AA muhabirinin uluslararası danışmanlık şirketlerinden Deloitte'in bu yıl 13'üncüsünü yayınlanan "2024 Y ve Z Kuşağı Araştırması"ndan derlediği bilgilere göre, "İnternet Kuşağı", "Çevirim İçi Kuşak", "Kristal Nesil", "Derin Duygusal Kuşak" olarak da adlandırılan ve 1995 ve sonrası doğumlu bireylerden oluşan Z kuşağı, dijital teknolojinin günlük hayatta ve iş dünyasında pek çok şeyi değiştirdiği bir dönemde iş hayatına atılıyor.
İş-yaşam dengesi ve kişisel gelişim gibi alanlara diğer kuşaklara göre daha fazla önem veren bu kesim, esnek çalışma saatleri sunan ve çalışanların kişisel gelişimlerine yatırım yapan şirketlere yöneliyor. Bugüne kadar geleneksel çalışma şeklini benimsemiş şirketler içinse bu eğilimleri dönüştürmek ve fırsata çevirmek belirli bir adaptasyon süreci gerektiriyor.
"Z kuşağı odaklı bir yönetim anlayışı bugünün şartları için çok gerçekçi olmayabilir"
B2Press Yönetici Ortağı Ediz Tokabaş, AA muhabirine, Z kuşağının iş gücüne katılımında sağlıklı ve verimli bir iş ortamı oluşturmanın temel anahtarının onların değer verdiği unsurları iş dünyasına entegre etmekten geçtiğini söyledi.
Z kuşağının iş hayatına dinamizm, yenilikçilik ve farklı bakış açıları getirerek olumlu katkıda bulunduğuna dikkati çeken Tokabaş, "dijital çağın çocukları" olarak nitelendirdiği bu bireylerin "kısa süreli iş bağlılıkları", "yüksek beklentileri" ve "hızlı değişim talepleri" nedeniyle işverenler açısından zorluklar da oluşturduğunu ifade etti.
Tokabaş, şunları söyledi:
"Bu kuşak, geleneksel iş yapış şekillerini sorguluyor ve daha ben merkezci, yenilikçi yaklaşımlar talep ediyor. İş hayatını bir oyun gibi görüp diledikleri zaman 'pause' etmek diledikleri zaman 'quit' etmek bazen de oyuna 'cheat' (hile) yazarak süreçleri kolaylaştırmak veya zenginleştirmek için talepte bulunuyor. Bu dönüşüm sürecinde en büyük zorluk, farklı kuşakların beklentilerini dengelemek ve herkesin verimli çalışabileceği bir ortam yaratmaktan geçiyor. Günün sonunda Z kuşağı odaklı bir yönetim anlayışı bugünün şartları için çok gerçekçi olmayabiliyor."
Şirketlerin, çalışma modellerini ve kültürlerini Z kuşağının beklentilerine uyarlamak için çaba sarf etmek zorunda olduğunu belirten Tokabaş, şöyle devam etti:
"Bu bireyler, beklentileri karşılanmadığı an 'küstüm oynamıyorum' noktasında bir tavır sergileyebiliyor. Ayrıca, Z kuşağı sürekli öğrenmeyi ve gelişmeyi arzuladığı için, onlara kariyer gelişim fırsatları ve mentörlük programları sağlamak kaçınılmaz. Önceki kuşakların 'kanaatkar' tavrını bu kuşakta bulabilmek mümkün değil. Ancak, kendi ekibimde birebir şahit olduğum bir şey var. Sabırsızlıkları, öğrenme ve deneyim süreçlerini olumsuz etkileyebiliyor. Telefondaki bir ekran kaydırışı kadar olan dikkatleri iş hayatının da bu hızda akması gerektiği yönünde bir yanılgıya ve yanlış bir beklentiye neden oluyor."
Tokabaş, Z kuşağı için yaptıkları işin bir anlam ve amaca hizmet etmesinin önemli olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"Şirketlerin, çalışanlarına kurumun vizyonu ve hedefleri hakkında net bir bilgi vermesi ve onların bu hikayeye ortak olup katkı sağlamalarını desteklemesi gerekiyor. Öğrenme ve gelişme fırsatları sunmak, Z kuşağını motive edecek ve bağlılığı artıracaktır. Z kuşağı, başarılarının takdir edilmesini ve tanınmasını bekliyor. Sosyal ağlardaki gibi 'şovenist' bir yaklaşımı iş dünyasında da görmek istiyor. Düzenli geri bildirim ve ödüllendirme programları, bu ihtiyacı karşılayacaktır. Hiyerarşik olmayan, açık ve şeffaf bir iletişim ortamı, Z kuşağının kendini ifade etmesini ve fikirlerini özgürce paylaşmasını sağlayacaktır."
