Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde uluslararası basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
Buradaki konuşmasında dünyanın her noktasında yaşanan gelişmeleri doğru, tarafsız ve anlık bir şekilde insanlara ulaştırma ilkesini gözeterek hareket eden, bu anlamda önemli bir sorumluluğu yerine getiren basın mensuplarına başarı ve kolaylık dileyen Tunç, toplantının düzenlenmesindeki katkılarından dolayı Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına teşekkür etti.
Tunç, Anayasa'nın 9. maddesine göre yargı yetkisinin, tarafsız ve bağımsız mahkemelerce kullanılacağını, 10. maddesine göre de herkesin kanun önünde eşit olduğunu, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağını dile getirdi.
Anayasa'nın 138. maddesinde mahkemelerin bağımsızlığının düzenlendiğini hatırlatan Tunç, hakimlerin Anayasa'ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verdiğini ifade etti.
Adalet Bakanı Tunç, hiçbir organ, makam, merci veya kişinin yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceğini, genelge gönderemeyeceğini, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını kaydetti.
Anayasa'nın 38. maddesine göre, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağını vurgulayan Tunç, "Türkiye, geçmişten bugüne hukuk devleti ilkesini yalnızca anayasal bir ilke olarak değil, antidemokratik müdahalelere rağmen milletçe bir yaşam biçimi olarak içselleştirmiş ve bu yönde güçlü ve kararlı adımlar atmaktan hiç vazgeçmemiştir. Hukukun üstünlüğü, demokrasimizin ve çağdaş kamu yönetimimizin temel dayanaklarındandır." diye konuştu.
Tunç, "Adalet mülkün temelidir" sözüyle kastettiklerinin devletin bekasının yanı sıra insan onurunun korunması ve toplum huzurunun tesis edilmesi olduğunu vurguladı.
Türkiye'de hukuk devletinin tahkimi, temel hak ve özgürlüklerin daha da genişletilmesi, demokrasinin olmazsa olmazı olan düşünce ve ifade hürriyetinin güçlendirilmesi, hukukun üstünlüğünün tavizsiz şekilde sürdürülmesi için son 23 yılda çok önemli reformları hayata geçirdiklerinin altını çizdi.
Tunç, Türkiye'nin bu temel ilkeleri kurumsal ve kalıcı hale getirmek amacıyla gerçekleştirdiği reformların, sadece ulusal düzeyde değil, uluslararası alanda da yakından takip edildiğini dile getirerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dördüncüsünü bu yılın başında açıkladığı "Yargı Reformu Strateji Belgesi"yle de reform iradesinin devam ettirildiğine işaret etti.
Başta anayasal düzenlemeler olmak üzere gerçekleştirilen reformlarla kadın haklarından çocuk haklarına, düşünce ve ifade özgürlüğünden adil yargılanma hakkına varıncaya kadar temel hak ve özgürlüklerin her alanda güçlendirildiğini, siyasal hak ve özgürlüklerin kullanılmasının önündeki engellerin kaldırıldığını anlatan Tunç, Milli Güvenlik Kurulu, Yüksek Askeri Şura, Hakimler ve Savcılar Kurulu ile Anayasa Mahkemesinin yeniden yapılandırılarak ülkenin demokratik hukuk devleti niteliğinin güçlendirildiğini kaydetti.