Türkiye Patent ve Marka Kurumunca 2017 yılında tescillenen Uşak tarhanasının üretimi, kentte 7 firmanın yanı sıra kırsal mahallelerde bir araya gelen kadınlar tarafından imece usulü yapılıyor.
Kentte her yıl ağustos ayının son haftasında başlayıp kasıma kadar devam eden tarhana yapımı, hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve sıcak havanın hamuru ekşitmesinden dolayı bu yıl geç başladı.
Hava sıcaklıklarının düşmesinin ardından üretime başlayan kadınlar, öncelikle kırmızı biber, nane, domates ve soğan gibi ürünleri öğütücülerden geçiriyor.
Daha sonra bu malzemeleri, un, nohut, yoğurt ve maya ile yoğurup hamur haline getirerek fermente olması için 21 gün tekne veya leğenlerde bekleten kadınlar, hamurun istenen kıvama gelmesiyle evlerin bahçesinde toplanıyor.
Teknelerdeki hamuru küçük parçalar halinde koparıp çarşaflar üzerine sererek gölgede kurumaya bırakan kadınlar, kuruyan tarhanaları ufalayıp elekten geçiriyor.
Üretilenlerin bir bölümü evin ihtiyaçları için ayrılırken diğer bölümü ise satışa sunuluyor.
Kent merkezine bağlı Ortaköy'de yaşayan 62 yaşındaki Dudu Ünsal, AA muhabirine, tarhana üretiminin yörenin önemli bir kültürü olduğunu, kadınların bu mesaiyi heyecanla beklediğini söyledi.
Komşularıyla yardımlaşarak tarhana yapmanın kendisini mutlu ettiğini anlatan Ünsal, "Günü geldiği zaman komşularıma 'gel tarhana yapalım' derim. Dökme zamanı geldiği zaman sevdiğim arkadaşlarımı çağırırım. 'Buyurun gelin, ben tarhana dökeceğim' derim. Akşamdan dökerim. Ertesi gün de onlar gelir. Kardeşlik ve arkadaşlık içinde tarhanamızı yaparız." dedi.
Önceki yıllara göre bu yıl yapımına daha geç başladıklarını kaydeden Ünsal, şöyle konuştu:
"Önceki yıllarda ağustosun 20-25'inde tarhanamızı karardık. O kadar sıcaklık olmuyordu. Mevsimler şimdi değiştiğinden, uzadığından sıcaklıklar artmaya başladı. Bu sene daha da sıcak oldu. Bu sene herkes tarhanasını geç yaptı. Karmak için 9. ayı bekledik, 10. ayın sonunda yapacak olanlar da var. Tarhana hamuru sıcakta ekşime yapıyor. Kendini geliştirmez. Ne kadar yumruklasan da ufalasan da sıcak olduğu için ekşime yapar."
Hatice Sultan da doğal ürünlerle yaptıkları Uşak tarhanasının şifa kaynağı olduğunu dile getirdi.
Yapımında kendi yetiştirdiği ürünleri kullandığını aktaran 57 yaşındaki Azime Sunal da "Yalnız yapmak zor olur. Bir kişinin üzerinde oldu mu zorlar. Böyle arkadaşlarla olduğu zaman çayını içersin, muhabbetini edersin. Onlarla güzel olur." diye konuştu.
Almanya'da 30 yıl yaşadıktan sonra memleketi Ortaköy'e döndüğünü belirten 88 yaşındaki Binnaz Gürbüz ise gurbette olduğu dönemde de her yıl memleketine gelip tarhana yaptığını dile getirdi.
Gürbüz, yaptığı tarhanadan Almanya'daki komşularına da götürdüğünü aktararak, "Onlar da çok sevdi. Şimdi hala istiyorlar ama yaşım geçti artık." ifadesini kullandı.