Sonbahar, bitkilerin neredeyse bir yıllık yorgunluklarını atmak, derin bir uykuya geçmek için son hazırlıklarını yaptığı mevsimdir. Havaların ne sıcak ne de soğuk olmasından dolayı bu mevsim de bahar olarak adlandırılır. Diğer adı ise güz mevsimidir. Doğanın bin bir türlü rengini sunar bize. Bu mevsimde sarının ve yeşilin her tonunu görmek mümkündür. Bazı yaprakları sararmış, bazıları henüz yeşil olan ağaçlar bir renk cümbüşüdür adeta. Sonbaharda olgunlaşan nar, ayva, hurma gibi meyveler de bu mevsimin diğer güzel bir yanıdır. Her mevsim güzel ve gereklidir. Ülkemizde dört mevsim de en güzel şekilde yaşanmaktadır. Yaz ayları boyunca suya hasret kalan toprak, sonbaharda nihayet yağmurla tekrar buluşur ve aldığı suyu bağrında büyüttüğü bitkilere gönderir.
Sonbahar bir yandan da okulların açıldığı mevsimdir; bu nedenle değeri büyüktür. Çocuklar yaz boyunca dinlendikten sonra sonbaharın ilk ayı olan eylülde yeniden okula başlar. Böylece çocuklar çalışmaya başlarken, bitkiler dinlenmeye geçer.
HAZAN MEVSİMİ
Sonbahar, güz, hazan... Hep aynı mevsimin farklı isimleri. Hazan mevsimi... Hüzün veya hüznün mevsimi olarak da anılır. Bir anlamda insanlara hüzün verir sonbahar. İnsanlara ölümü hatırlatır. İnsan nasıl tek tek ölüme giderse, yapraklar da öyle tek tek dökülür. Fakat aslında her ikisi için de bir yok oluş değildir bu. Bir yenilenme, bir yeniden doğuştur.
Ağaçlar sonraki ilkbaharda yeniden canlanır, yeniden verir filizlerini. Hem de daha da güçlenmiş olarak. İnsanlar ise başka bir dünyada yeniden dirilmektedir. İnananlar için... Böyle hüzünlü konuştuysak da sonbaharın üzüntü, keder, sıkıntıdan ibaret olduğunu düşünmeyin elbet. O, coşkuların, heyecanların da mevsimidir. Çocukların okul bahçelerinde cıvıl cıvıl koşuştuğu, yüreklerinin heyecanla dolduğu mevsimdir aynı zamanda.
Sonbaharda yediğiniz bir dağ alıcına, mayhoş nara, sulu ayvaya doyum olmaz. Tüm bu meyveler, bizi kış soğuklarına karşı korumak için adeta bir zırh gibi yaratılmıştır. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için gerekli olan her vitamin vardır onlarda. Sonbaharın bizlere bir armağanı da budur işte.
Sonbahar mevsiminde hiç ormana çıkıp ağaçlar arasında dolaştınız mı acaba? İnanın ilkbahar manzaralarını aratmayacak hatta belki de daha güzel manzaralarla karşılaşırsınız. İlkbaharda genellikle gördüğünüz tek renk yeşildir. Oysa sonbaharda yeşil, sarı, turuncu renkleri her tonuyla bir renk cümbüşü oluşturur. Yazın kuruyan küçük su kaynakları sonbaharda yeniden dirilmeye akmaya başlar.
Bu mevsimi en güzel şekilde değerlendirmek için doğaya tohumlar saçabilir, fidanlar dikebilirsiniz. Siz doğaya bir verirseniz, o size bin olarak karşılığını verecektir.
Havaların soğumasını ve kış gelmesini kimse istemese de serinleten, sıcaklardan sonra rahat bir nefes aldıran sonbaharı sevmemek mümkün değil.
Sonbahar denilince akla sarı renk ve düşen yapraklar gelir. Yazın sıcak günleri sona erer. Önce geceleri serinlemeye başlar. Artık akşamüstleri kısa kollularla hafiften ürperir insan da ince bir ceket ister sırtına. Derken yapraklar dökülmeye, yaz boyunca hasret kalınan yağmurlar yağmaya başlar. Hele o ilk yağmurun kokusu. Toprağın uzun süre sonra kana kana içine çektiği yağmur suyuna karşılık bize cömertçe sunduğu nefis koku.
