İslam aleminde Cuma günlerinin önemi büyüktür. Toplum, topluluk ve toplanma anlamına gelen cuma gününde öğle vaktinde kılınan namazla birlikte hutbede değişik konulara değiniliyor. Bugünkü hutbede “Miras: Sınırlarını Allah’ın belirlediği hak” konusu işlendi.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan hutbede “Dinimiz İslam’ın yerine getirmemizi istediği sorumluluklardan biri de mirası Allah ve Resûlü’nün emrettiği şekilde paylaştırmaktır. Miras, vefat eden bir insanın geriye bıraktığı mal, mülk ve servetin belirli ölçüler içerisinde vârisler arasında pay edilmesidir” ifadeleri ile başlayan hutbede, “Dinimiz İslam, her işimizde olduğu gibi miras taksiminde de adaleti titizlikle uygulamamızı, miras paylaşımında kadın-erkek, büyük-küçük demeden her hak sahibine hakkını vermemizi emretmiştir. Nitekim Nisâ sûresi yedinci ayette Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Anne babanın ve yakınların miras olarak bıraktıklarından erkeklere pay vardır; yine anne babanın ve akrabanın miras olarak bıraktıklarından kadınlara da pay vardır. Allah, miras malının azından da çoğundan da bunları farz kılınmış birer hisse olarak belirlemiştir.” Bununla birlikte dinimiz, miras taksiminde kadınları asla mağdur etmemiş; anne ve babasından, eşinden ve çocuklarından, hatta yeri geldiğinde torunlarından bile onlara pay ayırmıştır. Ayrıca vârislerin karşılıklı rızaya dayanarak mirası kendi aralarında diledikleri şekilde taksim etmelerini de meşru görmüştür” denildi.
MİRAS PAYLAŞIMI ÖLÇÜLÜ OLMALI
Babadan veya anneden kalan mirasın kardeşler arasında ölçülü ve hak geçmeden paylaşım yapılması gerektiğinin anlatıldığı hutbe, “Günümüzde aile içi sorunların artmasına, kardeşler ve akrabalar arasına dargınlıkların girmesine, kavgaların ortaya çıkmasına sebebiyet veren olumsuzlukların başında miras paylaşımında yapılan haksızlıklar gelmektedir. Oysaki miras paylaşımında İslam’ın koyduğu ölçülere riayet etmemek, büyük bir günah, ağır bir vebaldir. Kız çocuklarına haklarını tam vermemek, evlendikleri için onları mirastan mahrum bırakmak, hiçbir vârisin istemediği değersiz mülk ve arazileri onlara layık görmek apaçık bir zulümdür. Ayette buyrulduğu üzere yetimlerin mirasla ilgili haklarını gasp etmek ateşten bir parçayla karnı doldurmaktır. Bir kimse adaletten ayrılmamak şartıyla çocukları arasında malını paylaştırabilir. Mirasın tamamını veya bir kısmını çocuklardan birine hibe ederek diğerlerinin haklarını çiğnemek ise adaletten sapmaktır” ifadeleri kullanıldı.