılı soru önergesi verdim, dedim ki: ‘Aydın ili tarımın bel kemiği olmasına rağmen bu neden Aydın'da değil de Denizli'de?’ şeklinde sordum. Bakan ise bu kapsamda ‘Ekonomik şartlar, fiziki koşullar, kurum stratejisi, kurulacak bölge birliğinin çalışma merkezinin Denizli ili olmasına karar verilmiştir’ şeklinde cevap verdi. Şimdi, buradan Bakana tekrar soruyorum: Hangi ekonomik koşullar, hangi fiziki şartlar, hangi öngörüler ve hangi kurum stratejileri Aydın ilinin Tarım Kredi Kooperatifleri Bölge Müdürlüğü olarak
Denizli'ye bağlanması için seçildi? Arkadaşlar, o bölgede incir denince akla Aydın gelir, zeytin denince akla yine Aydın gelir, kestane, pamuk denince yine akla Aydın gelir daha sayamadığımız birçok tarım ürünü dendiğinde akla dendiğinde akla Aydın gelir. Lütfen, bana bir tane tarım ürünü o bölgede söyleyince Denizli akla gelen bir tarım ürünü söyleyin. Bu nasıl bir iştir? Bu bölge müdürlüğü nasıl Denizli'ye bağlanmıştır? Aydın bu hükûmet için üvey evlat mıdır? Çok merak ediyorum” görüşlerini dile getirdi.