Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (MÜSİAD) düzenlediği "Siber Güç Türkiye 2024" zirvesinde yaptığı konuşmada, teknolojik gelişmenin ve dijital dönüşümün hızla ilerlediği bir dünyada hayatın birçok alanının günden güne değiştiğini belirterek, MÜSİAD Dijital Dönüşüm Sektör Kurulu tarafından gerçekleştirilen zirvenin çok önemli olduğunu söyledi.

Artık internete bağlı cihazların oluşturduğu nesnelerin interneti olarak adlandırılan yeni bir yaşam biçiminin olduğuna işaret eden Uraloğlu, "İnternet bankacılığı ile para transferleri gerçekleştiriyor, faturalarımızı ödüyor, e-ticaret siteleri üzerinden alışveriş yapıyoruz." diye konuştu.

Türk savunma sanayisi silahlı robot köpekleri göreve hazırlıyor Türk savunma sanayisi silahlı robot köpekleri göreve hazırlıyor

Uraloğlu, İsrail’in Lübnan’da çağrı cihazları ve telsizler üzerinden gerçekleştirdiği siber terör saldırılarının tüm ülkeler için siber güvenliğin önemini bir kez daha ön plana çıkardığını ifade ederek, "Üstelik siber saldırılar, artık sadece büyük şirketlerin veya devletlerin değil, her ölçekteki kuruluşun ve hatta bireylerin karşılaştığı ciddi bir tehdit haline geldi." değerlendirmesinde bulundu.

Her türlü bilginin elektronik ortama taşınması ve kritik altyapılarda da yoğun olarak internet uygulamalarının kullanılmasının güvenlik ihlallerini de beraberinde getirdiğine işaret eden Uraloğlu, "Bugün, güçlü şifreleme yöntemleri, güvenlik duvarları, sürekli güncellenen yazılımlar ve bilinçli kullanıcılar, siber güvenliğin temel bileşenleridir. Ama maalesef siber saldırıların karmaşıklığı ve sıklığı artarken, geleneksel güvenlik yöntemleri de tek başına yeterli olmuyor. Birkaç bin dolarlık bir bilgisayar sizin milyonlarca hatta milyarlarca dolarlık sisteminizi tehdit ediyor. Gelişen tehditler karşısında bu alanlardaki çalışmaların önemi giderek artmakta ve bu tehditlere karşı yenilikçi güvenlik önlemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı.

Uraloğlu, siber güvenliğin yeni silahı olarak yapay zekanın çıktığını belirterek, "Yapay zekayı dijital bir beyin olarak düşünebiliriz. Bu dijital beyin, karmaşık verileri çözümleyerek, insanlık için yepyeni ufuklar açıyor. Bakın, küresel şirketlerin yüzde 83'ü iş stratejilerinde yapay zekayı kullanmanın önemli öncelik olduğunu düşünüyor." açıklamasını yaptı.

"Küresel yapay zeka pazarı büyüklüğü 638 milyar doların üzerinde"

Bugün küresel yapay zeka pazarı büyüklüğünün 638 milyar doların üzerinde olduğuna dikkati çeken Bakan Uraloğlu, 2034'e kadar yüzde 19,1'lik bir bileşik büyüme oranıyla 3 trilyon 680 milyar doların üzerine çıkmasının beklendiğini dile getirdi.

Uraloğlu, bu devasa pastadan daha fazla pay alınması gerektiğine işaret ederek, "Geleceğin ihtiyaçlarını iyi tespit eden ülkeler, bilişim sektöründe bir adım öne geçebilmek için büyük bir rekabet içindeler. Çünkü yenilikçi fikirleri elinde tutan ve uygulayanlar yarının kazananı olacak. Bu noktada sadece devletin değil, özek sektörün de bilişime yatırım yapması gerekiyor." diye konuştu.

Her yeni siber saldırının savunma mekanizmalarını güçlendirdiğini ve yeni nesil tehditlere karşı daha dirençli hale geldiğini aktaran Uraloğlu, şunları söyledi:

"Böylece, siber güvenlik sistemleri, sürekli olarak kendini yenileyerek, düşmanlarına karşı bir adım öne geçiyor. Yapay zeka milyonlarca olayı analiz ederek sapmaları anında fark ediyor. Örneğin bir siber korsanın hareket tarzını ya da oluşturulan bir virüsün yapısını sanki bir dedektif gibi titizlikle inceleyerek tanıyor ve bu sayede tehditleri henüz büyümeden etkisiz hale getirebiliyor. Ayrıca monoton ve zaman alan görevleri otomatikleştirerek, siber güvenlik uzmanlarının daha stratejik konulara odaklanmasını sağlıyor. Bu sayede, siber güvenlik ekipleri, sınırlı kaynaklarını en verimli şekilde kullanabiliyor. Mesela bir banka, yapay zeka sayesinde müşterilerinin alışkanlıklarını öğrenerek normal dışı bir işlemini anında tespit ederek büyük bir dolandırıcılığın önüne geçebiliyor."

"Yapay zekan siber güvenlik dünyasında yeni bir çağ başlattı"

Abdulkadir Uraloğlu, yapay zekanın siber güvenlik dünyasında yeni bir çağ başlattığına işaret ederek, tıpkı bir orkestra şefi gibi, farklı verileri bir araya getirerek, büyüleyici bir senfoni oluşturduğunu, yapay zeka ve siber güvenlik uygulamaları birlikte daha güçlü olduğunu kaydetti.

Siber güvenlik uzmanları ve ilgili kuruluşların yapay zeka teknolojilerini kullanarak, dijital dünyayı daha güvenli hale getirebildiğini aktaran Uraloğlu, "Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak her ne kadar yollar, köprüler, havalimanları ve demir yolu hatları inşa eden bir bakanlık olarak bilinsek de ülkemizin dijital alanda güvenliğini sağlayan bakanlık da biziz. Bakanlığımızın ilişkili kuruluşu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bünyesindeki Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezimiz kısa adıyla USOM eliyle ulusal ve uluslararası düzeyde iş birlikleri kurarak, Siber Olaylara Müdahale Ekipleri yani SOME’ler ile siber tehditlere karşı etkin bir mücadele yürütüyoruz. USOM koordinasyonunda 14 adet sektörel ve 2 bin 309 adet kurumsal SOME’de görev yapan 7 bin 912 siber güvenlik uzmanı ülkemizin siber sınırlarını koruyoruz." bilgilerini verdi.

Uraloğlu, yapay zeka uygulamalarından Türkiye olarak uzun zamandır faydalandıklarını belirterek, "Avcı uygulaması ile zararlı yazılım bulaşmış sistemlerin ve komuta kontrol merkezlerinin tespiti gerçekleştirilirken Azad uygulaması ile botnetlere dahil olmuş köle bilgisayarların tespitine yönelik çalışmalar yapıyoruz. Öte yandan, başta kritik kamu kurumları ile önemli altyapılar olmak üzere ülkemizin internete açık kaynaklarına ilişkin zafiyet taraması ve hizmet sürekliliğinin sağlanmasına yönelik izleme faaliyetlerini ise 'Kasırga' ile gerçekleştiriyoruz. Toplamda 131 farklı 'kasırga' taramasında 284 adet farklı portun servis ve zafiyet taraması haftalık olarak USOM tarafından gerçekleştirilmektedir." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA