Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları ile Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi'nde (KETEM) görevli hekimler, dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan rahim ağzı kanserinden korunma yöntemleri ve tarama programları hakkında sorularını yanıtladı.
Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Erhan Aktürk, kadınlar arasında yaygın görülen ve dünyada önlenebilir ölüm sebepleri arasında yer alan serviks kanserinin önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledi.
Türkiye'de bu kanser türünün görülme sıklığının ve ölüm oranlarının yıllar içerisinde Sağlık Bakanlığının düzenlediği kanser tarama programları sayesinde azaldığını anlatan Aktürk, Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) serviks kanserinin 2120 yılında ortadan kaldırılmasını hedeflediğini dile getirdi.
Doç. Dr. Aktürk, rahim ağzı kanseri vakalarının yüzde 99'unun cinsel temas yoluyla bulaşan HPV virüsünden kaynaklandığını, bu virüsün de bazı tarama yöntemleriyle tespit edilebildiğini belirterek, "Rahim ağzından aldığımız hücrelerde 'Bu virüs var mı?' diye bakabiliyoruz. İkinci bir yöntem de smear testi. Smearle lezyonları kansere ilerlemeden önce ya da çok erken evrede kanseri kolayca tedavi edilebilecek şekildeyken tespit edebiliyoruz. Bütün kadınlar düzenli aralıklarla bu testleri yaptırırsa ölüm oranlarını daha da düşürebiliriz." diye konuştu.
Kadının hayat standartları ile sağlığının korunması adına farkındalık oluşturulması ve erken önlem alınması gerektiğini vurgulayan Aktürk, bu kanser türündeki bir numaralı önlemin kadınların rahim ağzı kanserinin ne olduğunu, nasıl bulaştığını bilmesi, doğru kaynaklardan bilgi alması ve etrafını da bilgilendirmesi olduğunu ifade etti.
"Aşı ne kadar erken yaşta yapılırsa koruyuculuğu o kadar iyi oluyor"
Doç. Dr. Aktürk, ikinci basamak korunma yönteminin ise aşılar olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bu aşılar, HPV virüsünün kansere ilerlemesinin engellenmesi için oluşturulmuş. Türkiye'de de 9'lu aşı var. Rahim ağzı kanserlerinin yüzde 93'üne HPV'nin 7 tipi sebep oluyor. Aşı bu 7 tipi içeriyor. HPV'nin 'siğil' dediğimiz, kanser olmayan ama rahatsızlık veren hastalığı da oluşturan 2 tane tipi var. Aşı bunu da içeriyor. 9-46 yaş aralığındaki tüm kadınlara öneriliyor. Hedef kitle, özellikle 9-14 yaş arasındaki çocuklar. Ne kadar erken yapılırsa koruyuculuğu o kadar iyi oluyor ama 46 yaşına kadar da bu aşı yapılabilir. Üç doz şeklinde yapılıyor."
HPV aşısına yönelik halk arasında "kısırlığa sebep oluyor" veya "öldürüyor" gibi bazı yanlış düşüncelerin olduğunu aktaran Aktürk, "Bu aşıyı olduğunuz zaman (genital) siğillerin yüzde 90'ını engellemiş oluyorsunuz, rahim ağzı kanserine yüzde 93 olasılıkta daha az yakalanıyorsunuz. DSÖ, 2030'da tüm dünyadaki 15 yaşına gelmiş kız çocuklarının yüzde 90'ının aşılanmış olmasını hedefliyor. Bu kadar önemli ve üzerinde durulan bir konu." diye konuştu.
Türkiye'deki tarama programı kapsamında 3 yılda 1 smear, 5 yılda 1 de HPV testi yapıldığını, böylece tanının erken konulduğunu, tedaviye erken başlanıldığını anlatan Aktürk, aşı olunsa dahi tarama testlerinin ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
"Türkiye'de rahim ağzı kanseri taraması üzerinde titizlikle duruluyor"
Doç. Dr. Aktürk, HPV kansere dönüştüğünde yüz güldürücü olmayan sonuçlara yol açabildiğine dikkati çekerek, kanser belirtilerini "artan yoğun akıntı, hastalığın evresine göre lekelenme şeklinde veya yoğun kanama, kasık ağrısı, idrar veya büyük abdestle ilgili problem" olarak sıraladı.
Serviks kanserinde hastalığın evresine göre kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi gibi tedavi metotları bulunduğunu anlatan Aktürk, bu kanser türünde de ileri evrede ölüm riskinin yüksek olduğunu kaydetti.
Doç. Dr. Aktürk, "Türkiye'yle ilgili 2021 verilerine göre, 43 milyon kadın nüfusunda 100 binde yüzde 4-5 oranında yıllık yeni vaka görülüyor. Dünya genelinde de yılda 600 bin yeni vaka ve 350 bin ölüm oluyor. Türkiye'de de 2021'de 43 milyon kadın nüfusunda 1300 ölüm gerçekleşmiş. Dünyada görülen rakamlara göre oldukça düşük. Çünkü Türkiye'de Ulusal Kanser Tarama Programı çerçevesinde rahim ağzı kanseri taraması üzerinde titizlikle duruluyor ve bunun sonuçları da alınıyor, ölüm oranları düşüyor." ifadelerini kullandı.
Rahim ağzı kanserine yönelik taramaların devlet bünyesindeki kuruluşlarda ücretsiz yaptırılabildiğini belirten Aktürk, kamu hastanelerinin hepsinde smear alındığını, HPV taramalarının da KETEM ile Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) 5 yılda bir düzenli yaptırılabildiğini sözlerine ekledi.
KETEM'lerdeki taramada HPV riski tespit edilenler hastaneye yönlendiriliyor
Ümraniye İlçe Sağlık Müdürlüğüne bağlı Dudullu KETEM'de sorumlu hekim olan Dr. Ayşe Keleş ise bu merkezlerde Ulusal Kanser Tarama Programı kapsamında DSÖ'nün önerdiği rahim ağzı, meme ve kolorektal kanserlerine yönelik tarama yapıldığını söyledi.
Rahim ağzı kanserine karşı 30-65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir HPV tarama programını uyguladıklarını aktaran Keleş, bu yaş aralığındaki kişilerin tarama programına dahil edilmesiyle erken evrede kanser oluşumunun engellendiğini ve tedavinin sağlandığını ifade etti.
Dr. Ayşe Keleş, İstanbul'da geçen yılki tarama programına katılım oranına ilişkin, "Rahim ağzı kanseri için İstanbul'daki birinci basamak sağlık tesislerinde yaklaşık 81 bin tarama gerçekleştirildi. Erken evredeki ya da hiçbir belirtisi olmayan kişilere daha fazla ulaşmamız gerekiyor." dedi.
Merkezde tanı koymadıklarını, bir kişinin riski olup olmadığını tespit ettiklerini anlatan Keleş, rahim ağzından aldıkları akıntı örneğinde HPV pozitiflik durumu saptanırsa ileri tetkik ve tedavi için kişinin hastaneye sevkinin sağlandığını aktardı.
Dr. Keleş, tarama yaptırmak için KETEM'den randevu almak isteyenlerin Sağlık Bakanlığının internet sitesinden kendilerine en yakın merkezin bilgilerine ulaşıp oraya direkt başvurabileceklerini, ayrıca telefon ya da "Kanser Randevu Sistemi"nden randevu oluşturabileceklerini kaydetti.