CHP’nin 38’inci Olağan Kurultayı, 4 – 5 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek. Kurultay öncesinde açıklamalarda bulunan önceki dönem CHP Aydın İl Başkanı Bayram İnci, “Partimiz için değişim zaruri ihtiyaçtır” mesajını verdi.
Büyük Önder Atatürk’ün CHP’nin 1931 yılındaki 3’üncü Olağan Kurultayı’nda söylediği, ‘Partide bir yanlışı, bir eksikliği gördüğünüz zaman kayıtsız, şartsız eleştireceksiniz. Yapılan herhangi bir yanlışa müsamaha göstermek, son derece yanlıştır; mahsuru faydasından büyük olur’ sözünü anımsatan İnci, “Biz düşünce özgürlüğünü, fikir ve inanç özgürlüğünü savunan bir partiyiz. Eleştirilere hoşgörüyle yaklaşmalıyız. Parti içerisinde görülen bir yanlışı dile getirmek partiye zarar vermez. Partiyi temsil noktasında olanların yaptığı yanlışlar partiye büyük zarar verir. Bizim görevimiz bu yanlışları gördüğümüzde uyarmak” dedi.
“KENDİMİ SORUMLU HİSSEDİYORUM”
CHP’de Efeler İlçe Başkanlığı ve Aydın İl Başkanlığı yaptığını hatırlatan İnci, “Gelinen noktada partimle ilgili, ülkemle ilgili, geleceğimizle ilgili kendimi sorumlu hissediyorum. Siyaseti kişisel ikbalim için yapmadım, zenginleşme aracı olarak görmedim. Gerek yaptığım meslek gereği, gerekse ideolojim gereği benim için söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” sözlerine yer verdi.
“TÜRKİYE’DE 3 ÖNEMLİ DEĞİŞİME İMZA ATTIK”
CHP’nin kurtuluşun ve kuruluşun partisi olduğuna dikkati çeken İnci, “CHP, ülkemizde üç önemli değişime imza atmıştır. Egemenliği millete vermiştir. Ülkemizi çok partili sisteme geçirmiştir. Ülkemizi sosyal demokrasi ile tanıştırmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyet’in kurucu ilke ve değerlerine bağlı, çağdaş, sosyal demokrat bir partidir. Cumhuriyet Halk Partisi değişimin partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi büyük dönüşümlerin partisidir. Kurultay öncesi medyanın Cumhuriyet Halk Partisinin yakın uzak tüm yelpazesinde yer alan haberler, yorumlar daha çok parti içine ve partinin çizgisine yönelik. Elbette bunu yadırgamamak gerekir. Cumhuriyet Halk Partisinin öncelikli yapması gereken, iç düzenini en iyi hale getirmek. Ama hemen devamında da yerel seçim için mutlak seçenek olduğunu göstermek. Özünde biri ötekinden kopuk değil” değerlendirmesinde bulundu.
“PARTİ İÇİ DEMOKRASİ TESİS EDİLMELİ”
CHP’li İnci, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bugün Cumhuriyet Halk Partisinin tabanında da örgüt kadrolarında da temel beklenti, kurultaydan güçlenerek çıkılması ve devamında partinin tamamen dışa dönük hale gelmesi. Bunun başlıca yolu da partiden kimsenin dışlanmaması, genel anlatımla ‘ötekileştirme’ olmaması. Değişim, bir durumdan diğer duruma geçmeyi, farklılaşmayı gerektiren bir süreçtir. Yıllardır içinde bulunulan aynı olma durumu edilgen ve başarısız bir sonuç yaratmıştır. Partimiz için değişim zaruri bir ihtiyaç haline gelmiştir. Değişim artık kaçınılmaz. Aynı şeyleri yaparak, aynı kişilerle farklı sonuç elde edemezsiniz. Parti içi demokrasiyi çok iyi tesis etmek lazım. Demokrasiyi önce kendi partinin içinde gerçekleştireceksin ki, dışarıda da inandırıcılığın olacak.”
“BEN DE DEĞİŞİMİ SAVUNUYORUM”
Yerel seçimden önce yeni bir heyecan ve umuda ihtiyaç olduğunun altını çizen İnci, şu görüşleri aktardı:
“İnsanlar çok rahat kazanılabilecek denilen bir seçim kaybedilince demoralize oldu. Partiden duygusal kopuşlar oldu, soğuma ve umutsuzluk meydana geldi. Bizim umudu yeniden örgütlememiz, heyecanı yeniden sağlamamız lazım. Demokratik tüzüğe kavuşmak lazım. Yerel yöneticiler ve milletvekilleri de ön seçimle belirlenmeli. Parti üyeleri karar aşamasına sokulmalı. Önseçim, seçilenlerin üyelere karşı sorumluluğunu güçlendirecek, üyeleri öncelikli hale getirecektir. Öncelikle zihniyetin değişmesi lazım. Parti içi iktidarı genel iktidara tercih eden anlayıştan kurtulmak lazım. Bizim hedefimiz genelde ve yerelde iktidara gelmek olmalı. Milletvekili ve belediye başkanları örgütü dizayn etmemeli. Demokrasi, mahallenin delege seçimlerinden başlar. Tabanın iradesi yukarıya yansımalı. Ben de değişimi savunuyorum. Partide vefa, dayanışma, sevgi ve saygıyla dayalı bir yol arkadaşlığı olmalı. Zaten Cumhuriyet Halk Partili olmak demek, değişime cesaret edebilmek ve değiştirmek demektir. Yine Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözüyle bitireyim: ‘Doğruları söylemekten korkmayınız.’” (KIVANÇ UĞUR)
