ŞİKAYETİM VAR TÜM BANKALARDAN

Abone Ol

Evet yazının başlığından açıkça anlaşılacağı üzere,

Bankalar , firmalar , Nuri Alço’dan beter tecavüzcüler.

işi açıkça güpe gündüz tacize vardırdılar.

hem de ilaç katmadan .!

nerde dörtyüzkırkdört’le başlayan arama ,

nerde sekizyüzellili numara,

bilin ki, bir banka..!

Aklı fikri ya kartta, ya da neler alırımda.

günde on aramadan altısı ya bir banka, ya da bir firma....!

hiç bankaların ,firmaların aklından çıkmıyoruz ki..!

tamamen duygusal..!

dervişin fikri neyse zikri de odur misali..!

fikrini de biliyoruz, zikrini de,

ama aşağıdaki anekdotta gibi mübarek kurban bayramı günlerine yakın olduğumuz günlerde , herkesin ayrı ayrı düşüncesi.

Tüketiciler olarak bir kuşatma altındayız.

hepimizi yolunacak bir kaz gibi görenler, ne imza attığımız , ne da kabul ettiğimiz ürünleri kapımıza yollayıp , soymak için tuzak kurmuşlar adeta.

Niyetleri gizli ama yapılan aleni.

Aşağıdaki fıkradaki gibi çok açık içinden geçenler ile talepleri.

Delinin biri camiye girer, belli ki namaz kılacak.

Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer

Bir oraya, bir buraya her köşeye dikkatlice bakar ve hızla çıkar, gider.

Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ,

tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutar.

Ama sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını.

Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses derken,

tabii cemaat de rahatsız olmuştur bu durumdan.

Nihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkar,

Herkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlar.

İmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar.

İmam mahallenin delisini bilir ,az çok garibin halini,

şefkatle yaklaşır meczubun yanına ve der ki ;

-“Oğlum böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın?

Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaz kılmaya yüksüz gel olur mu ?”

Bunu duyan meczub melül-mahzun, ama manalı bir bakışla sorar

-“Âdetiniz böyle değil mi ?”

-“Ne âdeti ?!” der Hoca

Cemaat da toplanmış, merak ve şaşkınlıkla olayı izlemektedir o sıra,

meczup der ki,

-“Hocam ben namaz kılmak için girdim camiye, şöyle kendime uygun bir yer ararken içeridekilere baktım, gördüm ki herkesin sırtında bir şeyler var. Zannettim ki adet böyledir, ben de şu odunları yüklendim geldim işte, neden kızıyorsun? Kızacaksan herkese kız, tek bana değil..!

Hoca şaşırır “ hepimizin mi sırtında var “diye sorar..?

“Evet” der meczub, “Hepinizin sırtı yüklü!”

Cemaatte ise hafiften “deli işte!” manasına, gülüşmeğe başlar.

Meczub bu kez öne atılır ve tek tek cemaati işaret ederek, saf bir çocuk, heyecanıyla bağırır,

-“Bak bunun sırtında mavi gözlü bir çocuk, bunda kocaman bir elma ağacı vardı. Bunda kırık bir kapı, bunda bir tencere yemek, bunda kızarmış tavuk, şunun sırtında yeşil gözlü esmer bir hatun, bununkinde de yaşlı annesi vardı!..”

Sonra iki elini yanlarına salar başını sallar ve umutsuzca;

“ Boş yok, hiç boş yok !..diye tekrarlar.

O böyle söyleyince, herkes dehşet içinde şaşkınlıkla birbirinin yüzüne bakar!

Aynen doğrudur dedikleri çünkü;

Kimi doğacak çocuğunu düşünüyordur namazda,

kimi bahçesindeki meyve ağaçlarını,

biri onaracağı kapıyı,

diğeri lokantasında pişireceği yemeği..

Biri açtır aklında yiyeceği tavuk,

birinin sırtında sevdiği kadın,

diğerinde de bakıma muhtaç annesi vardır.

“Peki söyle bakalım bende ne vardı?” der, bu kez endişeyle Hoca..

O da der ki:

“Zaten en çok da sana şaştım hoca! Sırtında kocaman bir inek vardı!

Meğer , hocanın ineği hastaymış, “öldü mü ölecek mi?” diye düşünürmüş namazda..!

Kısadan hisse,

Her gördüğünü Hızır bil demişler.

herkesin fikrinden sonra gelir , ardından zikri,

bankaların bitmeyen, yıldıran istekleri,

namazdakilerin aklındakiler gibi..!

******

Aylardır yazımın altında bana ulaşabileceğiniz iletişim bilgilerimi verdim. Sağolsun 3-5 okuyucumuz bana ulaşarak , tebrik , istek ve dertlerini ilettiler.

Sizden ricam mektupla, telefonla elektronik postayla , çekinmeden bana ulaşın.

Aydın’ın dertlerini birlikte çözmeye gayret edelim.

İyi haftalar dilerim .

SÖZÜN ÖZÜ :

İNSANOĞLU ANNE KARNINA SIĞARKEN , DÜNYAYA NEDEN SIĞAMADIĞINI, HATIRLAMALI

SONUNDA BİR METREKARELİK YERE SIĞMAK ZORUNDA KALACAĞINI HİÇ UNUTMAMALI.

MEHMET ÖZÇAKIR

mehmetozcakir@hotmail.com

P.K:110 EFELER – AYDIN

GSM : 0.505.8077828