Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Vladimir Lenin önderliğindeki Bolşeviklerce 1917 Ekim Devrimi'yle devrilmesinden sonra 1922 yılında kurulan ve 1991 yılına dek varlığını koruyan bir devletler topluluğuydu. Avrupa'nın doğu kesimiyle, Asya'nın kuzey kesimi boyunca yayılan SSCB, II. Dünya Savaşı'ndan sonra 22.403.000 km²'lik yüzölçümüyle dünyanın en büyük ülkesi konumundaydı. Nüfus bakımından da 293 milyon 47bin 571 (Haziran 1991) kişiyle, dünyada 3. sırada yer alıyordu.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği: Rusya, Baltık ülkeleri, Estonya, Letonya, Litvanya, Doğu Orta Avrupa, Belarus, Moldova, Ukrayna, Güney Kafkasya, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Orta Asya, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan’dan oluşuyordu.
***
1991 yılından itibaren bu topluluğun üyeleri olan ülkeler teker teker bağımsızlıklarını ilan ederek SSCB’den ayrıldılar. Ukrayna’da bunlardan biriydi. Dilleri ve dinleri aynı olan Rusya ve Ukrayna bu kopuş sürecinden otuz yıl geçmesine rağmen halen didişmeye devam ediyor. Ukrayna konum bakımından stratejik bir yapıya sahip Avrupa’ya açılan kapı ve Karadeniz’de sahili olan bir ülke olmasından dolayı hem Rusya hem de Avrupa ülkeleri tarafından gözde bir ülke. Rusya lideri Vladimir Putin, göreve geldiği ilk yıllardan bu yana Ukrayna yöneticileriyle sürekli ağız dalaşı yapıyor. Ayrıca geçtiğimiz yıllarda Ukrayna’ya asker yollayarak çatışmalar yaşanmasına neden oldu. Ukrayna başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri tarafından da sözlü ve fili koruma altına alınıyor. Bu durum Putin’i Ukrayna konusunda daha agresif bir tutum sergilemeye yöneltiyor. ABD Başkanı Joe Biden, Rusya lideri Putin ile bir araya geldi ve Ukrayna konusunda sert sözlerin sarf edildiği bir görüşme gerçekleştirdi, hatta Biden, Putin’i tehdit etti. Bu görüşmenin ardından Rusya dünya kamuoyuna şayet Ukrayna sorununa dahil olmaya devam eden olursa gerekirse çatışmaktan kaçınmayız mesajı verdi.
***
Oysa Ukrayna ve Rusya aynı evin farklı odalarını oluşturuyor. Kültürel bağları, dilleri ve dinleri aynı bu iki ülkenin. Neyin kavgası bu o zaman? Doğalgazın, petrolün kavgası tabiî ki… Bu kaynaklar o küçücük ülkenin en önemli stratejik kazanımları. Vladimir Putin, bir aile üyesi olarak gördükleri Ukrayna’nın aileden olmayan kişiler ve ülkeler tarafından yönlendirilmesine karşı olduğu için hele ki soğuk savaş döneminin iki baş düşmanlarından biri olan Amerika Birleşik Devletleri’nin müdahil olması kavgayı alevlendiren bir durumu teşkil ediyor. Avrupa zaten ABD’nin sözcüsü ve savunucusu… Rusya öz kardeşi olarak gördüğü Ukrayna’nın Rusya karşıtlarıyla işbirliği yapmasından ötürü kızgın ve öfkeli. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Oleksandroviç Zelenski ise Vladimir Putin’in kendisini ve vatandaşlarını küçümseyerek bakmasından bir hayli rahatsız. Zelenski, Putin’e olan öfkesinden ötürü ABD ve Avrupa ülkeleriyle her türlü işbirliğine hazır olduğunu her ortamda ifade ediyor.
Her ne olursa olsun siyasetin kirli yüzü kendini her yerde göstermeye devam ediyor. Siyasi liderlerin egoları yüzünden olan daima halklara oluyor. Ekonomik zorluklar ve savaş çığlıklarının gölgesinde yaşamaya çalışıyorlar. En son yapılan açıklamalarda Rusya, Ukrayna’ya karşı saldırı düzenleyebileceğini dillendirince hemen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken açıklama yaparak, ‘’Şayet Rusya’dan böyle bir saldırı yapılırsa biz de karşılığını misli olarak veririz’’ dedi. Savaş çığırtkanlıkları devam ediyor, savaş uzmanları da Rusya – Ukrayna savaşı demek üçüncü dünya savaşının çıkmasıdır diyerek tüm dünyaya korku veriyorlar. Zira topyekun bir savaş demek çok büyük felaketin meydana gelmesi, yani insan ırkının büyük bir kısmının ölmesi demek. Çünkü savaşlar eski çağlarda olduğu gibi okla, mızrakla, mancınıkla yapılmıyor. Bir düğmeye basıldığında dünyayı ateş topu haine getirebilecek nükleer başlıklı füzeler var. Ukrayna ile Rusya bir zamanlar Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (S.S.C.B.) aynı evin farklı odalarından ikisini oluşturuyordu. Umarım sağduyu galip gelir ve insanlar siyasilerin şovlarına yenik düşmez.