Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizini 750 baz puan artırarak yüzde 17,5'ten yüzde 25'e çıkardı.
Söz konusu kararın yansımalarını ve ekonominin geleceğine dair öngörülerini Yeni Kıroba’ya anlatan ADÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Petek, faiz artırımıyla krizin varlığının kabul edildiğini ifade ederek, “Faiz sebep enflasyon sonuç kavramından uzaklaşıldı. Faiz artışı zaruriydi ve ekonomi biliminin gereğiydi. Ancak tek başına faiz oranlarının yükseltilmesi sorunu çözmez. Neden daha önce faizler artırılmalı dedik, sorun çözmenin ilk basamağı faiz artırımıydı. Gömleğin ilk düğmesi orasıydı. İlk düğme doğru iliklenmezse diğerleri de yanlış iliklenir” dedi.
“DOLAR BASKILANIRSA YAPILANLAR BOŞA GİDER”
“Kur Korumalı Mevduatlara (KKM) ödenen faiz her ay Türkiye’den ERDEMİR’in, PETKİM’in elden gitmesi, sıfırlanması anlamını taşır” görüşünü savunan Petek, doların en az enflasyon oranında artırılması gerektiğini kaydetti. Reel dolardan kayıp olmaması gerektiğini belirten Petek, “KKM’leri zorlaştırdılar ama oradan çıkacak paranın nereye gideceğine ilişkin yön gösterici kararlar alınmalı. Bu yapılmazsa dolarizasyon tehlikesi yaşanır. Yıllık yüzde 50’nin üzerinde mevduat faiz oranı olmalı ki, tasarruf sahipleri parasını korumalı. Büyümeye yönelik orta vadeli ekonomik planın eylül ayında açıklanacağı söylendi. Bunu görmemiz gerekiyor. Eğer mevduat faiz oranları yeteri kadar artırılmaz, dolar baskılanmaya kalkarsa bu yapılanların hepsi boşa gider” değerlendirmesinde bulundu. (KIVANÇ UĞUR)