Kentteki fabrikalarda bir süre çalışan daha sonra Avrupa'ya işçi olarak giden ve 12 yıl gurbette kalan Karaca, günlerini değerlendirmek için gittiği Kayseri Mesleki Eğitim ve Kültür AŞ'nin (KAYMEK) pekçok kursuna katılarak sertifika aldı.
Ebru, Osmanlıca ve Arapçanın yanı sıra aşçılık, pastacılık, girişimcilik, fidan aşılama gibi kurslara da katılan Karaca, 78 yaşında başladığı hüsn-i hata ise gönülden bağlandı.
Kovid-19 salgını döneminde el yazması Kur'an-ı Kerim yazan Karaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1980'li yıllarda Cami Kebir'de bir vaaz sırasında hocanın herkesin dua etmesini istemesi üzerine "Herkes gürül gürül Kur'an-ı Kerim okuyor, Allah'ım bana da Kur'an-ı Kerim okumayı nasip et de öğreneyim" diye dua ettiğini söyledi.
Bu duayı ettiği gün cami çıkışında babasıyla bir kazaya şahit olduklarını ve yardım etmek için durduklarını anlatan Karaca, kaza yapan kişinin kendisini kazaya neden olmakla suçlaması üzerine önce karakola gittiğini daha sonra da mahkemenin ardından hapse girdiğini aktardı.
Hapishanedekilerin büyük çoğunluğunun namaz kılıp Kur'an-ı Kerim okuduğunu belirten Karaca, şöyle konuştu:
"Sabah kalktım, bir yeri mescit yapmışlar, ezan okundu, herkes namaz kıldı sonra da bilenler eline Kur'an-ı Kerim aldı, bilmeyenler Elif cüzü aldı, ben ortada öyle dikildim, kaldım. Sonra ben de bir Elif cüzü aldım elime. Kendi kendime, 'İsmail Karaca dün bu saatlerde sen Cami Kebir'de hocanın dediğine amin demedin mi dedin, dışarda işi bırakıp Kur'an-ı Kerim öğrenmiyordun, Allah da seni azıcık bir suça bulaştırdı, kulağından tuttu buraya koydu, Hadi eline bir Elif cüzü al da devam et' dedim. Eliften başladım, iyi çalıştım 40 günde Yasin Suresi'ne geldim. Mahkememe 3 gün vardı, ceza yarıya indirildi, geri kalanı da para cezasına çevrildi ve tahliye edildim. Biz camiden hapishaneye gittik, orada Kur'an-ı Kerim öğrendik."