Türkiye'nin yenilenebilir enerjideki yeni yol haritası sektörde olumlu yankı bulurken, enerji dönüşümü ve güneş enerjisi alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına göre, yaklaşık 108 milyar dolarlık yeni yatırım alanı açacak bu yol haritasının başarısı için destekleyici politikaların uygulanması ve paydaşlar arasındaki işbirliği önem kazanıyor.
Hafta başında açıklanan yenilenebilir enerji 2035 yol haritasında, mevcut durumda yaklaşık 30 bin megavat olan güneş ve rüzgar enerjisi kurulu gücünün 2035 yılına kadar 4 kat artırılarak 120 bin megavata ulaşması hedefleniyor.
Türkiye'nin elektrik iletim altyapısının geliştirilmesinin de hedeflendiği plana göre, bu doğrultuda yaklaşık 14 bin 700 kilometre uzunluğunda yüksek gerilim doğru akım (HVDC) iletim hatlarıyla artan enerji üretimini taşıyabilecek yeni bir şebeke amaçlanıyor.
Tüm bunların yaklaşık 108 milyar dolarlık yeni yatırım alanı açacağı hesaplanıyor.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü, yeni yol haritasının Türkiye'nin enerji dönüşüm stratejisinde önemli bir adımı işaret ettiğini söyledi.
Güllü, 2035 yılı için rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücü hedefinde yaklaşık yüzde 50'lik bir artışa gidildiğine dikkati çekerek, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihaleleri ile uluslararası işbirlikleri bu hedeflerin ana itici güçleri olduğunu dile getirdi.
Her yıl en az 2 gigavatlık YEKA ihalesi hedefini yatırımcıların uzun süredir beklediği öngörülebilir bir yol haritasının ortaya konulması anlamında çok önemli bir gelişme olarak değerlendiren Güllü, "Bu ihalelerin yıllık olarak gerçekleştirilecek olması, Türkiye'nin yenilenebilir enerji sektöründe sürekli yatırım çekmesine ve sektörde ivmenin korunmasına yardımcı olabilir. İzin süreçlerinin kolaylaştırılması yönündeki çabalarla birlikte, bu düzenlemelerin yerli ve yabancı yatırımcılar için yeni fırsatlar açması bekleniyor." dedi.
Güllü, HVDC iletim hattı planına ilişkin de, "Daha önce 2030 yılına kadar yeşil şebeke kurmak için 10 milyar dolar yatırım yapılacağını açıklayan Bakanlık, öngörülen yenilenebilir enerji kapasite artışının iletim şebekesine güvenli bir şekilde entegre edilmesini sağlayacak bir altyapı planlamasıyla enerji güvenliğine yönelik uzun vadeli bir yaklaşım ortaya koyuyor. Bu kapsamda şebekenin dijitalleşmesi ve enterkonneksiyon kapasitelerinin artırılması gibi şebeke esnekliğini artırıcı yatırımların da gündeme gelmesi bekleniyor." diye konuştu
Söz konusu hedeflere ulaşmak için kapasite tahsisi yapılan ve şu an yatırım aşamasında olan yaklaşık 70 gigavatlık rüzgar ve güneş enerjisi projelerinin hayata geçirilmesi önemini vurgulayan Güllü, "Şimdiye kadar yapılan rüzgar ve güneş enerjisi ihalelerinde, birkaç istisna dışında, projelerin gerçekleşme oranları oldukça düşük kaldı. Bu nedenle, öngörülen 108 milyar dolarlık yatırımın sağlanması hayati bir öncelik olarak karşımıza çıkıyor. Bu da yalnızca net politikalarla değil, aynı zamanda öngörülebilir ve şeffaf bir piyasanın sağlanması ve yatırımcıların düzenleyici ortamın istikrarlı ve destekleyici olacağına duyduğu güvenle mümkün olacaktır." ifadelerini kullandı.
Güllü, yeni kapasite tahsisleri için ana araç olan YEKA ihalelerinin finansmana erişimi kolaylaştıracak şekilde tasarlanmasının ve yenilenebilir enerji tedarik anlaşmaları gibi alternatif finansman mekanizmalarının gündeme alınmasının da önemli başlıklar arasında yer aldığını dile getirdi.
