Dünya ve ülke gündemindeki yerini koruyan koronavirüs salgını hız kesmeden devam ederken halkımızın sanki salgın sona ermiş gibi davranması ve o şekilde yaşamlarını sürdürmesi gözlerden kaçmıyor. Çarşı –Pazar, AVM'ler, lokantalar, sergiler, tiyatrolar ve daha bir çok kamuya açık alanda herkes salgın sona ermiş havasında. Maske takan kişi sayısı az, sosyal mesafe zaten yok. Örneğin bir kamu kurumunda işiniz var sıraya giriyorsunuz kuyruklar uzadıkça uzuyor. Kimse sosyal mesafeyi takmıyor herkes iç içe, maske takanlar da mecburiyetten takıyor. Ancak maskelerde doğru şekilde takılmıyor. Birde çoğu kamusal kurumlarda hijyen kitleri yok, el denfeksiyonunu sağlayan kit varsa bile kutuların içi boş. Ayrıca imza atılması gereken yerlerde herkes aynı kalemi kullanıyor, bankolara herkes dokunuyor, sehpalar ortak kullanılıyor, oturma bankları ortak kullanılıyor. Yani oralarda bile artık hijyen kurallarına riayet edilmiyor. Alınan tedbirler toplum sağlığını korumak için, devletin açıkladığı virüs tedbirlerine bireysel olarak uymak vatandaşlık ve insanlık görevidir. Yaşananlara bakılırsa hiç kimse ders almamış; evlere hapsolmaktan, en yakın aile bireyini, eşini dostunu, komşusunu, dedesini, ninesini, amcasını, dayısını ve daha nice sevdiklerini kaybettiklerini çabucak unutuvermişler.
Aşılanma oranımız tam istenilen seviyelerde değil. Aşı karşıtlarının yanı sıra, ikinci dozdan sonraki hatırlatma dozlarını da yaptırmayanlar tehlike saçmaya devam ediyor. Yani koronavirüs zayıflamadı o kendi hızını sürdürüyor. Geçtiğimiz günlerde yapılan bir
açıklamada koronavirüsün ilk çıktığı yerde Çin'in Wuhan kentinde yeni mutasyon koronavirüs vakaları görüldü denildi. Yaklaşık 20 kişide bu yeni virüsün mevcut virüsten kat be kat tehlikeli olduğu ifade edildi. Artık ne kadar doğru ne kadar yalan bilemeyiz, korku veren bir haber olarak dünya kamuoyuna aktarıldı. İşte daha biz varyant koronavirüslerle mücadelede tam anlamıyla baş edemiyorken birde süper, hiper, ultra koronavirüs varyantlarıyla nasıl baş edeceğiz oda bir muamma…