"Z kuşağı, yenilikçi çalışma modellerinin gelişmesini teşvik ediyor"
EY Türkiye İş Gücü Danışmanlığı Lideri ve Şirket Ortağı Ersin Yıldırım da bilgiye hızlı erişim ve öğrenme yetenekleri sayesinde Z kuşağının işyerlerinde karar alma süreçlerini hızlandırdığını dile getirdi.
Yıldırım, Z kuşağının uzaktan çalışma taleplerinin, şirketlerin küresel yetenek havuzuna erişimini kolaylaştırarak daha çeşitli ve yetenekli bir iş gücü oluşturmalarını sağladığını belirterek, bu taleplerinin aynı zamanda iş dünyasında proje bazlı çalışma, kısa süreli sözleşmeler gibi yenilikçi çalışma modellerinin gelişmesini teşvik ettiğini kaydetti.
Z kuşağının sürdürülebilir iş uygulamalarına da önem verdiğini anlatan Yıldırım, "Bu da şirketlerin çevreye duyarlı stratejiler oluşturmasına ve bu alanda sektöre liderlik etmesine imkan sağlıyor." dedi.
Yıldırım, Z kuşağının iş dünyasına katılımının şirketlere getirdiği zorluklar konusunda ise şunları söyledi:
"Z kuşağının uzaktan ve esnek çalışma talepleri, şirketlerin mevcut altyapılarını ve yönetim süreçlerini yeniden gözden geçirmelerini gerektiriyor. Bu da maliyetli ve karmaşık bir sürece neden olabiliyor. Esneklik ve teknoloji odaklı talepleri, çalışanlar arasında bağlılık sorunları yaratabiliyor. Özellikle uzaktan çalışanlar arasında ekip uyumunu ve şirket bağlılığını sağlamak zor olabiliyor. Bu taleplere daha ileri yaş çalışanlar veya üst düzey yöneticiler tarafından direnç gösterilebiliyor. Bu da kurumsal kültürde çelişki yaşanmasına neden olabiliyor. Esneklik ve sık iş değiştirme eğilimleri ise şirketlerde yüksek iş gücü devrine yol açabilirken iş sürekliliğini de olumsuz etkileyebiliyor."
Söz konusu kuşağın, girişimcilik konusunda da önceki kuşaklardan daha cesur ve yenilikçi olduğunu dile getiren Yıldırım, "Özellikle dijital ve teknoloji odaklı alanlarda startup şirketleri kurma eğilimindeler. Bu durum da iş dünyasında yeni iş modellerinin ve yenilikçi çözümlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor." ifadesini kullandı.
Bu kuşağın dijital girişimcilik eğilimlerinin, hem dijital ekonomilerin büyümesini hızlandırdığını hem de yeni pazarların oluşmasına katkı sağladığını anlatan Yıldırım, "Kripto paralar ve fintek çözümleri gibi alanlarda da yenilikçi fikirler geliştirmeye yatkın olan bu kuşak, finans sektöründe önemli değişimlere yol açarken iş dünyasında yeni yatırım modellerinin de oluşmasına zemin hazırlıyor." diye konuştu.
Geleneksel hiyerarşik ve kontrol odaklı liderlik modelleri dönüşecek
Deloitte Türkiye İnsan Yönetimi Hizmetleri Lideri İlksen Keleş ise Z kuşağının etik kaygılar nedeniyle iş tekliflerini geri çevirebildiğine ve çevresel sürdürülebilirlik, cinsiyet eşitliği gibi konularda hassas olduğuna dikkati çekti.
Keleş, Z kuşağı bireylerinin, hızlı değişen pazar koşullarına uyum sağlamaya ve gerektiğinde iş modellerini dönüştürmeye daha yatkın olduğunu söyledi.
İş veren tarafında ise Z kuşağı gençlerinin iş dünyasına girişiyle birlikte geleneksel hiyerarşik ve kontrol odaklı liderlik modellerinin dönüştürüldüğünden bahseden Keleş, "Bu değişimin her sektörde ve her organizasyonda aynı hızda ve yoğunlukta gerçekleşmeyeceğini unutmamak gerekiyor. Bazı geleneksel sektörler ve köklü kurumlar için bu dönüşüm daha yavaş ve zorlu olabilir. Bu alanlardaki değişim, yeni tip liderliklerin ve organizasyonel yapıların başarı ve başarısızlıklarıyla şekillenecektir." ifadelerini kullandı.