BENCE SOLAN YAPRAKLARIN MEVSİMİ DİYENLER HAKSIZLIK YAPIYORLAR
Sonbahar hareketin mevsimidir. Bir hazırlık, bir enerji vardır her yerde. Okulun ilk zili sonbaharda çalar. Sonbaharda okul çocuklarının ve anne babaların heyecanı, hareketi sarar sokakları. Yazlıklardaki arkadaşlarla bir sene sonrası için sözleşerek ayrıldıktan sonra okul için alışverişler başlar. Dükkânlar da kış ve okul alışverişi için hazırdırlar. Vitrinleri yazlıklardan arınmış, kış için donanmıştır. Evlerdeki kış hazırlığı, yeni bir okul döneminin başlamasıyla her öğrencinin “bu sene daha çok çalışacağım” diye kendisine söz vermesi, kış öncesi yapılan dip bucak temizlikler ve serin, terletmeyen, üşütmeyen, bizi düşünen havasıyla sonbahar. İşte bu yüzden sonbahara solan yaprakların mevsimi diyenler haksızlık yapıyorlar bence. Sonbahar tam da başlangıçların, dirilişin mevsimi.
Sonbahar yaşayacağımız en hüzünlü aylarımızdandır. Hüznün eksik olmadığı gibi insanlar içine kapanır. Sonbahar ayları kapalı geçerek insanların kendisine gelmesini sağlar. Yaşayanlar hüzne boğularak çevresine ve yaşamına bakar. Hayatından her şey giderek yeni bir yaşama geçmiş olur. Mevsimlerin değişimi insanları en derinden etkileyendir.
Yaz ve kış mevsimi arasındadır. İnsanların havalar ısındığı zaman bunalırken, kışında soğuktan şikayet ederler. Sonbahar ise tam ortası olması rahat bir yaşam sürdürmeyi sağlar. Güz ve hazan dönemleri olarak bilinip her yarım kürede yaşanan dönemdir. Kuzey kutuplarında yer alan ülkemiz için Eylül, Ekim, Kasım aylarını kapsamaktadır. Kışın habercisi olup sonbahar havanın gittikçe soğuyarak hazırlanmamız gerektiğini hissettirir. İnsanlar kışa hazırlanması için uyardığı gibi yemyeşil görüntülere kavuşması sağlanmaktadır. Ağaçlardaki ve çevredeki bitkilerin yaprakları sararak dökülmeye başlar. Mevsim aldatıcı bir hava olarak görülerek sıcaklık soğukluk ne zaman olacağı bilinmez.
Sonbaharda bazen dört mevsim birden de yaşanır. Meyve ve sebzeler bu dönemde olgunlaşarak bolluk görülür. Kendisine özgü özellikleri bulunarak bolluk ve bereketi gösterir.
Sonbaharın en güzel yanlarından birisi yaz sıcaklarının sona ermesidir. Elbette ki bu mevsimin, kış soğuklarının da habercisi olması, pek hoş gelmez bizlere; fakat insanların çoğu, kışın soğuk günlerini, yazın o bunaltıcı günlerine tercih etmektedir. Her mevsimin kendisine göre güzel yanları da kötü yanları da vardır. Sonbahar mevsimine baktığımızda, güzel yanlarının daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Ancak her şeye rağmen, her mevsim tadında güzeldir, demek en mantıklısı ve en güzeli…
ÖZLÜ SÖZ: “Huzur ve mutluluğun saklandığı mevsimdir sonbahar.”
“Sonbahar yılın son sevgi dolu gülümsemesidir.”
“Eylül bir ay değil, bir aylık ayrı bir mevsim.”
Tüm Değerli Aydın'ın Haber Portalı Yeni Kıroba Gazetesi Okurlarım; Mutlu ve Huzurlu Haftalar dilerim. Selamlar, saygılar ve sevgiler. Güzel Günlere, Kalın Sağlıcakla, Esenlikle ve Dostça… Güz mevsiminizin bolluk ve bereket içinde geçmesi dileklerimle…