Ruh sağlığımız yaşadığımız hayatı güçlü tutmak için çok önemli yetimizdir. Bireysel sıkıntılarımızın çözüm yolları yine tecrübeli kişilerden aldığımız hayat hikayelerin de gizlidir. Televizyon kanallarının ana haber bültenlerinde her gün bir kadın cinayeti, husumetli kişilerin çatışma görüntüleri, bakım ve rahabilitasyon merkezlerinden şiddet görüntüleri ve daha pek çok haber ve görüntü izliyoruz. Bu gibi haberler bireysel ve toplumsal ruh sağlığımızı sarsıyor.
''Artık alıştık'' diyecek kadar da normal gördüğümüz şiddet bağlantılı haberler psikolojimizi derinden etkiliyor aslında. Kendi kendimizi sorgular oluyoruz '' Bu gibi olaylarla karşı karşıya kalsam ben nasıl davranırım'' diye. Allah kullarının akıl sağlığını korusun ama ister istemez herkesin başına gelebilecek durumları duyup, izledikçe morallerimiz altüst oluyor.
Bir de televizyon kanallarının reyting uğruna hazırlayıp sunduğu programlar var. Katillerin, kaybolan kişilerin, dolandırıcı şebekelerinin araştırıldığı programlar yayınlanıyor her gün ekranlarda. Tv. Kumandasını alıp hangi kanala tuşlasanız mutlaka bir adli vakaların işlendiği programlar karşımıza çıkıyor. Ana haber bültenleri ve adli vakaların işlendiği programları ister istemez göz atıyoruz. Sonra elimiz ayağımız buz kesiyor adeta duyup izlediklerimiz karşısında. Toplumun genel ruh sağlığı bu gibi haberlerden sonra bozuluyor. Kimi suça meyilli kişilere de cesaret veriyor sanki bu haberler. Öyle ki kadına şiddet uygulayan birinin ya da birilerinin adli kontrol şartıyla serbest kalması, cinayet işleyenlerin çok kısa süre hapiste yatarak tekrar toplum içine geri dönmesi gibi haberler de bizi şok ediyor, üzüyor, öfkelendiriyor. Bu haberleri izleyen büyük bir insan grubu ilahi adalete inanıyor ve güveniyor. Ancak öfkeye kapılanların bazıları da suç işleyenlerin, işledikleri suça karşılık cezalandırılmasını istiyor. Evet , adalete inanıyor ve güveniyoruz ama gördüğümüz izlediğimiz ve duyduğumuz haberlerden sonra kırılıyor, üzülüyoruz.
Kendi adıma aldığım kararı yıllardır sürdürmeye gayret ediyorum. Televizyon izliyorsam belgesel programlarını tercih ediyorum, doğal yaşam belgesellerinde izlediğim hayvanlar ve ormanlar ruhuma iyi geliyor. Bir yılı aşkın süredir ülkemizde ve tüm dünyada başımıza bela olan koronavirüs salgını haberlerini izliyorum ki en azından toplumsal yaşama karşı bilgiler edinebileyim diye. Aşılama çalışmaları yavaş adımlarla ilerlese de umudumu canlı kılıyor.