Aramızda doğal hayatı sevmeyen yoktur sanırım. Çiçeklerle, bahçeyle, hayvanlarla uğraşmak belki bizim yöremize has olduğundandır ama böyle büyüdük. Aydın'ın iklimi ve coğrafyası buna müsait, dağı ve ovalarıyla güçlü bir üretim yeri. Çocukluk yıllarımda her boş vaktimizde anneannemin evine giderdik.
Bahçeli kocaman ev, yaşlılarımızın yaşadığı eski yapıtlar ilgimi çekerdi. Çok da severdim. Biz merkezde kalıyoruz her yer bina. Kim sevmez ki hayvanlarla iç içe bir ortamı. Gerçi bu da göreceli bir kavram. Kimine göre kum deniz güneş, kimine göre dağ, köy, temiz hava...
***
Derler ya hani köylü milletin efendisidir. Gerçekten işin içine birazcık dahil olduğumda köy hayatının güzelliği kadar zor olduğu da apaçık bir gerçek. Evinize giren süt, peynir, yumurta, kaymak, kesik gibi ürünleri pazardan alırken hiç zorlanmıyoruz. Fiyatlara gelince de 'ne kadar pahalı' diyoruz.
Aslında yapılışını ve zahmetini bilsek böyle düşünmezdik. Bir peynir için yaklaşık olarak 5-6 saat emek harcandığını biliyor muydunuz? Veya sadece 4 - 5 ineğin süt sağımı için 2 saate yakın vaktin gittiğini? Her şeyden önce emek verilen işleri es geçmek asla doğru olmaz.
***
Eşim hayvancılık yapıyor. 2 hayvanla başlayalım zaten onca süt kime satılacak demiştik. Yaklaşık 3 seneyi geride bırakırken, 10 litre, 20 litre, 50 litre derken satıldı, satılıyor. Çoğaldılar ve eşim bu durumdan oldukça memnun. Hem kendi işini yapıyor hem de parasını kazanıyor.
***
İnsanları bir şekilde memnun edemiyorsunuz ama hayvanlara yemini ve suyunu verince teşekkür etmek için size sevgi gösterisi yapıyorlar. O kadar da güzeller. İçimizdeki hayvan sevgisi asla bitmeyecek. Bitmesin de.
Hoşça kalın...