Kamu ve özel sektörün yanı sıra uluslararası ortaklar arasındaki koordinasyonun önemini kaydeden Güllü, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yatırımların, altyapı çalışmalarının, düzenleyici reformların ve uluslararası işbirliklerinin bir araya geldiği bu bütüncül yaklaşım, Türkiye'yi 2035 yılına kadar yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşma yolunda sağlam bir temele oturtmaktadır. Destekleyici politikaların başarılı bir şekilde uygulanması, yeterli yatırımların sağlanması ve paydaşlar arasındaki işbirliğinin sürdürülmesi bu umut verici hedeflerin gerçekleşmesi için en önemli unsurlar olacaktır."
"Süper izin" sürecinin bir an önce hayata geçmesi bekleniyor
Güneş enerjisi düşünce kuruluşu Solar3GW Başkanı Yusuf Bahadır Turhan da yenilenebilir enerji 2035 yol haritasını, artan kurulu güç hedefi ve HVDC hatları planı olmak üzere iki noktada son derece olumlu karşıladıklarını söyledi.
Turhan, yeni kurulu güç hedefine ilişkin, "Son 3 yıldaki son derece hızlı teknolojik ve ekonomik gelişmeleri dikkate aldığımızda enerji bağımsızlığımız ve enflasyonla mücadelemizde ucuz elektriğin önemini düşündüğümüzde 3 yıl önce konulan hedefe göre yaklaşık yüzde 50 arttırılması hem bakanlığın yenilenebilir enerjinin önemi ve yapılabilirliği konusunda bizimle paralel düşündüğünü gösteriyor hem de ülkemizin geleceğin gelişmiş ülkeleri arasında yerini almasını sağlayacak temiz ve ucuz enerjiye daha erken kavuşabilmesinin kapısını açıyor." değerlendirmesinde bulundu.
HVDC hatları planına ilişkin de bu hatların ucuz yenilenebilir enerjinin çokça üretildiği noktalardan tüketimin yoğun olduğu noktalara az kayıpla ve anlık aktarılmasını sağlayan, son derece modern yapılar olduğuna dikkati çeken Turhan, "Henüz ülkemizde uygulaması yokken, yenilenebilir enerjide bu denli büyük bir kapasiteyi hedefleyen ve öncü olmak isteyen ülkemizin, bu hatlar konusunda 14 bin 700 kilometre uzunluk ve 40 converter merkezi hedefi koyması son derece umut verici. Konuya bütüncül ve her yönüyle bakılıp gerçekçi hedefler konduğunun bir göstergesi." diye konuştu.
Turhan, yenilenebilir enerji projeleri için izin süreçlerinin kolaylaşarak kısalmasını sağlayacak "süper izin" sürecinin bir an önce hayata geçmesini beklediklerini, bu süreçte belirli bir prosedür ve istenilen listesinin net olmasıyla iznin verilmesinin önünün açılması gerektiğini dile getirdi.
Dünyada uygulamaları hızla artan yüzer güneş enerjisi santrali (GES) ve TarımGES'lerin Türkiye'de de yaygınlaşmasında YEKA modelinin verimli olabileceğini kaydeden ve klasik arazi üstü uygulamalarda yenilenebilir enerji tedarik anlaşmaları modeline işaret eden Turhan, şu ifadeleri kullandı:
"Bu modele göre, alıcı devlet yerine büyük tüketiciler olurken, yapılan ikili anlaşma ile GES'lerin finansman bulması da kolaylaşıyor. Batıda, yeni kapasiteye yönelik yeşil ikili anlaşmalar ismiyle yürürlükte olan ve her yıl binlerce megavat yeni GES kapasitesine olanak sağlayan bu modelin ülkemizde de yürürlüğe girmesini istiyoruz."
Turhan, yatırımların önünün en çok arz talep dengesiyle şeffaf bir şekilde oluşacak elektrik fiyatı ile tam serbest bir elektrik piyasası olduğunun da altını çizdi.