Diyebilecek miyiz sizce?
Ulusça ‘zor dostum zor’…
2020 yılı çok farklı bir yıldı. Sonunda bitti, demiştik.
Dileğimiz 2021 yılının daha iyi geçmesiydi. Salgının şiddeti ve baskısı, can kaybımız önceki yıl gibi devam ettiği halde çoğu insanımızın maske ve aşıyı umursamamasıyla gelip geçti.
Şimdi de yeni gelen yıl 2022’nin umut dolu ve sağlıklı bir yıl olması dileğimizdir.
YENİ YIL
YENİ DÖNEM
Dünya büyük bir değişim içinde. Her şey hızla değişiyor. Yaşam biçimimiz, çalışma hayatımız, sosyal hayatımız, birbirimizle nasıl iletişim kurduğumuz, yolculuklarımız, alışkanlıklarımız, eğitim sistemimiz, her şey ama her şey hızla değişmekte. Bu değişim uzun yıllar tüm dünyada etkisini sürdüreceğe benziyor ve sanırım artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Son iki yıldır tanık olduğumuz değişimlere bakınca “Yeni bir yıla mı yoksa tarihte yeni bir döneme mi yol alıyoruz?” diye düşünüyorum.
Belki de bu yeni dönem “Covid 19 öncesi ve Covid 19 sonrası olarak yer alacak tarih sayfalarında.
Neler değişti bu süre içinde yaşantımızda şöyle bir bakalım.
Sevdiklerimize doyasıya sarılamadık. Dokunmanın iyileştirici gücünden yoksun kaldık. Meğer ne güzelmiş şöyle mis gibi havayı solumak ancak maskelerle yaşamaya başladıktan sonra anladık soluduğumuz havanın önemini.
“Kardeşiz biz hepimiz
Bitmesin hiç sevgimiz
Aramızda dargınlık yok
Aramızda hey hey!” diyebilmek isterken çocuklar gibi; toplumumuzda aile çatışmaları, kaygı bozuklukları zirve yaptı. Herkes birbirine kuşkuyla bakmaya, patlamaya hazır bir durumda dolaşmaya başladı. Anne babalar, çocuklar bir yay gibi gergin. Kalabalık, neşeli aile toplantıları anılarda kaldı.
Hareketsiz ve toplumdan yalıtılmış yaşam, beslenme bozukluklarının, pek çok hastalıkların artışına neden oldu. Sıkıldıkça yeni yemekler denendi, yemekler yapıldıkça yenildi, yenildikçe kilo alındı, kilo aldıkça yeni sağlık sorunları çıktı ve mutlu, özgüvensiz bireylerle çevrildi dört yanımız.
“Eski yıl sona erdi.
Yepyeni bir yıl geldi.
Bu yıl olsun mutlu bir yıl.
Bu yıl olsun hey hey!” demek isterken neler yaşanmadı ki…
Paramızın olması yetmedi uçağa binip dünyanın öbür ucuna gitmeye. Kavuşmalar bir sonraki bahara ertelendi uzun süre. Sınırlar kapandı. Dolaşım serbestliği olan, pasaporta, ulaşım aracına gereksinimi olmayan tek bir gezgin vardı bu sürede: Covid – 19. Neredeyse ışık hızıyla tamamladı dünya turunu.
Eğitim için bilgisayar, tablet, telefon başına oturan çocuklar okulda ya da sokakta bir araya gelemedikleri arkadaşlarıyla çevrimiçi oyunlarda buluşup asosyal, teknoloji bağımlılarına dönüştüler.
Pek çok işyeri kapandı, pek çok insan işsiz kaldı. Gelir ve gider arasındaki uçurum giderek artınca yaşamak “zor zanaat” oldu.
Aşılar, aşı karşıtları derken kurgular, senaryolar arttıkça bilim bir kez daha sorgulandı insanlık karşısında.
“Mutlu olsun insanlar
Mutlu olsun tüm evren
Yeni yılda hep birlikte
Yeni yılda hey hey!”
Çocuklarımızın, öğrencilerimizin çok sevdiği ‘Yeni Yıl’ şarkısı eşliğinde bir yılı daha geride bırakmaya hazırlandığımız bu günlerde değişimin baş döndürücü hızı karşısında umudumuzu yitirmeyelim.
Bilinmezliklerle dolu yeni dönem belki de insanın insana yaraşır şekilde yaşamayı öğrenmesi için zorlu bir sınavdır. Bu sınavı hep birlikte başarıyla geçmemiz, daha güzel günlerin yaşanacağı yeni yıllara kavuşmamız dileğiyle…