OSMANLI DEVLETİNDE TARIM ARAZİLERİ

Abone Ol

YÖNETİMİ HAKKINDA
Tımar malî bakımdan, toprak ürünlerinden alınan ve reâyadan aynî olarak tahsil edilen, sabit oranlı bir ürün vergisi olduğundan nakdî ranta dayanmayan öşürle ilişkiliydi. Hazinenin temel gelir kaynağı olan öşrün elde edilebilmesi tımar sisteminin etkin ve iyi işlemesine sıkı sıkıya bağlıydı. Fetihlerle giderek genişleyen çok geniş bir coğrafyada merkezin öşrü doğrudan ve etkin şekilde toplaması imkânsızdı (415).

Osmanlı toprakları farklı yönetim biçimlerine sahipti. Bunlardan birisi Vakıflara ait araziler olup cami, çeşme, köprü ve benzeri pek çok yapının korunması, geliştirilmesine hizmet eden, sosyal içerikli amaçlı kurumlara gelir sağlayan araziler idi.

Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren başlayan ve gelişen Vakıflar iki kısma ayrılıyordu. Birincisi, bizzat kendisinden yararlanılan vakıflar ki, buna “müessesat-ı hayriyye” adı veriliyordu. Bu grup içerisinde camiler, mescitler, medreseler, hanlar, zaviyeler, sebiller girmektedir. İkincisi ise birincilerin sürekli ve düzenli bir şekilde işlemesini temin eden bina, arazi vb. gelir kaynaklarının teşkil ettiği vakıflardı ki, bunlara Osmanlılarda “asl-ı vakf” ismi verilmiştir (224).

Ekonomisi ağırlıklı olarak tarımsal üretime dayanan Osmanlı Devleti’nde kullanılan toprakların % 90’a yakın bölümünde kuru tarım yapılmaktaydı (413).

Tarımın karakteristik dokusu gereği kuru tahıl tarımı düzlük alanlarda yapılıyordu (414).

Aydın İli “Kâfirleri” Hem II. Murad hem Fatih Mehmed devirlerinde Aydın İl’inde ‘kâfir’ olarak tanımlanan kişilere rastlanır. Ayrıca, bu kâfirler zamanında dikilmiş zeytin, dut, kestane ve ceviz ağaçlarına atıflar yapılır. Bu ağaçların diğer ağaçlardan farklı vergilendirildiği görülür (89).

Osmanlı erken döneminde çok yetiştirilen ürünlerden birisi de çeltiktir. Osmanlı sarayının ve mutfakların önemli gıdalarından birisi olan çeltik Büyük Menderes’e yakın sulak alanlarda bol miktarda yetiştirilir ve değerli bir tarım ürünü ve gıda idi.

Osmanlılar Fetret Dönemi’nin sonunda Aydınoğulları hanedanına tamamen son vererek Aydın Sancağı’nı tesis etmişler, tımar sisteminin nizamına göre düzenlemişler ve sancak beyi atamışlardır. Osmanlı arşiv kayıtlarından anlaşıldığı kadarıyla XVI. yüzyıl boyunca Tire’nin, sancak yönetiminde Aydın’dan daha önemli bir yeri olduğu görülmüştür. Tahrir kayıtlarında Aydın’ın ekonomik olarak henüz çok gelişmemiş olduğu görülmektedir. XVI. yüzyıla ait kayıtlarda, Aydın sınırlarının bitiminde büyük sebze ve meyve bahçelerinin olduğu insanların kendi ihtiyaçları için küçük bahçeler yaptıkları buralarda zeytin ve incirin olduğu görülmektedir. Ayrıca, zeytin, zeytinyağı, çuha, bal, pamuk, nar, üzüm, buğday, palamut ticareti, yoğun yapılan ürünler olarak görülmüştür (335).