Mayıs ayı genelde yağışlı geçse de Mayısın sonlarına doğru yurt içi tatilciler sitelere gelmeye bahçelerinde bakım yapmaya başladılar.
Domates, biber, patlıcan başta olmak üzere o küçük de olsa bahçelerine fidanları dikmeye başladılar. Bazıları, maydanoz, dere otu, roka, tere ilave ettiler. Eğer bahçede yer kaldıysa rozet, sarı kadife, gül, nane, karanfil çeşitleri, akşamsefası gibi çiçekler ilave ettiler. Akşam olunca özellikle yurt dışından gelenlerle oturup sohbetlere devam ediyor, Türkiye, Avrupa ülkeleri ve dünya üzerine konuşmalar yapıyoruz. Uzun yılardır birbirimizi tanıdığımızdan rahatsızlıklar, hastalıklar ve tedaviler konusunda da görüşmeler oluyor. Bu görüşmelerde şaşırtıcı bilgiler de öğreniyoruz. Söz gelimi bana sorulan bir soruda:
“Hocam, tedavi, ilaç alımı devam ediyor mu?” sorusuna ben “Dört yıldır ilaç alımı yapmıyorum. Sadece 3 ayda bir tomografiye giriyor, kan tahlili yaptırıyorum. Şimdi artık 6 ayda bir hastaneye gidiyorum. Hocam kendine iyi bak. Altı ay sonra tekrar görüşelim” deyince yazlıkta çok iyi bir 4 – 5 ay tatil yapacağım demektir. Bu nedenle çok mutluyum.
-“Tomografi ve kan tahlili için ne para ödüyorsun?” sorusuna “Hiç para ödemiyorum. Takviye için güçlendirici bir iki ilaç yazılırsa ona da para ödemiyorum” deyince Hollanda’dan gelen arkadaşlar tepki gösterdi.
-“Biz Hollanda’da acilden giriş yapınca bile şu faturayı öde diyorlar. Öyle tomografiye zırt pırt havale etmiyorlar. Oralarda sağlık işi çok pahalı ve zor. İlaç yazmak da o kadar kolay değil. Benim Hollandalı arkadaşlarımı göz için, kemoterapi için diş bakımı ve tedavileri için hatta saç ekimi için Türkiye’ye geliyorlar. Sağlık alanında Türkiye’nin çağ atladığını, örnek gösterildiğini artık siz de görün deyince öbür arkadaşlara baktım. Onlar da evet anlamında başlarını salladılar. Diğeri: Biz orada emekli olamayız. Ömrümüz yetmez, o nedenle Türkiye’ye gelip burada emekli olacağız diye bir sürü şikayet alınca epey şaşırmıştım. Yıllardır, maaş yönünden emekli olmak bakımından hasta olunca gösterilen ilgiden hep AB ülkelerini örnek aldık ve örnek gösterdik. İçlerinden birisi
-İnsanlık orada bitti. İnsanlık örneği Türkiye diye çıkış yapınca epey şaşırmış ve sevinmiştim. Gerçi Türkiye’ye turist olarak gelmek önceliğinin Almanlarda, Ruslarda, İngilizlerde, Hollandalılarda olduğunu biliyoruz ama insanlık örneği olarak bizi görmelerine çok sevindim. Aydın Lisesi Müdürü olarak 10 yılı aşkın bir süre bu ülkeleri hep hayranlıkla gezmiştim. Aramızda gelişim farklılığı görmüştüm. Bunları biz çok kısa süre sonra geçeriz diye de umutlanmıştım. Demek o yıllar erkenden başladı diye inanın gururlandım ve sevindim. Hele içlerinden birisi orada yerel kamu kurumunda yetkili birinin kızı ile evlenip çoluk çocuğa karıştığını, hanımının tüm akrabalarını Kuşadası’na, Didim’e, İzmir’e İstanbul’a, Antalya’ya getirdiğini, Türk ailelerle tanıştırdığını anlatınca daha da sevindim.
Ama konuşmalar devam ederken bir diğerinin sorusu benim mutluluğumu gölgeledi.
-Beyhan Amca, Kuşadası Arıtma Tesisi bitti mi?
Yıllardır kanalizasyonun denize verilmesi ne zaman bitecek? Plajlarınızda mavi bayrak ne zaman dalgalanacak? diye sorunca “Vallahi arıtma tesisleri bitti mi çalışıyor mu bilmiyorum ama Büyükşehir Belediyesinin plajlardaki kumsalları sürdüğünü, kızak çektiğini gördüm deyince
-Beyhan Amca, deniz temiz olmayınca kumsalda ne işimiz olur? Sağlık sorunu olan, denizin plajına niye geleyim ki?
-Sahi o Kirazlı tarafındaki betonarmesi biten o arıtma tesisi daha açılmadı mı