Soykırım Yalanı

Abone Ol

1915’de bağımsız Ermenistan hayaliyle isyan çıkaran çeteler, Rusların yardımıyla doğu Anadolu illerinde yerleşik halka akıl almaz vahşet uygulamıştır.

Ermeni çeteleri ve onlarla birlik olan yerleşik Ermeni halkı, Van ve Kars’a bağlı köylerde masum halkı camilere ve bazı büyük depolara doldurarak binaları ateşe vermiştir. Bu bölgede yaşanan mezalimi, delilleriyle görmek mümkün.Ancak Rus ordusu devreden çıkınca yalnız kalan Ermeni Taşnak çetesi ve onu destekleyen yerli Ermeniler, Türk ordusu gereken dersi vermiş ve bölgede duruma hakim olmuştur.Ama bu süreçten sonra Ermenilerle Türklerin aynı coğrafyada birlikte yaşamaları çok zordu. Çünkü Ermeniler vatandaşı olduğu ülkenin ordusunu arkadan vurmuş ve yüzyıllardır birlikte yaşadıkları Türk halkına soykırım uygulamış, mal ve ırzına el sürmüştür. Kars, Iğdır ve Van dolaylarında hala toplu mezarlara rastlanmaktadır.

Bu nedenle İstanbul hükümeti, iki yerleşik halkın bir yörede yan yana yaşamayacağına ve Ermenileri sürgün anlamına gelen TEHCİR edilmelerine karar vermiştir. Osmanlı sürgünde adil davranmış, mecburi iskana tabi tutulan Ermenileri Osmanlı ordusunun himayesinde Suriye ve Lübnan’a kadar götürmüş, onlara konut yardımı, ziraat yapmaları için arazi tahsis etmiştir.Belirttiğim hususlar tarihi belgelerde mevcuttur. Ancak Ermenilerin Anadolu’dan Suriye ve Lübnan’a taşınmaları sırasında bazı talihsizlikler yaşanmıştır. Tifo ve benzeri salgın hastalıklardan 20-25 bin civarında Ermeni ölmüş, kafile yolda çetelerin saldırısına uğramış, ancak suçlular kısa sürede yakalanıp idam cezasına çarptırılmıştır.

O tarihlerde Anadolu’da görülen salgın hastalıktan Türklerden de binlerce insan hayatını kaybetmiştir. O dönemde yaşanan bir olaylar düzenli şekilde tutulan arşivlerde mevcuttur.Bu olayların yaşandığı 1915’den 60 yıl sonra Amerika’da Başkonsolosumuz Mehmet Baydar Ermeniler tarafından katledilince, Türk halkı, “Bu neyin düşmanlığı” diye birbirlerine sormaya başladı. Çünkü tarih kitaplarında böyle bir konuyu hiç okumamışlardı.

1994 yılına kadar devam eden cinayetlerde 34 vatan evladı katledilmiş, ancak bu cinayetler dünya kamuoyunda hiç kınanmamıştır. Ermeniler bu cinayetlerle kalmamış, Sovyetler Birliği döneminde Rus ordusunun gücünü kullanarak Karabağ-Hocalı’da Azerbaycan halkına yine mezalim uygulamış ancak ne yazık ki, dünya kamuoyu buna da seyirci kalmış ve bir milyon civarında Azeri halkı yerlerinden, yurtlarından sökülüp atılmıştır.

Türkiye’yi bölmeyi kafasına koyan batılı emperyalistler, asıl soykırıma uğrayan Türkler olmasına rağmen, ülkremizi her platformda mahkum etmek için ellerinden geleni yapmaya devam etmişlerdir.

Oysa Rus lideri Stalin’in bir gecede trenlere bindirip sürgüne gönderdiği milyonlarca Türk’ün akıbetinden ve buna sebep olan sorumlulardan kimse söz etmemiştir.Artık 24 Nisan 1915 tarihi batılı emperyalist Hristiyan dünyasının rüzgarıyla bir soykırım tarihi olarak kabul edilmiştir. Ermenistan’ın Avrupalı destekçileri Türkiye’yi suçlayıcı yasalar, çıkararak mahkum etme yoluna gitmişlerdir.Ermenilerin Türklere yönelik soykırımın kısa bir öyküsünü yazımın başında sizlere sunmaya çalıştım. Ermeni soykırımının izlerini Doğu Anadolu’da rastlamak mümkün?

Soykırımı kim kime yapmıştır? Bunu tespit etmek çok kolay. Devlet arşivleri ortada. 1915 ve sonrasında bölgede yaşanan bütün olay ve bunlara ait belgeler arşivlerde duruyor. Tarihçilerden oluşacak bir komisyon, konuyu etraflıca araştırarak bir karara varabilir. Ancak böyle bir teklifi Ermeniler ve batılı ülkeler hep reddetmiş ve Türkiye’yi siyasi bir tercihle mahkum etmeyi sürdürmüşlerdir.Şüphesizki geçmişte çok büyük acılar yaşandı. Türkiye 1917’de sorunu çözdü sandı. Ancak ne çareki 20. Yy sonunda Ermeni meselesi büyük bir sorun olarak karşınıza çıktı.

Türkiye, Ermenilere ve onların hamisi batılılarla yüzleşmeye hazır. Ancak onlar anlaşmaya yanaşmıyorlar ve Türkiye’yi siyasibir tercihle tek taraflı eleştirmeye devam ediyorlar. Yani Türkiye emperyal güçler tarafından çoktan mahkum edilmiştir.Sonuç olarak 101 yıl önce Ermeni canilerce katledilen Türklerin aziz hatırası önünde saygı ile eğilir ve onlara Allah’tan rahmet dilerim.