TJK İzmir Şirinyer Hipodromu At Hastanesinde, hasta ve yaralı İngiliz ile Arap yarış atları tedavi ediliyor. Hastanede 6 veteriner hekim, 6 veteriner sağlık teknisyeni, 2 laborant, 3 röntgen teknisyeni, 5 hasta kabul memuru ile teknik hizmetler şefi, 7 gün 24 saat esasıyla görev yapıyor.

Uluslararası standartlarda 2 ameliyathane, 2 laboratuvar, dahiliye, ortopedi servislerine sahip hastanede, yoğun bakım ünitesi de bulunuyor.

Sağlık merkezine getirilen atlar, kabul işlemlerinin ardından önce veteriner kontrolünden geçiriliyor, ilk tetkiklerinden sonra da tedavi için ilgili birimlere sevk ediliyor.

Yarış atlarına insanlarda da kullanılan trombosit yönünden zenginleştirilmiş kan plazması tedavisi de uygulanıyor. Bu yöntemle atların sorunlu tendon, kas ve eklemleri iyileştirilmeye çalışılıyor.

"Daha çok ortopedik sorunlarla karşılaşıyoruz"

TJK İzmir Şirinyer Hipodromu At Hastanesi Sorumlu Yöneticisi veteriner hekim Atacan Erkan, sadece İzmir değil diğer bölgelerden de gelen yarış atlarına sağlık hizmeti sunduklarını söyledi.

Yarış atlarına ortopedi, metabolizma, sindirim, solunum sistemi hastalıkları konularında tedavi verdiklerini kaydeden Erkan, enfeksiyonlara karşı aşı uygulamaları gerçekleştirdiklerini dile getirdi.

Ağız ve diş sağlığı alanında da hizmet verdiklerini anlatan Erkan, günlük hasta sayılarının yaklaşık 150 olduğunu bildirdi.

Atlarda daha çok ortopedik sorunlarla karşı karşıya kaldıklarına işaret eden Erkan, "Kas, kemik gibi sorunlarla karşı karşıyayız. Daha çok antrenmanlardan sonra geldiklerinden performans düşüklüğü görüyoruz. Elle muayeneyi yaptıktan sonra şüphelendiğimiz bölgenin röntgenini çekiyoruz. Oradan sonuç alamadığımız durumda da ultrason veya MR cihazlarından faydalanıyoruz. Bunun haricinde dahili hastalıklarda endoskopi ve ultrason gibi cihazları yoğunlukla kullanıyoruz." dedi.

Erkan, uyguladıkları tedaviyle atların yarış hayatını uzatmayı amaçladıklarını kaydetti.

Atların daha sağlıklı koşmasını sağlamaya çalıştıklarını vurgulayan Erkan, sözlerini şöyle tamamladı: 

"Bir sloganımız vardır, 'Atların ayakları düz bassın.' deriz. Biz bu noktada devreye giriyoruz. Aslında hastaneye getirilen atların geleceğini yürütülen tedavi belirliyor. Küçük sakatlıklarda tedaviyle tekrar antrenmanlarına başlar. Yarış hayatını uzun vadede etkileyecek bir durum söz konusu ise o zaman başka seçenekler oluşur. Kısrak olarak soyunu devam ettirebilir, yarış hayatı sonlanır ya da doğada serbest bırakılabilir. Binek hayvanı ya da gezi atı olarak da yaşamını sürdürebilir. Maalesef tüm atların yarışlarda sürekli koşması söz konusu değil." (AA)
 

Editör: ERDAL GÜNDÜZ