Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) tescilli coğrafi ürünleri arasında yer alan "Aydın inciri"nde hasat heyecanı yaşanıyor. Buharkent, Kuyucak, Nazilli, Köşk ve Germencik ilçeleri başta olmak üzere kentte 40 bin hektar alanda ortalama 200 bin ton incir üretiliyor.

Taze ve kuru olarak tüketilen incir, iç piyasanın yanı sıra dünyanın farklı ülkelerine de ihraç ediliyor. Kentte şu sıralar "sarı lop" diye bilinen incirin hasadı yapılıyor. Aşırı sıcaklardan dolayı gün aydınlanmadan yola çıkan işçiler, güneşi incir ağaçlarının arasında karşılıyor.

Hassas bir meyve olmasından dolayı toplama işini kadınlar, taşıma işlemini ise erkekler üstleniyor. Normal sezonda saat 14.00'e kadar süren mesai, kavurucu sıcaklardan dolayı 11.00 ya da 12.00'de bitiyor.

Toplandıktan sonra işleme tesislerine gönderilen incirler, boyutuna göre ayrılıp piyasaya sürülüyor.

"SICAKLIK 40'IN ÜSTÜNE ÇIKTIĞINDA KALİTE OLUMSUZ ETKİLENİYOR"

Nazilli Ziraat Odası Başkanı Yahya Anlıak, AA muhabirine, üreticilerin ve çiftçilerin heyecanla beklediği sezonun başladığını söyledi.

Sıcaklığın birçok ürünü olduğu gibi inciri de etkilediğini anlatan Anlıak, şöyle devam etti: "Önceki sezona göre 15 gün erken başladık. Temmuzun son haftasında ağustosun ilk haftasında başladığımız hasada bu yıl temmuzun ikinci haftasında başlamış bulunmaktayız. Gelir kaynaklarımızın başında incir geliyor. Önceki yıllara göre kalitemiz güzel. İncir dünyada hava şartlarından en çabuk etkilenen meyvelerin başında geliyor. Bu yıl da en sıcak yıllardan biri. Bu da inciri olumsuz etkiliyor. Rekoltede sıkıntı var ama kalitede sıkıntı yok. 40 derecenin üstünü fazla görmezse, 38-40 arasında sıcaklık incirin olmazsa olmazlarından. 40'ın üstüne çıktığında kalite olumsuz etkileniyor."

"ESNAFIMIZIN DA YÜZÜ GÜLÜYOR"

Anlıak, bölgede taze incir hasadında yaklaşık 5 bin kişinin çalıştığına işaret ederek, "Aydın'daki neredeyse tüm sektörler, incirin gelmesini bekler. Bir alışveriş yapıldığında ödeme yapılacağı zaman 'incirde' derler. Düğünlerimizi, cemiyetlerimizi, hayırlarımızı incire göre ayarlarız. Ekimin sonuna denk geliyor bu da. O aylarda esnafımızın da yüzü gülüyor. Hasadını yapan çiftçinin de yüzü gülüyor." dedi.

Suya ihtiyacın olduğu bir dönemi yaşadıklarını belirten Anlıak, vahşi sulama sisteminden bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Üreticilerden Şevki Candan da "Sezonu dört gözle bekliyorduk ve geldi. Rekolte düşük olsa da kalitemiz iyi. Hava şartları iyi giderse yağmur yağmazsa kalite iyi oluyor. İnşallah iyi para ederse çiftçinin yüzü gülecek." diye konuştu.

İşçilerden Dilek Balkan ise "Sıcağın altında çalışmak çok zor ama bu bizim ekmek paramız. Rızkımız buradan geldiği için mecburen çalışıyoruz, yapacak bir şey yok. 3 ay böyle çalışacağız." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA