Hızla artan hava sıcaklığına bağlı ortaya çıkan sıcak çarpmasının, astım, bronşektazi veya KOAH gibi akciğer hastalığı olan kişilerde ve kalp hastalarında şikayetlerde artışa neden olabileceğinden, 10.00-15.00 saatleri arasında dışarı çıkılmamasına özen gösterilmesi gerektiği belirtildi.
Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nurdan Köktürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küresel ısınmayla birlikte artan hava sıcaklığının sağlık açısından risk yarattığını söyledi.
Copernicus İklim Değişikliği Servisi'nin açıklamasına göre, 2024 Mayıs ayının 2023 Temmuz ayından bu yana sıcaklıkların art arda rekor düzeyde ölçüldüğü 12. ay olduğunu belirten Köktürk, "Meteoroloji Genel Müdürlüğünün açıklamasına göre de önümüzdeki günlerde sıcaklıklar mevsim normallerinin 4-12 derece üzerine çıkacak. Özellikle risk gruplarında ciddi sağlık sorunları yaşanabilir." uyarısında bulundu.
Köktürk, iklim değişikliğiyle birlikte aşırı sıcağa bağlı gelişen olayların, dünya genelinde yaz mevsimlerinin kalıcı bir özelliği haline gelmeye başladığını ve çok sayıda ölüme neden olduğunu ifade etti.
Bu dönemde özellikle alerjik reaksiyonların arttığına işaret eden Köktürk, "Güneş enerjisi, yoğun betonlaşmanın yaşandığı kentlerde yeterli doğal ve yeşil alan olmadığı için, gereğince soğurulamamakta, sonuçta kentlerde sıcaklıklar daha da artmakta ve burada yaşayanlar daha çok risk altında kalmaktadır." dedi.
Köktürk, Dünya Sağlık Örgütünce (DSÖ), 1998-2017 yılları arasında, sıcak hava dalgaları nedeniyle 166 binden fazla insanın yaşamını yitirdiğinin kayıtlara girdiğini anımsatarak, "Türkiye'de 2004-2017 yılları yaz aylarında İstanbul'da yaşanan sıcak hava dalgalarına bağlı olarak 4 bin 281 fazladan ölüm gerçekleştiği bildirilmiştir. Aşırı sıcaklar, hastalıkları alevlendirerek ya da sıcak çarpmasına yol açarak ölümlere yol açabilir." diye konuştu.
"Kalp-damar hastalıkları, Parkinson, demans hastaları risk altındaki gruplardır"
Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Sebahat Genç de güneş çarpması olarak bilinen sıcak çarpmasının, uzun süre yüksek sıcaklıklara maruz kalmakla vücudun aşırı miktarda ısınmasından ortaya çıkan bir durum olduğunu söyledi.
Özellikle 50 yaş üzerindekilerin risk grubunda olduğunu ancak 75 yaş üzerinde bu riskin daha da arttığını belirten Genç, şunları dile getirdi:
"Bebekler ve 5 yaş altı çocuklar, sıcaklığa karşı koruyucu mekanizmaları yeterince gelişmemiştir. Özellikle kalp-damar hastalıkları, parkinson, demans, obezite, diyabet, ishal, kistik fibrozis, skleroderma gibi hastalığı olanlar, yatağa bağımlı hastalar ve daha önce sıcak çarpması geçirmiş olanlar risk altındaki diğer gruplardır. Sıcak çarpması, astım, bronşektazi veya KOAH gibi akciğer hastalığı olan kişilerde şikayetlerde artışa ve alevlenmelere neden olabilir. Evsizler, yoksullar, daha serin bir yere gitme imkanı olmayanlar risk altındaki gruplar içinde yer almaktadır. Yine yaz aylarında özellikle kentsel alanlarda ozon ve parçacık madde kirliliği söz konusudur. Ozona bağlı hava kirliliği ve sıcaklık artışının insan sağlığı açısından olumsuz etkisi daha güçlüdür. Açık havada çalışan tarım, inşaat, temizlik, ulaşım, posta, peyzaj işçileri, trafik polisleri, askerler, sporcular aşırı sıcaklara karşı dikkatli olmalıdır."
"Sıcak koşullarda çalışan ve terleyen kişiler, sık sık ara vermeli"
Prof. Dr. Genç, sıcak çarpmasının, vücut sıcaklığının hızlı bir şekilde 40 derece ve üzerine çıkması, cildin sıcak ve kuru olması, önce kızarıp daha sonra soluk ve morumsu bir renk alması, normalden daha hızlı soluk alıp verme, nabzın normalden hızlı atması, bulantı, kusma, baş ağrısı, kas krampları, tutarsız konuşmalar, çevreyi tanıyamama, şaşkınlık, agresif konuşma ya da davranışlar, halüsinasyonlar, uyuklama ya da sersemlik hali, havale geçirme ve bilinç kaybıyla kendini gösterdiğini aktardı.
Sıcak çarpmasına karşı tedbirli olunması gerektiğini belirten Genç, şu bilgileri verdi:
"Toplu taşımada klima kullanılmalı, doğal malzemeden yapılmış, hafif, bol ve açık renk kıyafetler giyilmeli, ağır yemeklerden kaçınılmalı, bol su içilmeli. Her sağlıklı kişi günde 1,5-2 litre su içmeye özen göstermeli. Sıcak koşullarda çalışan ve terleyen kişiler, sık sık ara vermeli. Yine şeker, alkol ve kafein içeren içeceklerden uzak durulmalı. Gölgede kalınmalı, geniş kenarlı şapka, güneş gözlüğü ve koruyucu faktörü yüksek güneş kremi kullanılmalı. Sıcak saatlerde dışarı çıkmamaya dikkat edilmeli, özellikle 10.00-15.00 saatleri arasında dışarı çıkılmamalı.
Tüm pencereler ve panjurlar, gece ve sabahın erken saatlerinde açılmalı
Aşırı sıcak günlerde mümkünse evin içinde oda sıcaklığı gündüz 32, gece ise 24 derecenin altında tutulmaya çalışılmalı. Tüm pencereler ve panjurlar, gece ve sabahın erken saatlerinde açılmalı, yapay aydınlatma ve mümkün olduğunca elektrikli cihazları kapatılmalı. Akciğer rahatsızlığı varsa ve egzersiz yapılacaksa serin, iyi havalandırılan bir odada, spor salonunda, dış ortamda ise erken veya geç saatlerde egzersiz yapılmalı. Mümkünse sık duş alınmalı."