SAĞLIĞIMIZI ETKİLEYEN 5 RADYASYON KAYNAĞI

Abone Ol

Günlük hayatımızın vazgeçilmezi haline gelen cep telefonları, çevremizdeki radyasyon kaynaklarından sadece biri. En çok da cep telefonlarının yaydığı radyasyonun tehlikeli olduğu görüşü yaygın durumda.

Radyo frekansları ise iyonlaştırıcı olmayan bir tür radyasyon yayıyor. Yani X ışınları, kızıl ötesi ve gamma ışınları tarafından yayılan ve DNA'nın yapısını değiştiren iyonlaştırıcı radyasyona göre etkileri daha az. Bazı bilim insanları ise radyo frekanslarından yayılan radyasyonun da tümör oluşumuna hatta gebelikte düşüklere neden olabileceği gerekçesiyle dikkatli olunmasını öneriyor.

Televizyonlardan kablosuz internet bağlantı alanı anlamına gelen Wi-Fi sağlayıcılarına kadar birçok kaynak, radyasyon yayıyor. Çok şaşıracağınız bir radyasyon bilgisi de sigara. Detaylı incelemek gerekirse;

-Cep telefonları: Çoğumuzun başucundan ayırmadığı telefonların kansere neden olup olmadığı kanıtlamadı. Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı cep telefonlarını, "olası kanserojen" unsur olarak tanımlıyor. Bu da yapılan araştırmalarla cep telefonunun kansere neden olduğunun kanıtlanamadığı anlamına geliyor.

-Wi-Fi: Bilgisayarlarımızdan cep telefonlarımıza hayatımızı kolaylaştıran birçok elektronik aletin internete kablosuz olarak bağlanması için Wi-Fi alanında olmak gerekiyor.

Bilim insanları on yıllardır Wi-Fi'ın sağlığa olan etkilerini araştırıyor. 2016'da Endocrin bilim dergisinde yayınlanan bir araştırma, Wi-Fi'dan yayılacak yüksek seviyede radyasyonun hormon dengesini bozabileceği, oksidatif strese neden olabileceği, bunların sonucunda da kanser ve beyin hastalıklarına davetiye çıkacağını ortaya koymuştu.

-Mikrodalga fırın: Amerika Birleşik Devletleri Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan bilgilere göre mikrodalga fırınlardan yayılan radyasyon halk sağlığı için risk oluşturmuyor.

Mikrodalga fırında yemek ısıtırken yaydığı radyo frekans dalgaları, vücuttaki dokuları ısıtacak kadar yüksek ama iyonlaştırıcı olmayan radyasyon yaydıkları için DNA hücrelerine hasar verip kansere neden olacak kadar enerji taşımıyor.

Mikrodalganızdan korkmak için sebep arıyorsanız , yemeğinizi neyin içinde ısıttığınıza bakın. Birçok yaralanma mikrodalga fırına konulan ve ufak çaplı bir patlamaya neden olan alüminyum gibi maddelerden kaynaklı.

-Bilgisayar: Dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar cep telefonları kadar bağımlı olduğumuz diğer aletler.

Birçoğumuzun kablolu değil kablosuz internet kullandığı düşünülürse, etrafımızda iki tip radyasyon kaynağı bulunuyor. Bunlar farklı frekanslarda elektrik ve manyetik alanlar yaratıyor.

Özellikle dizüstü bilgisayarların vücuda daha yakın tutularak kullanılması, sağlık kaygılarını artırıyor.

Bu bilgisayarların radyasyon oranları kendi aralarında farklılık gösteriyor ancak bilim insanları bilgisayarlardan yayılan radyasyonun kansere neden olacak seviyeye ulaşmadığını söylüyor.

-Sigara: Uzmanlar sigaranın insan sağlığına birçok yönüyle zararlı olduğunu her fırsatta yineliyor. Tütünün içindeki katran gibi kimyasal maddeler endişelerin başlıca nedeni.

Peki sigaranın radyasyon içerdiğini biliyor muydunuz?

ABD Çevreyi Koruma Ajansı EPA'ya göre, sigara içen bir kişi, akciğerler ve vücudun diğer bölgelerine zamanla yerleşip büyüyen küçük ve çok sayıda radyonüklidleri soluyor. Tütünün içindeki radyoaktif elementler polonyum ve kurşun, sağlığı tehdit ediyor.

Bunlar, üreticilerin tütün çekirdeklerinin boyutunu büyütmek için kullandığı gübrelerde doğal olarak bulunuyor. Yağmur bile radyoaktifleri temizlemeye yetmiyor. Filtresiz sigaralar bu nedenle daha tehlikeli.

Üstelik pasif içiciler de radyasyonu soluduğu için sadece sigara kullanıcıları için tehlike oluşturmuyor.

Enteresan olacak ki pasif içicilik günümüzde sağlığımızı sigarayı tüketeler kadar etkiliyor. İmkanımız varsa diyeceğim ama günümüz şartlarında bu radyasyonlardan uzak durmak mümkün değil biz yine de dikkat edelim. Sağlıkla kalın…