CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, “Babayla konuştum, acısı büyük. 'Ben güzel çocuğumu kaybettim en azından onun kaybı ders olsun, başka çocukların ölmemesine vesile olsun’ dedi. Bu Meclis araştırma önergesini bunun için verdim” diye konuştu.

Grup önerisi üzerine söz alan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, şunları kaydetti:

“25 Ekim gecesi Aydın'da Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdunda asansör düştü ve gencecik bir üniversite öğrencisi evladımızı kaybettik. Eminim, vicdanı olan herkesin vicdanı sızladı, Allah rahmet eylesin, bu çok büyük bir acı, hele ana babaya düşen acıyı tarif etmek mümkün değil. Zeren Ertaş, hayatının baharında, gelecek umuduyla gittiği okulundan evine kefenle döndü.

Değerli arkadaşlar, üniversitelerde evlatlarımız, gencecik evlatlarımız ya intihar ederek ya da adına 'kaza' denen ama aslında cinayet olan bu tür olayların sonucunda hayatını kaybediyor. Bakın, sadece Aydın Güzelhisar KYK yurdunda değil, başka yurtlarda da hemen onun arkasından arka arkaya, arka arkaya haberler düşmeye başladı. Sivas'ta KYK yurdunda asansör arızalandı, Çorum'da asansör arızalandı, Ordu'da -son dakika çocuklarımız kurtuldu- halat koptu; bunlar yurtlarda oluyor, arkadaşlar."

“ŞİKAYETLERE RAĞMEN ÖNLEMLER ALINMIYOR”

Aydın’da Güzelhisar yurdundaki asansör kazasından önce bir öğrencinin asansörlerdeki sorunları CİMER aracılığıyla Cumhurbaşkanına şikâyet ettiğini kaydeden Tezcan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu şikâyetler iki yıldır Aydın’da devam ediyor ve buna rağmen önlemler alınmıyor. Diğer yurtlarda da aynı şikâyetler devam etmiş ve buna karşın aklımız ne zaman başımıza geliyor? 19 yaşında gencecik bir evladımızı kanlı asansörden çıkardıkları zaman.

Karakaş’tan ‘tarikat kadrolaşması’ iddiası Karakaş’tan ‘tarikat kadrolaşması’ iddiası

Bunu protesto eden öğrencilere biber gazı sıkıldı. Vicdanınız kabul ediyor mu bunu? Yani şunu mu diyeceğiz: Ölmek serbest, protesto etmek yasak. Öyle mi? Öyle mi bugünün düzeninde, öyle mi? Türkiye Yüzyılında ölmek serbest, protesto etmek yasak mı öğrenciler için?

Değerli arkadaşlar, babayla telefonla konuştum, acısı büyük, Allah sabır versin. Bu Meclis araştırması önergesini verdiğimi söyledim, sizlere bir mesajı olup olmadığını sordum. 'Türkiye Büyük Millet Meclisine, milletvekillerimize bir mesajın var mı?' dedim. Daha önce basına düşmüştü, ne dedi? 'Ben devlete inancımı kaybettim' dedi. 'Ben çocuğumu devlete emanet ettim, yirmi beş gün çocuğuma bakamadı' dedi. Akşam bana söyledikleri şunlar: 'Benim çocuğum çok güzeldi, herkesin çocuğu kendine güzeldir. Allah başka ana babalara bu acıları yaşatmasın. Benim güzel çocuğumu kaybettim. En azından onun kaybı ders olsun, başka çocukların ölmemesine vesile olsun' dedi. Doğrudan size söylediği sözdür, onun aracısı olarak bunu söylüyorum. Bu Meclis araştırma önergesini bunun için verdim. Bakın, gelin, bu çocuklar bizim çocuklarımız. O babanın kaybettiği devlete olan inancını yeniden tesis edebilmek için Meclis araştırmasını açalım. Gelin, onun dileğini yerine getirebilmek için evet deyin, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak evlatlarımıza sahip çıkalım.” (HABER MERKEZİ)

Editör: DİLARA YERLİKAYA