İMO Aydın Şubesi Başkanı Ali Atılım Kahraman, 6 Şubat Kahramanmaraş depreminin ikinci yıldönümünde düzenlediği basın toplantısında, Aydın’da zayıf zemin üzerinde bulunan Nazilli, Efeler ve Söke gibi büyük ilçelerinde tehlikenin en üst düzeyde olduğunu aktardı.
Oda binasındaki konferans salonunda düzenlenen toplantıda konuşan Kahraman, Pençe Kilit harekâtında şehit düşen Aydınlı Binbaşı Murat Kemal Yetişen’e Allah’tan rahmet, ailesine ve Türk milletine başsağlığı diledi.
“İMAR BARIŞI, SONRADAN MÜDAHALELERİ ARTIRDI”
Kahraman, “Resmi verilere göre yaklaşık 55 bin insanımızı yitirdiğimiz, 250 binden fazla binanın yıkıldığı veya ağır hasar aldığı 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki 6 Şubat 2023 depremlerinin üzerinden 2 yıl geçti. 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyor depremi yaşayan tüm vatandaşlarımızın bir daha benzer acılar yaşamamalarını diliyoruz. Ülke tarihimizin en büyük depremlerinden biri olan bu depremlerde hepimizin gördüğü üzere konut yapılarında hasarlarımız çok fazla oldu. Bu depremlerde 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu devreye girdikten sonraki dönemde yapılan binalarda belirgin bir kalite artışı söz konusu olsa da hala istenilen seviyeye ulaşılamadığı görüldü. Özellikle zayıf zeminler hasar miktarını büyük oranda arttırdı. Yetersiz malzeme dayanımları, proje hataları, yapım hataları, binaların yıpranması ve bakımlarının yapılmaması hasarların ana sebepleridir. Bunların dışında kullanım aşamasında binalarda yapılan kolon kesme vb. taşıyıcı siteme müdahaleler içeren tadilat çalışmaları hasarların artma sebebidir. İmar barışları sonradan yapılan müdahaleleri arttırmaktadır” ifadelerini kullandı.
“BÜYÜK İLÇELERDE TEHLİKE BÜYÜK”
Aydın’da da zayıf zemin üzerinde bulunan Nazilli, Efeler ve Söke gibi büyük ilçelerde tehlikenin en üst düzeyde olduğuna dikkati çeken Kahraman, şunları söyledi: “İlimizdeki yapı stoku envanteri çıkarılmamıştır, bu envanter olmadan afet planlarının gerçekçi olarak hazırlanması mümkün değildir. 2000 yılı öncesi yapılarda özellikle 3 kat ve üzeri binalar yüksek riskli olarak tahmin edilmektedir. Bu yapılarda bilimsel yöntemlerle derecelendirme yapılarak yapı envanteri çıkarılmalıdır. 2000 yılı ile 2023 yılları arasında yapılan binalar kısmen başarılı olsa da yeterli depreme dayanıklılık seviyesine ulaşılamamıştır. İstenilen seviyeye ulaşılamamasının birçok sebebi vardır. Üniversitelerin inşaat mühendisliği kontenjanlarının yüksek olmasına rağmen bu okullarda yeterince öğretim görevlisi ve laboratuvar vb. imkanların bulunmaması, meslektaşlarımız arasında uzmanlık ve yetkin mühendislik uygulamaları için kanuni alt yapının uygun olmaması, yapı denetim sektörünün ekonomik olarak iş yapamaz hale getirilmesi ve şantiyelerdeki her türlü işten sorumlu tutularak asıl görevinden uzaklaştırılması, yapı laboratuvarlarının müteahhit firmaya ekonomik olarak bağlanması, zemin etütleri ve iyileştirmelerinin yeterli denetlenememesi, şantiye şefliği uygulamasının her şantiyeye aktif bir şantiye şefi şeklinde uygulanamaması istenilen yapı kalitesine ulaşılamamasına neden olmaktadır. Bu sebeplerin tamamı birleşerek sistemsel bir problem haline dönüşmektedir. Toplam kalite anlayışı ile tüm yapı kalitesi birlikte değerlendirilmeli ve yükseltilmelidir.”
TEMEL ÖNLEMLERİ SIRALADI
Olası bir depremde, 6 Şubat’taki gibi bir yıkım yaşanmaması için alınması gereken temel önlemleri sıralayan Kahraman, “Deprem sonrası yeniden yapılaşma için yapılacak harcamalar can ve mal kaybı yaşanmadan riskli yapı envanteri esas alınarak kentsel dönüşüm ve güçlendirme desteği olarak sunulmalıdır. Yapılacak en önemli afet hazırlığının depreme dayanıklı yapılar üretilmesi olduğu unutulmamalıdır. Tüm binaların taşıyıcı sistemleri 2 yılda 1 yetkin inşaat mühendisleri tarafından denetlenmelidir. Yapı denetim sistemi sigorta sistemine bağlanmalıdır. Yetkin mühendislik uygulaması bir an önce başlatılmalıdır. İlimizdeki riskli yapı stoku belirlenmeli ve risk seviyelerine göre derecelendirilmelidir. En riskli yapılardan başlayarak kentsel dönüşüm veya güçlendirme seçeneklerinden uygun olanı başlatılmalıdır. Taşıyıcı sistem projelendirme ve uygulama süreçleri inşaat mühendisliği prensipleri temelinde yürütülmelidir. 6 Şubat depremlerinden hemen sonra, şehrimizin kaybedecek vakti olmadığını belirterek bundan sonra yapılacak binalarımızın daha sağlıklı olması için ilimizde Kuşadası ve Söke belediye meclislerimiz çok önemli ve etkin ek deprem tedbirleri aldılar” açıklamasında bulundu.
“HUZUR İÇİNDE OTURULAN BİNALAR ÜRETİLMELİ”
Depremin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen 2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nin halen yenilenmediğine dikkati çeken Kahraman, sözlerini şöyle tamamladı: “İnşaat Mühendisleri Odası Aydın Şubesi olarak Aydın büyükşehir belediyemize mevcut alınan deprem önlemlerine ilaveten etkin deprem önlemlerinin tüm ilimizde uygulanması için önerilerimizi içeren dosyamızı verdik. Bu tedbirler toplam bina yapım maliyetini yaklaşık yüzde 2 gibi kabul edilebilir oranda arttırmaktadır. Önerdiğimiz tedbirler tüm belediyelerimizce bir an önce alınmalıdır, gerekli önlemler alınmadan yapılacak yeni yapılarda can kaybı yaşanabileceği riski hakkında tüm yetkililerimizi uyarıyoruz. Amacımız 6 Şubat depremleri sonrasında edindiğimiz tecrübeler doğrultusunda tüm ilimizde doğru proje doğru yerinde uygulama prensibini sağlayabilen vatandaşlarımızın gönül rahatlığı ve huzur içinde oturabileceği binalar üretilmesini sağlayabilmektir.”
Basın toplantısına İMO Aydın Şubesi’nin yöneticileri ile üyeleri katıldı.